Yalnız Olmaktan Mutluyum
Bekar olmanız, bütünlük hissi ve özgürlük içinde olduğunuz, kimseyi beklemeye ya da kimseyi aramaya ihtiyaç duymadan ilerlediğiniz bir yaşam evresinde olduğunuz anlamına gelir. Bekarlık her zaman müsait olduğunuz anlamına gelmez;
Bazen sadece vaktinizi kendinize adadığınız anlamına gelir.
Çoğu araştırma, evli insanların genellikle bekar insanlardan daha mutlu olduğu fikrini desteklese de, birçok farklı şeyi de belirtmektedir: en mutlu çiftlerin, eşlerinin iyi birer partner oldukları ve yakın arkadaş oldukları yönündedir. Aynı zamanda, doğru kişiyi bulmadan önce birçok farklı ilişkiden geçmenin yaygın olduğunu da söylemektedirler.
Ben beklemiyorum ve aramıyorum. Tek yaşama katılmaktan memnunum çünkü kendime bağlıyım, çünkü mutluluğu yaşamak için bir ortağa ihtiyacım yok.
Duygusal ilişkilerin bize en yüce mutluluğu, hayal kırıklığını ve hüznü getirebileceği su götürmez bir gerçektir. Hiç şüphesiz aşk yaşaya değer bir şey, bununla birlikte, var olmamızın tek nedeni aşk olmamalıdır.
Kendi mutluluğunuzun, esenliğinizin ve dengenizin yalnız da olsanız biriyle birlikte de olsanız kendi içinizden gelmesi gerekir, aynı yolunuz boyunca size rehberlik edebilen sonsuz bir ateş gibi.
Toplum bekarlığı bir sosyal statüye çevirirse
Kısa bir süre önce dünyanın çeşitli yerlerindeki medyada “Çin’in Geriye Kalan Kadınları” başlıklı bir haber çıktı. Bu geleneksel ve ataerkil ülkede, gelişim için daha fazla erkek gücü gerekmeye başlayınca, çocuk politikası değişti. Bu, kadınların çocuk sağlama görevlerini yerine getirmesi gerektiğini ima etmekteydi. Bu nedenle, bir kız 25 yaşına geldiğinde hala evlenmemişse, o ve ailesi devlet medyası tarafından belirlenip etiketlenir.
Bu genç kadınlar, “Sheng Nu” (artık kadınlar) takma adını alır ve zorunlu bir ilişki arayışında bir pazarlama türünün bir parçası olurlar. Ancak, bu kadınlar bu tip bir damgalanmadan kurtulmaya çalıştıkları için çoktan belirgin bir dönüm noktasına gelinmiştir. Onlar tekliklerini savunuyorlar ve hepsinden önemlisi, bireysellikleri için savaşıyorlar; ki bu da, komünist bir politik bağlamla pek iyi örtüşmeyen bir durum.
Birçok ülkede, bekarlık bir toplumsal statüye, dolayısıyla da bir kategoriye dönüşmüştür. Gerçekte, bu tür davranışları görmek için Çin’e gitmek zorunda kalmazsınız. Bizimki gibi toplumlarda, bu fikirler daha üstü kapalı olmakla birlikte varlığı da yadsınamaz bir gerçektir. Bekar insanlar “artık” olarak değil, “eksik” olarak tanımlanırlar. Aslında birçok ülkede 40 yaşında bekar bir insan olmak basit bir kişisel başarısızlıktan fazlasıdır.
Bir örnek olarak, yukarıdaki basit ama oldukça açık çizimi düşünün. Bu çizim İdalia Candelas tarafından yapılmıştır ve Meksika’daki bekar kadınların içinde bulundukları hassas gerçekliği tasvir etmektedir. Toplum onları iyi görmediği halde, bekar kadınlar yalnız fakat acı çekmeden depresyona girmeden yaşıyorlar. Toplumun büyük kısmı onları anlamadığı halde, kendilerini güvende hissediyorlar ve kendi başlarına olmaktan hoşlanıyorlar.
Kimseyi aramıyor, kimseyi beklemiyorum
Birkaç yıl önce, “mutlu” ve “bekar” kelimelerini birbirinin yanına koyarak akademik dünyada devrim yaratan bir makale yayınlandı. On yıllar boyunca, mutluluk sadece sevgi elinden, bir ilişki içinde olmaktan, biriyle yaşamaktan geldi.
Bazen teklik özgürlüğün bedelidir ve bize her tür ilişkiden daha fazla şey öğretir.
Aniden, bekarlık moda oldu, ve hatta seyahat acenteleri ve etkinlik organizatörleri bu durumu “sömürmek” için bu olayın içinde yeni bir pazarlama segmenti gördü. Bununla birlikte, pazarlamacılar nihai olarak bekarlığı değil, tek insanları bir eş bulmak ve tekliklerini terk etmek üzere teşvik etmeye başladılar. Ve biz de şimdi aynı kısır döngünün içine girmekteyiz.
Bu hem sosyal hem de ticari anlamda gerçeklerle çelişen bir ironi. Biraz daha ayrıntılı olarak ona bakalım.
Bekar ve bundan vazgeçmeye hazır değil
Bekarlık, kendinizi eş olarak, ortak olarak ya da bir arkadaş olarak rolünüze yeniden kavuşturmak için beklediğiniz bir kavşak ya da bir bekleme odası değildir. Basitçe söylenirse, bazı bekar insanlar bekarlıklarından vazgeçmeye hazır değildir.
Her durum benzersizdir ve herkes kendi yükünü kendisi taşır, ancak aynı zamanda bekarlığın onlara daha zengin bir hayat sağladığını keşfeden birçok insan vardır. Kendilerini kendi çıkar ve tutkularına adamış olabilirler ve yalnız olduklarında daha doğru kararlar veriyor olabilirler.
Elbette hayallerindeki kişiyi, kendilerine uyan ve aynı değerleri paylaşan kişiyi bulmak isteyen insanlar var, ancak bu, dünyanın her köşesinde saplantılı bir şekilde onları aramaları gerektiği anlamına gelmiyor . Kendiniz hakkında iyi hissedebileceğiniz kişisel gelişim yolunda ilerlerken bazen de birilerinin sizi bulmasına müsaade etmeniz gerekir.
Hiçbir şey beklemediğiniz ve her şeyi beklediğinizde…
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.