Steve Jobs: 21. Yüzyılı İcat Eden Adam
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Elena Sanz
Steve Jobs dendiğinde belki de aklımıza gelen ilk iki kelime, yaratıcılık ve dehadır. Onu, özellikle teknoloji dünyasına katkıları nedeniyle 21. yüzyılın mimarı ya da mucidi olarak tanımlayan insanlar da bulunmaktadır. Aslında bu söylemin sadece bir metafordan ibaret olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bugünkü yaşam tarzımız, birbirimizle kurduğumuz iletişimin türü ve içinde bulunduğumuz dünya ile etkileşim biçimimizi aslında büyük oranda bu dahiye borçluyuz.
Jobs, iş dünyasında gösterdiği başarıyla kısa süre içerisinde büyük bir üne kavuşmuştur. Profesyonel kariyeri çok genç yaşlardan itibaren oldukça parlak bir görüntü çizmiştir. Belki de bu nedenden dolayı her zaman, ne başarı ne de paranın onu etkilediğini söylemiş, bu bağlamda çalışmak için bunların birer leitmotif (ana motif) olmadığını ifade etmiştir. Jobs, gerçek anlamda bir rüyanın gerçekleşmesini sağlamıştır. Eski fikirlerden esinlenen ve büyük hissedar toplantılarında ortaya çıkan büyük bir rüya… Ancak tüm bunlara rağmen Jobs, vizyoner yaklaşımını hiçbir zaman yitirmemiş ve asla vazgeçmemiştir.
Yüksek yaratıcılık kapasitesine sahip birçok insan gibi, Steve Jobs da hayatının büyük bir kısmını başarı ile hüsran arasında geçirmiştir. Hiç kimsenin daha önce akıl edemediği yeni projeler ile tarihi değiştiren üstün bir yaşam arayışında geçen bir ömür… Şimdi Steve Jobs’ın hayatına kısaca bir göz atalım.
Çocukluk ve Gençlik Yılları
Steve Jobs, 1955 yılında San Francisco’da dünyaya geldi. İki üniversite öğrencisi olan biyolojik anne ve babası, bebekleri doğar doğmaz onu evlatlık vermeye karar vermiştir. Şansı yaver giden küçük Steve, kendisini evlatlık edinen aileyi her zaman için gerçek ailesi olarak görmüştür. Ailesi ona erken yaşlardan itibaren ihtiyaç duyduğu desteği vermiş ve onu her konuda cesaretlendirmiştir.
California’da okula başlayan Steve, daha sonra üniversite eğitimi için Portland’a gitmiştir. Reed Üniversitesinde geçirdiği eğitim süreci, Steve’in potansiyel olarak harika özellikler sergilediği bir zaman dilimi olmuştur. Aslında bu durum, onun isyankar yapısı ve derslere karşı olan ilgisizliği ile tam anlamıyla bir tezat teşkil etmiştir.
Ruhsal Arayışı
Steve Jobs, 1974 yılında daha üstün bir hayat felsefesi arayışı içinde Hindistan’ı ziyaret etmiş ve Kainçi’de bulunan Neem Karoli Baba Aşramı’nda (antik Hindistan’da orman içinde ya da dağda, bilgelerin dünyanın telaşından uzak, huzur içinde yaşadıkları yerlere verilen Sanskritçe ad) bir süre bulunmuştur. 1970’lerde Los Altos’da bir Zen merkezinde Budizm eğitimi görmüştür. Zen öğretmeni ile yakın bir arkadaşlık kurmuş ve bu arkadaşlık Jobs’ın hayatı boyunca devam etmiştir.
Biyografisini yazanlar, Jobs’ın özel yaşantısı ve iş hayatının tümünde Zen Budizminin izlerini gözlemlemenin mümkün olduğunu ifade etmektedirler. 2005 yılında Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yapmış olduğu ünlü konuşmasında Jobs, şu cümleleri sarf etmiştir:
“Geride kalan 33 yıl içinde her sabah aynaya bakıp kendime şunu sordum: ‘Eğer bugün hayatımın son günü olsaydı, yine de bugün yapacaklarımı yapar mıydım?’ Ve cevabım ne zaman üst üste çok kez ‘hayır’ olduysa, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anlıyordum. Bir kişinin hayatının bir noktada son bulacağının bilincinde olmasının, sürekli olarak kaybedilecek bir şeylerle yaşama tuzağından kaçınmak için en iyi yöntem olduğunu aklınızdan çıkarmamanız gerekir. Aslında zaten çıplaksınız. Bu yüzden yüreğinizin sesini dinlememek için hiçbir nedeniniz yok.”
