Yüksek Duyarlı İnsanlar (HSP) İçin 7 Alıntı
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Bugünün alıntıları Yüksek Duyarlı İnsanlar (Aşırı Hassas İnsanlar, Hipersensitif – HSP) içindir ve size daha fazla öz farkındalık ve öz güven, artı daha iyi duygusal yönetim sağlayabilir. Düşündüğünüzün aksine, hassas olmak ve çok şey hissetmek her zaman kötü bir şey değildir. Kalp ile dünyayı görebilmek bir armağandır. Bu süper gücünüzü nasıl “ayarlayacağınızı” bildiğiniz sürece avantajları vardır.
Popüler psikoloji dünyasında sınıflandırma sistemleri çoktur. Galiba onları çok seviyoruz. Her yerde olduklarından, belirli bir kişilik tipine veya davranışa sahip olup olmadığınızı belirleyen özelliklerin listelendiği düzinelerce makaleyi bulmak çok kolaydır.
Sonuç olarak, insanların birkaç makaleyi okuduktan sonra kendilerini yüksek duyarlı bir insan olarak görmeleri alışılmadık bir durum değildir. Ancak, bundan çok daha karmaşık bir durumdur. Oldukça dikkat çekici özelliklere sahip bir kişilik hakkında konuşuyoruz. Yüksek duyarlı insanlar, örneğin ağrı, gürültü ve kokulara karşı çok daha hassastır. Hatta, bazı kumaşlar tarafından rahatsız olan çocuklar bile vardır.
Aynı zamanda çok empatik ve yaratıcıdırlar. Yüksek duyarlı insanlar aynı zamanda tutucu olma eğilimindedir. Yalan söylenen, laf salatası yapılan ve dürtülerine hakim olamayanlarla dolu bir toplumda, hassas insanlar bu iletişim kodları tarafından huzursuz, hatta tehdit altında hissederler.
Bu anlayış ve duygusal kurnazlık sıklıkla bu hassas insanları depresyonun eşiğine doğru götürür. Bu aşırı derecede gürültülü, büyüleyici, ama bazen duyarsız dünyaya tam uymadıkları gibi, neredeyse umutsuz bir şaşkınlık hissederler.
Yüksek Duyarlı Kişiler için alıntılar (HSP)
Alıntılarımız Elaine Aron ve Karina Zegers tarafından yazılmış kitaplardan geliyor. Bu iki yazarın yüksek duyarlı insalar hakkında çeşitli yayınları var ve ilginç oldukları kadar yararlılar.
1. Etiketler
“Sen bir etiket, bir paket değilsin. Bu özelliği olmayan insanlar (çoğunluk) bunu anlamaz, bizi utangaç, zayıf ya da en kötüsü bir günah olarak görüyorlar: antisosyal. Bu etiketlerden korkuyoruz, bu yüzden herkes gibi olmaya çalışıyoruz. Ama bu bizi çok daha fazla abartılı ve endişeli yapar. Bütün bunlar bizi önce diğer insanlar yüzünden ve sonra kendimiz yüzünden çıldırtıyor ya da nevrotik yapıyor.”
– Elaine Aron
Birçoğumuzun, çok hassas olsun veya olmasın, yaptığı hatalardan birisi kendimizi başkalarına uydurmaya çalışmak. İnsanların bizi farklı oluğumuz için yargılayacağından korkuyoruz. Ama bunu düşünmek bir hata. Kim olduğunu, nasıl hissettiğini ve nasıl yaşadığını kabul etmek sağlıklı bir davranıştır. Daha fazla etiketlere bakmayın!
2. Duyarlılığın karanlık yüzü
“Bütün erdemlerin gölgeleri vardır.”
– Elaine Aron
Yüksek duyarlılık bazen bir lanet gibi görünebilir. Yüksek duyarlı insanlar her şeyi daha yoğun bir şekilde hissederler. Herkes kendi benzersizliğini anlamaz ya da dünyayı kendileri gibi görür. Bu garip madalyon yüzü olan bir erdemdir. Ama bu hala bir hediye olmadığı anlamına gelmez. Sonunda, yüksek hassasiyet gerçekliği daha derin bir şekilde deneyimleme şansıdır.
3. Güzel sessizlik
“Yüksek duyarlı insanlar, normal bir çalışma günü gibi orta ve tanıdık bir uyarımdan sonra tam bir sessizliğe ihtiyaç duyabilirler.”
