Logo image
Logo image

Zihinsel Sindirim: Bağırsak Problemlerinin Çözümü

4 dakika
Bilimsel çalışmalar, beyin ile bağırsak fonksiyonları ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu bağlamda zihinsel sindirim kavramı, doğru bir biçimde özümsenmemiş subjektif tecrübelerin bağırsak sorunlarına yol açmasını ifade eden bir kavramdır.
Zihinsel Sindirim: Bağırsak Problemlerinin Çözümü
Son Güncelleme: 29 Mart, 2020

Sindirim sistemi, kişinin duygusal durumuna en hızlı tepki veren vücut sistemleri arasında bulunmaktadır. Herhangi bir şeyden aşırı derecede heyecanlanmış ya da etkilenmiş birinin kusması ya da gergin hisseden birinin karnına ağrı girmesi çok sık rastlanan durumlardır. Bu nedenle ve bağırsakların yeterince hızlı çalışmaması sorununun yaygın hale gelmesi sebebiyle zihinsel sindirim konusu önem kazanmıştır.

Artık mide sağlığı ve sindirim fonksiyonlarının düzgün bir biçimde çalışması ile beyin arasında çok yakın bir ilişki olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bağırsaklara “ikinci beyin” adının verildiğine şahit olmak pek de şaşırtıcı gelmiyor. Bağırsaklar, insan vücudunda tamamen bağımsız bir biçimde çalışan tek organ niteliği taşıyor. Yani ne yapması gerektiği konusunda beyinden izin istemek zorunda değil.

Bağırsaklar, otonom sistemi baypas eden enterik sinir sistemi (ESS) tarafından verilen komutlara uyarlar. Bu sistemin kendine ait nöron devreleri bulunmaktadır. Ancak beyinle iletişimini simpatik ve parasimpatik sistemler kanalıyla gerçekleştirir. Bu kompleks yapı zihin ile sindirim arasında çok özel bir bağlantı oluşmasına yol açar. İşte bunun sonucu olarak da zihinsel sindirim adı verilen kavram ortaya çıkmıştır.

“Mutluluğu sindiremeyen o kadar çok ölümlü var ki! Mutluluk kolayca sindirilebilen bir şey değildir. Aslında daha çok sindirilemez bir şeydir.”

– Miguel de Unamuno

Some figure

Zihinsel Sindirim

Bilimsel çalışmalar, düşüncelerin ve duyguların sindirimi ya da özümsenmesi ile yiyeceklerin sindirimi arasında çok yakın bir ilişki bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. İnsan hayatındaki sindirilememiş tecrübelerin, besinlerin de önemli oranda sindirilememesine yol açtığı sıklıkla görülmektedir. Yani iyi bir bağırsak sindiriminin aslında iyi bir zihinsel sindirime bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

Aynı zamanda tam tersi bir etkinin oluşumundan da söz etmemiz gerekir. Yani sindirim sorunları açık bir biçimde ruh halimizi olumsuz etkilemektedir. Bu gerçek büyük oranda vücudumuzda üretilen serotonin hormonunun %90’ının sindirim sisteminde, %10’unun ise beyinde işlenmesinden kaynaklanmaktadır.

Serotonin maddesinin ruh halimizi ya da modumuzu belirleyen bir nörotransmitter olduğunu hatırlayalım. Yüksek miktarlardaki serotonin mutluluk halini desteklerken, bu hormonun düşük seviyelerde olması ise depresif bir ruh haline yol açmaktadır.

Görüldüğü üzere zihinsel sindirim ile besin sindirimi arasında çok açık bir bağlantı bulunmaktadır. Her ikisi de birbirini etkiler ve biri diğerinin durumunu belirleyici etkilere sahiptir.