Jobs 1970’lerde ülkesinin kültür karşıtı hareketlerine de katılmış ve bu süreçte, halüsinasyona yol açan maddeler kullanmıştır. Jobs, uyuşturucu maddelerle olan bu mücadelesini kendi hayatının ve gelecek vizyonunun temeli olarak tanımlamıştır.
Steve Jobs ve İlk Bilgisayarlar
Jobs ilk işine Atari’de başlamış ve burada bilgisayar teknisyeni olarak çalışan ve gelecekte Steve Jobs’la birlikte Apple’ın kurucu ortağı olacak olan Steve Wozniak ile tanışmıştır. Jobs ve Wozniak gerçek anlamda kusursuz bir ikili olmuşlar, Wozniak’ın mühendislik dehası ile Jobs’in girişimcilik yetenekleri bir araya gelince, gelecekte bir imparatorluk haline gelecek olan büyük projenin temelleri de çok geçmeden atılmıştır.
Bu ikili Atari’de çalışırken, bilgisayarlar sadece büyük şirketler tarafından kullanılabilen ve bir evden daha pahalı maliyete sahip cihazlar konumundadır. Wozniak, kendi evinde de bir bilgisayar istediği için ilk kişisel bilgisayarı yapmıştır. Ve işte bu nokta o büyük hikayenin de başlangıç noktası olma özelliği taşımaktadır.
İki vizyoner girişimci, ilk kişisel bilgisayarlarını Steve Jobs’ın anne ve babasına ait olan evin garajında satmaya başlamıştır. Her ne kadar sonradan ayrılmış olsalar da birlikte inanılmaz başarılara imza atmışlardır.
“Devrimsel nitelikte işlere imza atan dahiler yalnızca farklı şeyler yapanlar değil, aynı zamanda bunları satmayı başaranlardır.”
– Steve Wozniak
Apple Macerası
Daha sonraki yıllarda Apple marka bilgisayarlar hızla yayılmış ve kişisel bilgisayar sahibi olmak insanlar arasında günden güne daha büyük bir ihtiyaç haline dönüşmüştür. Apple’ın halka arzından sonra ise işler Jobs için daha da karmaşık bir hale dönüşmüştür.
1984 yılında birlikte ilk Macintosh bilgisayarı dizayn etmişlerdir. Bu bilgisayar, ev bilgisayarı kavramının öncüsü olma niteliği taşısa da ticari olarak istenen başarıya ulaşamamıştır. Günden güne büyüyen Apple’ın yönetim kurulu, Jobs’ın vizyonu ve tutkusunu paylaşma konusunda başarısız olmuştur.
Bu süreçte, Jobs’ın sürekli isteyen ve mükemmeliyetçi yapısı nedeniyle, yaratıcılık ve iş vizyonu konusundaki yeteneklerini etkin bir biçimde kullanamadığına ilişkin genel bir görüş oluşmuştur. Tarihi değiştiren tüm diğer dahilerde olduğu gibi, Steve Jobs da kendisi ile aynı tutkulara, aynı vizyona ve aynı üstün olma hissine sahip bir takıma ihtiyaç duymuştur.
Sonunda, 1985 yılında Wozniak Apple’dan ayrılmış ve bir yıl sonra da Steve Jobs, tüm yönetici görevlerinden ayrılarak kendi şirketinde herhangi bir fikir ya da söz sahibi olmayan bir konuma gelmiştir. Böylece Jobs, kendi profesyonel macerasını devam ettirmek için Apple’dan ayrılmış oluyordu. Next adında bir firma kurmuş ve bir grafik film üretim firması olan Pixar’a girmiştir. Pixar’da geçirdiği süreç Jobs’ın büyük bir başarı elde etmesine ve bu başarı ile birlikte işinde çok saygın bir yer edinmesine yol açmıştır.
