Sınırlarınız Yoksa Teşekkür de Özür de Beklemeyin
Acılarınıza set çekmeyin. Hatta acılarınızı öyle esnetin ki hayat yolunun ucuna gidip oradan size geri dönsün. Yalnız dikkatli olun, acılarınız çok güçlü bir bumerang etkisine sahip olacak! Sizi boğmak, suçu sizin üzerinize atmak, sizi hareketsiz bırakmak için geri dönecektir. Etrafınızdaki insanlara sakın sınırlarınızı belli etmeyin. İyi bir eş, örnek bir işçi olun.
Bize fedakarlığın bir erdem olduğunu öğretmediler mi her zaman? Öyleyse sabrınızı sonuna kadar esnetin. Fedakarlık, hayatınızı ve isteklerinizi göz ardı etmek anlamına gelse bile size kalmış bir şey bu. Sınırlar koymayın, ancak sınırlarınız olmadığı için asla bir “teşekkür ederim” ya da bir “özür dilerim”e layık görülmeyeceğinizi de bilin. İnsanlar sizi belirli bir rolde görmeye alışacaklar. Yaptığınız hiçbir şeyin, çabalarınızın arkasındaki anlamın saygı hak gerektirdiğini düşünmeyecekler.
Sizi yaralayan şeyleri, kötü niyetle doldurulmuş kelimeleri, darbeleri, suistimalleri ve umursamazlıkları hoş görmeniz demek her çeşit yırtıcı için kolay lokma olmanız demektir.
Sınır koymamanın bedeli
Kimse sizi suistimal edilmenizden dolayı acı çektiğiniz için suçlamıyor. Ancak hayatı boyunca çok acılar çekmiş bazı insanlar artık adeta bir kum torbasına dönüştüklerini düşünmeye başlar.
Kendi başınıza hayata devam edecek gücü bulamazsanız siz de böyle düşüneceksiniz. Oflamalarınızdan belli öfkeyle pes edebilirsiniz her zaman için. Ya da bir kişiye hedeflerine ulaşmasında yardım etmeye ayırabilirsiniz son nefesinizi.
Kimse sizi bu duygusal fakirlik durumuna düştüğünüz için, içinizdeki büyünün ve yaratıcılığın her bir zerresinin bu durum tarafından çevrelenip hapsedildiğini hissettiğiniz için suçlamıyor. Fakat şu anda bu durumda olduğunuzu fark edecek kadar hayattaysanız hâlâ, belki de biraz soluklandıktan sonra bu duruma son verme şansınız vardır.
Bazı ilişkileri kesmek ya da kökünden koparmak için hala zamanınız vardır belki. Sizi kimsenin kurtarmaya gelmediğini bildiğiniz, yolun o kısmına varmış halde bulabilirsiniz kendinizi. Yine de, kimsenin sizi kurtarmasına ihtiyacınızın olmadığının farkındasınızdır. Çevrenizin üzerinde “hızlı tedavi” uygulayacak zamanınız hala vardır. Sosyal bir detoks… Vitamin bakımından zengin ve insan paslandıran katkı maddeler içermez.
Sınır koymanın önemi
Bu dünyada yeterince psikopat var. Ne yazık ki bazen bu kişileri fark etmek oldukça zor. Bazen de bu kişiler yalnızca birkaç sapkın özellik gösteren soluk bir gölgeye sahiptir. Her ne kadar adil olmasa da çoğu zaman güçlü karaktere sahip insanlar psikopatlardan daha kötü muameleye maruz kalır.
İşte bu yüzden sınır koymayı bilmemenin bedeli çok ağırdır. Bu bedel önümüzdeki gerçeği görmeyi reddettiğimizde daha da ağırlaşır. Yanlış davranışları nasıl fark edeceğimizi bilmediğimizde ve/veya bu davranışlarla zamanında başa çıkmayı beceremediğimizde de. Terk edilme, eleştirilme ve damgalanma korkunuz, sizin zayıflıklarınızı hayatın darbelerinden korunmak için adeta kendine bir zırha yapmaktan hiç çekinmeyecek kimselerin besin kaynağıdır.
İnsan ilişkileri, içinde kargaşa ve bir sürü insan tipi barındırır. Bazılarının neden şu ya da bu şekilde davrandığını anlamak imkansızdır. Her şey bir senaryoya ya da göksel bir yazgıya göre ilerleseydi, ne zarafet kalırdı ne de mantık!
Buna karşın, bazı ilişkiler sürekli kendilerini tekrar ediyormuş gibi görünüyor. Bize ise bu ilişki örneklerini gözlemlemek, bunlara karşı koymak ve bunların cefasını çekmek düşüyor. Bu ilişkilerin en büyük özelliği insana konuşma şansı vermeyen iletişim sistemidir. İşte bunlar kişinin sınır koymadığından dolayı mutsuz olacağı ilişki çeşitleridir.
Kişinin önce kendini düşünme hakkı olduğunu reddettiği ilişkiler. İsteklere, istenmeyen fikirlere ve kötü davranışlara sınır koymamanın bedelini hiçbir zaman en ufak bir nezaket görmeyerek ödersiniz.
Uzun zaman önce sizin duygularınızı suistimal etmiş birinden asla bir “özür dilerim” ya da bir “teşekkür ederim” beklemeyin. Bu nezaket ve şükran kelimeleri başka birine söylenecektir. Başka birileri, belki de hiçbir şey yapmadan onların “şişenin dibinde kalan” övgülerine mazhar olacaktır.
Cildinize bakım yapıp kendinizi şımartın. Planlarınızda düşündüğünüz ilk kişi ve mutlu edilecekler listenizdeki ilk insan siz olun. Kendinizi hala şaşırtabilirsiniz. Hoşgörünüze nasıl sınır koyacağınızı bilin. Öteki yanağınızı dönmeyin dünyaya. Sınırlamalarınıza olduğu kadar sınırlarınıza da aşılmaz bir kazık çakın. Kendileri ayakta kalacak diye size diz çöktürmüş insanlardan asla bir “özür dilerim” ya da bir “teşekkür ederim” beklemeyin. Bunu hak etmiyorlar.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.