Kabızlık ve Zihinsel Sindirim

Zihinsel sindirimin kötü olmasına neden olan başlıca faktörlerden biri kabızlıktır. Bu rahatsızlık kişide, “bloke olmuş” ya da engellenmiş fikirlerin, duyguların ya da geçmiş tecrübelerin olduğuna ilişkin bir işaret olarak yorumlanır. Yani kişi belirli bir fikre ya da duruma saplanmış ve kendisini bir türlü ondan kurtaramıyor anlamı çıkarılmaktadır.

Kabızlık problemi çeken insanlarda, dünde kalan bir şeyi düşünme ve bu düşünceden sıyrılamama durumuna sık bir biçimde rastlanmaktadır. Bu şey bir inanç, bir hedef, bir yara ya da bir eşya olabilir.

Bu durumdaki kişiler, aynı şeyi sürekli olarak düşünür ve bu anlamda herhangi bir gelişme ya da ilerleme kaydedemezler. Bu nedenle kabızlık hastalığının, özellikle takıntılı kişilerde tipik bir rahatsızlık olduğu söylenebilir.

Kabızlık kimi zaman da söylenememiş sözler ve kurulamamış cümlelerle ilintili olabilir. Kişi düşündüklerini ya da hissettiklerini korkudan veya uygunsuz olduğunu düşündüğünden dolayı ifade etmez. Ancak sessiz kalması zaman içinde bunun kendi kendine verdiği bir cezaya dönüşmesine ve sindirim sorunlarına yol açar. Buna benzer şekilde, sürekli olarak geleceğe yönelik temelsiz korkular biriktiren kişilerde de aynı rahatsızlığın sık bir biçimde görüldüğünü ifade etmek gerekir.

Some figure

İshal ve Duygular

Avustralyalı bağırsak sağlığı uzmanı Dr. Megan Rossi, sindirim sistemi ve bağırsak problemi yaşayan hastalarında gözlemlediği faktörlerden birinin kişinin stres seviyesi olduğuna işaret etmektedir.

Dr. Rossi, kendisine sindirim problemleri şikayeti ile gelenlere verdiği önerilerden birinin günde 10 ila 15 dakikalık meditasyon seansları olduğunu söylemektedir. Bu aktivite, sağlığınız için son derece faydalı ve etkili sonuçlar verecektir.

İshal, yaşanan bir olayın ya da tecrübenin veya verilmiş olan bir kararın ani bir biçimde reddedilmesi ile bağlantılı bir problemdir. Zihin, bu olumsuz durumu mümkün olduğunca kısa sürede uzaklaştırmak ister. Bu durumun insan vücuduna yansıması ise bir an önce tuvalete gitme ihtiyacı olarak görülür. Diğer bir deyişle, yetersiz zihinsel sindirim kötü bağırsak sindirimine yol açar.

İshal, hem zihinsel hem de fiziksel anlamda kabızlığın tam tersi bir hastalıktır. İshal durumunda kişinin kabul etmediği ya da suçluluk duyduğu bir şeyi zaman geçirmeksizin ve hızlı bir biçimde kendisinden uzaklaştırma ihtiyacı bulunmaktadır. Kişi, kendine dair bu olumsuz parçayı istemez ya da ne şekilde kabullenebileceğini bilemez. Bu ruh hali kendisini fiziksel bir biçimde ifade etme ihtiyacını doğurur.

Yukarıda detaylarını verdiğimiz tüm bu nedenlerden dolayı sindirim sistemimize biraz daha dikkat etmemiz önemli bir ihtiyaçtır. Sindirim sorunlarının, sıklıkla bir tür duygusal stres ifadesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda yapılması gereken şey, bir türlü sindiremediğimiz ya da özümsemekte zorlandığımız şeyin ne olduğunu bulmaktır. Daha sonra ise bu şeyi doğru ve sağlık bir biçimde zihinsel anlamda sindirerek problemden kurtulmayı başarabiliriz.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


De González Méndez, T. M. (2010). Psiconeuroinmunoendocrinologia, emociones y enfermedad. Una revisión. Revista MedULA, 18(2), 155-63.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.