Yeniden Apple
Steve Jobs 1996 yılında Apple’a geri dönmüştür. O yıllarda şirket, Microsoft ile kıyaslandığında teknolojik olarak daha geri seviyede bulunuyordu. Aslında Apple, o dönemde iflasın eşiğinde bir şirket görünümündeydi. Ancak Jobs’ın dönüşü Apple’a yeni bir yol açmıştır. Jobs, Apple’a döner dönmez devam eden bütün projeleri iptal etmiş ve şirketin kontrolünü yeniden ele almıştır. Bu noktadan sonra aslında Steve Jobs tarihi yeniden yazmaya başlıyordu.
Bu yeni süreçle birlikte Jobs, iPod, iPad ve İphone gibi yeni nesil yaratıcı ve yenilikçi ürünler dizayn etmeye başlamıştır. Taşınabilir dijital müzik konusunda standartları belirleyen de yine Jobs olmuştur.
2008 yılında iTunes’da altı milyondan daha fazla sayıda müzik indirilmiş ve aynı yıl 200 milyondan fazla iPod satışı gerçekleştirilmiştir. 2010’da tablet teknolojisini dünyaya tanıtan iPad piyasaya sürülmüş ve bu sürecin sonunda 2012 yılında Apple dünyanın en değerli şirketi haline gelmiştir.
2007 yılında verdiği bir röportajda Jobs şunları ifade etmiştir:
“Wayne Gretzky’nin çok sevdiğim eski bir sözü vardır: ‘Rekor kıracağım yerde kayarım, zaten rekorların kırıldığı yerde değil.’ Ve biz de Apple’da işte hep bunu yapmaya çalıştık. En başından bu yana. Ve bundan sonra da amacımız bu olacak.”
Erken Gelen Ölüm
Mükemmeliyetçi, tutkulu ve vizyon sahibi. Bu özellikler Jobs’ın adeta hem melekleri hem de şeytanları olmuştur. Geride bıraktığı miras, hiçbir zaman satışa çıkarmadığı bir tutkunun meyvesi niteliği taşımaktadır.
Steve Jobs’a, 2003 yılında pankreas kanseri teşhisi konulmuş ve bu durum onun çok sayıda sağlık problemi yaşamasına da neden olmuştur. Buna rağmen, 2009 yılına kadar çalışmaya devam eden Jobs, aynı yıl hastalığının iyice ilerlemesi nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Jobs, 2011’de 56 yaşında hayatını kaybetmiş ve California’da bulunan Palo Alto’da isimsiz bir mezara gömülmüştür.
Steve Jobs, şirketi Apple’ı kurtardığında “Farklı düşün” sloganını yaratmıştır.
“Bu slogan, çılgın, uyumsuz, isyankar, sorun çıkaran, kare deliklere girmeye çalışan yuvarlak vida gibi olan ve her şeyi farklı açıdan görebilen insanlar için yaratılmıştır. Bu insanlar pek kural düşkünü değildirler ve mevcut koşullara saygı duydukları da söylenemez. Bu insanlardan alıntı yapabilirsiniz, onlarla aynı fikirde olabilirsiniz, onları yüceltebilir ya da kötüleyebilirsiniz ancak onları asla gözardı edemezsiniz. Çünkü onlar etrafımızdaki şeyleri değiştiren ve insan ırkını arkasından sürükleyen kişilerdir.”
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Isaacson, W. (2011). Steve Jobs Biography. New York; Simon & Schuster
- Maslin, Janet (2011). Making the iBio for Apple’s Genius. New York Times 21 Oct 2011. Recuperado de https://www.nytimes.com/2011/10/22/books/steve-jobs-by-walter-isaacson-review.html
- Dhiman, Satinder (2016) “The Spiritual Quest of Steve Jobs: Connecting the i-dots Gazing Forward, Glancing Back,” The Journal of Values-Based Leadership: Vol. 9 : Iss. 2 , Article 13. Recuperado de: http://scholar.valpo.edu/jvbl/vol9/iss2/13
- Peterson, Christopher (2011). Learning from the Life of Steve Jobs, Psychology Today 01 Diciembre 2011. Recuperado de https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-good-life/201112/learning-the-life-steve-jobs
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.