Suzanne Powell'ın Size İlham Verecek 7 Sözü
Suzanne Powell’ın sözleri kişisel gelişimimiz ve maneviyatımız için cesaret vericidir. Bizi daha fazla sorumluluk ve farkındalığa davet eden sözlerdir bunlar. Kişisel gelişim ve Zen felsefesi alanındaki uzman olan bu isim, sözleriyle “kendimizi sıfırlamak” için kullanabileceğimiz harika bir hayat temposu sunar.
Hepimizin bildiği gibi manevi uyanış ve kişisel gelişim alanında bol olan bir şey var: gurular. Suzanne Powell’ın bu alana yeni bir soluk getirdiğini söyleyebiliriz. Öğrenebileceğimiz uygun kaynaklar, gerçekliğimizi daha iyi yönetmek ve içten dışa doğru genişleyebilmek için kullanabileceğimiz stratejiler öneriyor.
Madrid’de yaşayan bu İrlandalı kadın, alternatif terapiler konusunda eğitim almıştır. Hayatını insanlarda gerçek bir değişim, bir uyanış teşvik etmek için kurslar ve sunumlarla eğitim vermeye adamıştır. Dolayısıyla, “El reset colectivo” (“Kolektif Sıfırlama”) gibi kitaplar aracılığıyla, yeni bir etik kültür dediği şeye şekil veriyor. Bu kültürde her birey koşulsuz sevgi görüp bu duyguyu genişletebilir. Böylece saygıyı teşvik edebilir ve dünyayı duygusal ve ruhsal olarak daha bağlantılı hale getirebilir.
Suzanne Powell’ın sözlerindeki mesajlar bizi işte bunu yapmaya davet ediyor. Aşağıda yer verdiğimiz bu küçük fırça darbeleri olağanüstü birer örnektir.
1. Suzanne Powell’ın sevgi hakkındaki sözleri
“Birbirinizi sevin. Zaman yok, hiç zaman kalmadı.”
– Suzanne Powell
Bu, Suzanne Powell’ın en son kitaplarından biri olan “Despertar, humanos, ha llegado la hora” (“Uyanın insanlar, vakit geldi”) adlı kitabından bir söz. Sayfaları bu mesajla dolu. Neredeyse harekete geçmek ve acele etmek için bir çağrı gibi görev gören bir söz: kendimizi zamana göre konumlandırdığımız yeri değiştirmeye davet eder.
Uyum ve denge dolu bir gelecek bizi bekliyor. İnsanlığın seyrinde, yalnızca burada ve şu anda sorumlu bir şekilde hareket edersek gerçekleşecek olan yeni bir aşamadır. Sevginin anahtar olduğunu anlamalıyız, ilerideki zorlukların üstesinden gelmek için yeterli gücü bulmamız gereken psişik ve ruhsal kastır sevgi.
2. Affetmeyi öğrenmek
“Affet, unut ve kabul et.”
– Suzanne Powell
Çoğu din ve doğu felsefesinde affetmek, teorik temelin bir parçasıdır. her zaman kendi teorik bedenlerinin bir parçası olarak affederler. Affetmeyi bilmek, sadece birlikte yaşamayı geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda bir özgürleşme, büyüme ve genişleme biçimidir.
Bu sayede Suzanne Powell, kişisel prizması aracılığıyla bize bu eylemin önemini öğretir. Affetmek ayrıca yaşananları kabul etmeyi öğrenmek, ilerlemek için o olaydan veya koşullardan ders çıkarmak, kendinizi daha tatmin olmuş ve hafiflemiş hissetmek demektir.
3. Keşfetmek için bağlanın: kendini tanımak
“Kim olduğumuzu anlamak, çevremizle olan ilişkimizi ve nereye ilerlediğimizi keşfetmek için kendimizle bağlantı kurmak çok önemlidir. Unvan ve diploma biriktirmek yeter, önce kendi içinizdekileri keşfetmelisiniz.”
– Suzanne Powell
Bu Suzanne Powell’ın en güzel sözlerinden ve hiç şüphesiz, her gün akılda tutulması gereken bir şey. Genellikle hayatımızın büyük bir bölümünde mesleğimize odaklanıyoruz.Unvanlar biriktiriyor, iş yerinde daha üretken olmamıza yardımcı olan teknik ve hatta psikolojik beceriler kazanıyoruz.
Oysa gerçekte, ilk olarak kişisel bilgi kapısından geçmediğimiz takdirde, bu stratejilerin hiçbiri mutluluğumuza veya kişisel gelişimimize katkıda bulunmayacaktır. Kendimize nasıl bağlanacağımızı bilmek, bizi istediğimiz şeye götürecek yoldur. Sınırlarımızın ve gerçek ihtiyaçlarımızın nerede olduğunu bilerek, yaşamımızda gerçekten istediklerimize bizi ulaştıracak olan yol.
