Sağlık Uzmanlarında Eşduyum Yorgunluğu
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Bazen sağlık personelleri tedavi ettikleri kişiyi iyi hissettirme konusunda başarısız olurlar. Bu onlarda eşduyum yorgunluğu denen bir travma sonrası stresi yaratır. Eşduyum yorgunluğu bir kişinin hastalarına karşı duyduğu ilgi ve şefkat halidir. Hastalarının duyduğu fiziksel, psikolojik, sosyal ve ruhsal acılar onları etkiler. Hatta zamanla doğrudan olmasa da hastalarının yaşadığı acıları tecrübe ederler.
Empati stresi tetikler
Eğer bir hasta neredeyse her gün diyalize girerse, kaçınılmaz bir şekilde hasta ve sağlık uzmanı arasında bir bağ kurulur. Her gün birbirini görmek, iyileşmek için gözlemlerini ve umutlarını paylaşmak arkadaşça bir güven duygusu oluşturur.
Kendini başkasının yerine koymanın ne kadar önemli olduğunu düşünürsek sağlık uzmanlarının da hastalarının ihtiyaçlarını anlaması gerekir. Fakat empati iki uçlu bir kılıçtır ve bazı stres türleri için tetikleyici olabilir. Eşduyum yorgunluğu da buna örnektir.
Empati tedavinin kalitesini arttırır. Fakat aynı zamanda uzmanların duruma olan hassasiyetini de arttırır. Kısacası empati arttıkça eşduyum yorgunluğu riski artar.
Beynin empati mekanizmaları
Eşduyum yorgunluğu kavramı Charles Figley tarafından 1995 yılında türetilmiştir. Charles Figley New Orleans’daki Tulane Üniversitesi Travmatoloji Enstitüsü’nün başındadır ve travmalı bireylerle birlikte akıl sağlığı üzerine çalışan sağlık uzmanlarının zamanla dolaylı bir biçimde travmanın etkilerini tecrübe ettiklerini gözlemlemiştir.
Bu yeni bir kavram olsa da açıklayıcı beyinsel mekanizmalar uzun zaman önce keşfedilmiştir. Eşduyum yorgunluğu empati ve taklit davranışları ile ilişkilendirilmiştir. Kısacası amigdala, orbitofrontal korteks ve ayna nöronları başka bir insanın hissettiklerini hissetmenizden sorumludur.
Buna ek olarak, eğer vaka derin bir ağrı ve acıya da sahipse kişinin empati kapasitesi artar. Bu durumda eşduyum yorgunluğu daha da belirgin hale gelir.
Eşduyum yorgunluğunun belirtileri
Eşduyum yorgunluğunun derecesi birikerek artar. Gördüğümüz üzere hastalarla sürekli ve yakın iletişim halinde olmanın sonucu oluşan duygusal üzüntü sebebiyle gelişir. Peki bunun belirtileri nelerdir?
- Bilişsel: hatırlamada güçlük, dikkat ve konsantrasyon eksikliği, tekrar eden negatif düşünceler, geçmişi anımsamak.
- Duygusal: güçlü hissedilen korku, üzüntü ve öfke duyguları, genel umutsuzluk hali, neşe ve mutluluk seviyesinin azalması.
- Fiziksel: sindirim sistemi bozuklukları, sersemlik, baş ağrısı, hipertansiyon, ağrı, kaslarda gerilme, kronik yorgunluk, uyumada güçlük.
Son olarak, işyerinde açıkça görülen belirtiler motivasyon eksikliği, anlamada güçlük, yeterince başarılı olamamış düşüncesi ve çalışma arkadaşlarından uzaklaşma gibi belirtileri de kapsar.
Travma sonrası stres bozukluğuyla ilişkisi
Eşduyum yorgunluğu’nun travma sonrası stres bozukluğuyla benzer olduğunu fark etmiş olabilirsiniz. Travma sonrası stres bozukluğuna hep birlikte göz atalım. Bu durum, ileri derecede fiziksel zarara sebep olabilecek stresli ve travmatik olaylardan kaynaklanır. Vücut ortama alışabilmek için stresli tepkiler verir. Her yaşta ve herhangi bir olay gerçekleştikten sonra da görülebilir.
Diğer taraftan, eşduyum yorgunluğu ansızın ve ileri derecede görülebilir. Buna ek olarak, sadece bir değil birçok tetikleyici sebep stresle sonuçlanabilir. Başka bir deyişle, bunun sebebi sağlık uzmanının hastasıyla sürekli olarak duygusal ve tedavi edici bir ilişki kurmasıdır.
3 ortak belirti
Eşduyum yorgunluğu ve travma sonrası stres bozukluğunun üç ortak belirtisi vardır. Bunlar:
- Anı tekrar yaşamak. Eğer vaka tedavi edilememişse sağlık uzmanı bu travmatik durumu hatırlayabilir ve tekrar yaşayabilir. Sağlık uzmanları için bu belirti şaşırtıcıdır. Çok fazla çalışmak strese sebep olmaz. Bunun sebebi hastalarıyla duygusal bir bağ kurmalarıdır.
- Kaçmak ve zihni yorgunluk. Kişi ona travmatik bir olayı hatırlatan düşüncelerden, kişilerden, duygulardan, bazı yerlerden, işlerden ve durumlardan kaçmaya çalışır. Buna ek olarak, bu olaya bağlı her şeyden kurtulmaya çalışır ve önceden keyif aldıkları aktiviteleri yapmayı bırakır. Travma sonrası stres bozukluğu ve eşduyum yorgunluğu olan bir kişi rahatsız ve kafası karışık hisseder. Hastalarıyla ve diğer insanlarla arasına mesafe koyar ki bu durum sosyal hayatını olumsuz yönde etkiler.
- Aşırı uyarılma. Bu durum fizyolojik olarak aktif olma ile alakalıdır. Sürekli gergin ve uyarı halinde hissedilir. Hemen hemen her şeye aşırı tepki gösterilir.
Eşduyum yorgunluğu ile nasıl başa çıkılır?
Eşduyum yorgunluğunun ne olduğunu açıkladığımıza göre, hastaların tedavisinde sağlık uzmanları tarafından hastaların morallerini yüksek tutmanın ne kadar önemli olduğunu da anlayabilirsiniz. Bu durumla başa çıkabilmek için aşağıdaki tavsiyeleri uygulamaya koyabilirsiniz.
- Hastayla olan bağı kontrol altında tutmak ve mantıklı düşünebilmek için yalnız zaman geçirin.
- Diğer insanların hastalıkları ile alakalı sizin elinizden ne gelebileceğini belirleyin.
- İyi uyuyun ve düzgün beslenin.
- Rahatlama egzersizleri ve fiziksel egzersizler yapın.
- Meslektaşlarınızla hislerinizi ve düşüncelerinizi paylaşın.
Gördüğünüz üzere hastalarla ileri derecede duygusal bağ kurmanın bu görev için eğitilmiş kişiler üzerinde bile bazı yan etkileri vardır. Kendinizi düşünmek, asla unutmamanız gereken bir önceliktir. Hatta hastalarınıza en iyi tedaviyi sunmak istiyorsanız gereken en temel şeydir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.