– Elaine Aron
Burada Aron aşırı duyarlılık (hipersensitivite) sorunu hakkında konuşuyor. Konuşma, gürültü, kelimeler ve hatta sıcaklık değişimleri yüksek duyarlı insanlar için çok rahatsız edici olabilir.
4. Gürültülü bir dünyaya uyum sağlama ihtiyacı
“Bir meditasyon öğretmeni bana hayatın stresinden uzaklaşmak isteyen bir adamın hikayesini anlattı. Böylece adam, hayatının geri kalanı boyunca, gece ve gündüz meditasyon yapmak için bir mağarada saklandı. Dışarı çıkması gerekmesinden sonra bir gün bile mağarada bulunmamıştı, çünkü huzursuzdu. Mağaradaki su damlama sesi onu çıldırtıyordu. Buradaki ders, en azından belirli bir noktaya kadar, belli bir gerilim ve stresin her zaman sizinle olacağıdır.”
– Elaine Aron
Görünürde çok komik. Ama gerçekte, bir yüksek duyarlı insanın yaşamının oldukça doğru bir temsilidir. Genellikle sıkıntı ve hayal kırıklıklarıyla dolu gürültülü ve stresli bir dünyada izolasyon ve yalnızlığa ihtiyaç duyarlar. Yalnızlıklarında bile, yine de onlara bir şeyler olacaktır.
Sonuç olarak, dünyadan kaçmak ve saklanmak – ya da onunla savaşmak – hiç bir iyilik yapmaz. Dünya olduğu gibi, karmaşık olduğu kadar da güzeldir. Bunu nasıl kabul edeceğinizi, anlayacağınızı ve buna uyum sağlayacağınızı bilmek, huzur içinde yaşamanıza yardımcı olacaktır.
5. Siz ayrıca bir önceliksiniz
“Karar verme ve öncelikleri belirleme yükümlülüğündeyiz. Ancak, çok duyarlı olduğumuz için, çok hassas insanlar sıklıkla kendilerini sona koyuyorlar.”
– Elaine Aron
Bu kişilik tipinin ortak bir özelliği, bir şeyler üzerine derinlemesine düşünüp, ifade etmelidir. Durumun her yönünü ve detayını düşünmek zorundalar. Ancak, bu derin analizlerin sonucu, genellikle başkalarına öncelik vermekle sonuçlanır. Diğer insanların problemlerine ve ihtiyaçlarına göre onlara değer verirler. Bu muhasebe hatası temelde aşırı empatidir, aslında çok fazla öz güven sorunu oluşturabilir.
6. Duygularınız sizi daha çok insan yapar
“İnsan olduğumuz şeydir, çünkü düşünebilme, hissetme ve hareket etme kabiliyetimiz vardır. Duygularımız bizi değerlendirir.”
– Karina Zegers
Zeger, duyarlı olmanın insan olmak olduğunu hatırlatır. Duyarlılığımızı, duygularımızı ve anlayışlı olmamızı bir problem olarak görmek yerine, bunları kendinizle bütünleştirin. Günün sonunda, insanlar duyguları olmadan hiçbir şey olmayacak. Öyleyse neden duyarlı olmayı bir sorun olarak görüyoruz ki?
7. Duyarlılık ve kültür
“Şanghay’daki ilkokullardaki çocukları Kanada’dakilerle kıyaslayan çalışmalar, Çin’deki hassas ve sessiz çocukların akranları tarafından en çok saygı görenler arasında olduğunu keşfetti. Ancak Kanada’da bunun tam tersi doğruydu.”
– Elaine Aron
Bu küçük bilgi çok ilginç. Her kültür, yüksek duyarlılığı farklı algılar. İlginçtir ki, Doğu ülkeleri çocuklarda bile bu kişilik özelliklerini çok daha fazla takdir etmektedir. Bununla birlikte, Batılı ülkelerde, hassas çocuklar sıklıkla eleştirilmekte ya da hor görülmektedir.
Duyguları normalleştirmenin zamanı geldi. Bu kişilik tipini daha iyi kabul etmeli ve anlamalıyız. Toplum, yüksek duyarlılığı antisosyal, nevrotik veya utangaçlıkla ilişkilendirmeyi bırakmalıdır.
Yukarıdaki alıntılar, yüksek duyarlı insanların, toplumumuzun dokusunu zenginleştiren derin köklü insanlar olduklarından bahsetmektedir. Onları dışlamamalı ya da tuhaf olarak görmemeliyiz. Sonuçta, dünya hepimizin, tüm farklılıklarımız ve tuhaflıklarımızla birlikte bizi barındıracak kadar büyük.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.