Logo image
Logo image

“Seneca’nın Prozac'ı:” Daha Fazla Acı Çekmek İstemeyen Herkes İçin

3 dakika
“Seneca’nın Prozac'ı:” Daha Fazla Acı Çekmek İstemeyen Herkes İçin
Son Güncelleme: 24 Şubat, 2018

Seneca’nın Prozac’ı, daha önce hiç bu kadar maddi açıdan zengin ama manevi açıdan yoksul olduğumuz bir dönem olmadığını hatırlatan, felsefi-psikolojik perspektif kullanan bir “kitap uyuşturucusu”dur.

Bunun kanıtını, milyonlarca insanın ayrılmaz bir parçası haline gelen Prozac ya da Tranquimazin gibi uyuşturucu tüketiminde bulabiliriz.

Hala, onları ellerinin altında bulamayacaklarından endişe eden insanlar var. Onların acılarını ortadan kaldırmak yerine, yaptıklarının sadece belirtileri yatıştırmak olduğunu bilmiyorlar. Bununla birlikte, ilaçların çözüm olmadığına inananlar da var.

Clay Newman’ın kitabı işte bu insanlara seslendi. Seneca, Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero hükümetleri döneminde Roma İmparatorluğu’nun senatörlerinden örnek göstergelerden ilham alıyor. Sayfalarında bir Stoic filozofunun inançlarını ve mutlu olmayı öğrenmek için ihtiyaç duyduğumuz bilgeliği bulabiliriz.

Acımızın kaynağı, genellikle yaşamı görme şeklimizin tek bir yolla olduğu inancından ve farklı şeyleri görenlerin yanlış olduğuna inanmamızdan kaynaklanmaktadır. Aslında, kendimizi tam olarak bizim gibi düşünen insanlar ile çevreleme eğilimindeyiz, çünkü bu insanların mantıklı düşünen tek insanlar olduğuna inanıyoruz.

İnancımıza başka insanlar tarafından ya da durumlardan dolayı meydan okunduğu zaman, acı çeken bir psikolojik rahatsızlığa başlarız.

“Yaşamınızın amacı mutlu olmayı öğrenmekten ve kendinizle barışık olmakta gizlidir. Bunun için, yaşamı olduğu gibi sevmelisiniz.”

– Clay Newman

Neden düşünme biçimimizi sorgulamıyoruz?

Seneca’nın inancına göre, cehalet mutsuzluğun tohumu ve çatışmaların geri kalanının büyüdüğü köktür. Dünyada acı çekmek isteyen tek bir insan dahi yoktur. Doğal olarak, insanlar mutlu olmak istiyor. Bununla birlikte, genellikle bunu nasıl başaracağımız hakkında hiçbir fikrimiz yoktur.

En yaygın yalanlar kendimize söylediklerimizdir. İnancımızı sorgulamak yerine, kişisel değişim süreci başlatmak yerine, çoğumuz mağdur olmaya bağlanıyoruz. Öfke, iktidarsızlık ya da boyun eğişe bağlıyız.

Diğer tarafa bakmayı bırakalım. Kendini aldatma bir dürüstlük eksiğidir. Dürüstlük ilk başta çok acı verici olabilir, ama aynı zamanda çok özgürleştiricidir. Sonuçta, kim olduğumuz ve iç dünyayla nasıl ilgili olduğumuz hakkında gerçeği görmemizi sağlar.

Some figure

“Yaşadığınız şey önemli değil. Trajediniz, sahip olduğunuz şeyden daha fazlasını istemektir.”

– Clay Newman

Sizi mutlu etmekten alıkoyan tek şey yine sizsiniz

Seneca ve Stoic felsefesi, özgürlük ve huzuru, sadece maddi rahatlıklar ve dış servetten vazgeçerek ve bunun yerine hayatımızı akıl ve erdem ilkelerine adayarak elde edebildiğimizi varsayıyordu. Doğu felsefesi bu yaşam felsefesini paylaşır ve şu an modern psikolojik tedavilerde de kullanılmaktadır.

İnançlarımız, duygusal tepkilerimize bağlıdır. Buna karşılık, acı çekmemize ve kendimizle çatışma içine girmemize neden olurlar. Sonuçta, kendimize verdiğimiz zararın nedeni yine biziz. Bastırılmış acı, bizi duyarlı hale getirir ve savaşmaya devam etmemizi sağlar. Kendimizi kurbanlar olarak görmek, acıya sebep olan şeyleri anlamamızı engelleyecektir. Sonuçta, acı uyaran hakkında değil, ona nasıl tepki vereceğimize bağlıdır.

Gerçekte, kendimizi rahatsız edebilen tek şey biziz. Kendi acımızın nedeni biziz ve her zaman da biz olacağız. Diğer her şey, bize ancak fiziksel olarak zarar verebilir. Bununla birlikte, manevi bir düzlemde, kendimize zarar verme gücü yalnızca bize aittir.

Kendi aklımızda özgür hissetmemize rağmen, bu yanıltıcı savaş, içimizde bir dizi duyguya neden olur. Bunlara suçluluk, kızgınlık, kin, ceza ve hatta intikam arzusu da dahildir.

Some figure

Bu duygular, aşırı seviyede yorumlamanın sonucudur. Bunlar subjektiftir ve geçmişte yaşanan olguların ve duyguların bozulmasını içerir. Bununla birlikte, geçmiş olaylar, mevcut ilişkiler ağınızı düzenler. Bu, bağışlama eksikliğini ortaya çıkararak ileriye doğru ilerlemenizi engeller.

Bağışlama, kendimizle daha üretken, yapıcı ve ahenkli bir şekilde nasıl etkileşeceğini bilerek kendimize ait olan acılardan kendimizi kurtarmaya çalışarak gelişir.

“İnsanlık için yapabileceğin en iyi şey mutlu olmak ve kendinle barışık olmayı öğrenmektir.”

– Seneca