4. Zen nedir, gerçekten?
“… İhtiyacınız olan her şey, koşullarınız ne olursa olsun iç huzurunuzu, sakinliğinizi ve uyumunuzu korumak için gerekli olan kaynaklardır. İşte bu Zen sanatıdır.”
– Suzanne Powell
Zen deyince, bu kavramı kültürel olarak düşünürüz genelde. Belki dövüş sanatları, iç dekorasyon, bahçeler, vb. şeyler gelir aklımıza. Suzanne Powell işte bu alanda uzman. İspanya’daki Zen Vakfının başkanlığı ve çeşitli gönüllü kuruluşlarla işbirliği yapmak yanında hayatımızı iyileştirmek için okuyucularına bu Budist yaklaşımın özgün bir nüvesini sunuyor.
Zen esenliktir, zihin ve beden arasındaki uyumdur. Zen, gerçek değişiklikler üretmek için doğru bir yaklaşım ve sorumluluk duygusu uygular. Mesela, Suzanne Powell nefes almayı öğrenmek ve çakralarımızı dengelememize yardımcı olan alanları harekete geçirmeyi önermektedir.
5. Sabırlı olun, iyimser olun
“Her şey döngüseldir ve değişimden haberdar olmalıyız, tüm manzarayı görebilmek için her zaman dalganın tepesinde durabilmeliyiz ki bu uzaklık ve karşılıklı destektir. Her şey sabırlı olmakla ilgili zira zaman her şeyi iyileştirip yerli yerine koyar.”
– Suzanne Powell
Hemen her şeyin yutulduğu bir acele dünyasındayız. Hayal kırıklığı karşısında genellikle 5 yaşındaki bir çocukla aynı tolerans seviyesine sahip olabiliriz. Bu noktada, sabırlı olmayı öğrenmek nefes almak kadar önemlidir.
Bu, hiç şüphesiz, Suzanne Powell’ın en ilginç sözlerinden biridir. Sadece belirli durumların nasıl kabul edileceğini öğrenmeye davet etmekle kalmaz bizi zira bu durumlar bazen belirsizlikle kuşatılmış bir kavşakta beklememize neden olabilir. Ek olarak, bu anları iyimserlik ve özgüvenle nasıl tolere edeceğimizi de bilmemiz gerektiğini söyler.
6. Takip edilecek en iyi örnek olun
“Kimseyi yargılama ki yargılanmayasın, kimseye zarar verme ki zarar görmeyesin. Başkalarının takip edebileceği örnek biri olun.”
– Suzanne Powell
İnkar edebilir misiniz bu gerçeği? Hiç düşünmeden yargılıyoruz. Zihnimiz, bildiğimiz, bilmediğimiz insanları ve her şeyden önce davranışları, kelimeleri, eylemleri ve insanları yargılar. Yargılıyoruz çünkü çevremizde bize rehberlik edecek bir haritaya ihtiyacımız var. Kategorilere ayırıyor ve karşılık gelen etiketleri yapıştırıyoruz.
Bu ne işe yarıyor ki? Suzanne Powell çok açık: bu tür davranışların, yani başkalarının canını yakmak ve karşılığında aynı şekilde zarar görmek, kötülük yapılıp kötülükle karşılaşmak, bencillik üretmekten başka bir işe yaramaz. Bu ortamda hiçbir şey yetişmez, insanlık her şeye basit etiketler koyarak ilerleyemez. Daha büyük bir uyumla geleceğe ulaşmak istiyorsak, kendimizle başlamalıyız: takip edilecek en iyi örnek olmalıyız.
7. Şu andan yararlanın
“Şimdiki zamanın tadını çıkarın, her an ve her türlü sonuçta kendiniz olun.”
– Suzanne Powell
“Burası ve şu anın” avantajından yararlanmak kuşkusuz bugün en çok tekrarlanan ve kullanılan fikirlerden biridir. Fakat biz bu prensibi, kişisel gelişimin bu temel kuralını gerçekten uyguluyor muyuz?
Gerçek şu ki her zaman değil. Bunu yapmıyoruz çünkü geçmişin aşırı yükünü aşırı sürükleyip ve geleceğe dair aşırı endişe duyuyoruz. Olaylara bu şekilde baktığımızda , şu anımız bulanık gözüküyor. Öyleyse, Suzanne Powell’ın en değerli sözlerinden birine bakalım: şu anın değerini takdir edin, kendimizden sorumluyuz.
Sonuç olarak, Powell’in bu bilgelik ışıklarının hepimizin düşünmesini sağlayacağından eminiz. Ancak sadece bu fikir dizisini yansıtmak, düşünmek yeterli değildir. Haydi harekete geçelim, çok daha samimi, sevgi dolu ve cömert bir gerçeklik yaratmak için bu kuralların her birini gerçek, somut ve canlı bir şekilde uygulamaya çalışalım.