Psikolojik Açıdan Yolsuzluk
Yazan ve doğrulayan psikolog Marián Carrero Puerto
Psikolojik açıdan bakıldığında yolsuzluk, bu bilgi dalı için son zamanlarda ilgi çeken bir konudur. Yazımız boyunca yolsuzluğun ne olduğundan bahsedecek ve yolsuzluğun çeşitli türlerini ele alacağız, ayrıca ortaya koyacağımız çalışma ile bu uygulamaya psikolojik bakış açısından yaklaşacağız.
Yolsuzluk kelimesi günümüzde her ne kadar biz istemesek de göz önünde bulunan bir konudur. Bunun kanıtı olan konu ise topluma örnek olması gereken kişilerin, görevlerini kötüye kullandıklarını gösteren videonun medya aracılığıyla yayılmasıdır. Bu tarz görüntüleri içeren video sayısı artmaktadır.
“Dürüst, cesur ve verimli polisimiz, hakimlerimiz, avukatlarımız, savcılarımız olmadığında, suça ve yolsuzluğa teslim olduklarında, ülkeyi en çaresiz ve en acımasız aşağılamaya mahkum etmiş olurlar.”
– Javier Silicia
Psikolojik açıdan yolsuzluktan ne zaman bahsederiz?
Yolsuzluğu, kamu görevlisinin özel çıkarlar için kullanılmasıyla karakterize ettiği bir otoriterlik biçimi olarak tanımlayabiliriz (Benbenaste, 1999). Aynı şekilde, iki tür yolsuzluk arasında ayrım yapma ihtiyacını da görüyoruz:
Birinci tip yolsuzluk türü
Bir vali veya devlet memuru konumunda olan kişinin özel çıkarını düşünerek ticari değerini ön plana çıkarması durumudur.
Siyasi veya bir devlet görevlisi olarak konumunu kullanarak, toplum tarafından yasal olarak kendisine layık görülen maaştan daha fazla para elde etmeye çalışan kişiye yolsuzluk yapan denir.
Yolsuzluk yapan kişi, yasal yetkilerinin izin verdiğinin ötesinde pazar kurallarına göre tüketmek ve davranmak ister. Ancak, iş aktörleri veya pazar dinamiklerinde bulunan çalışanlar gibi ne üretir ne de rekabet eder.
“Yolsuzluğa oy veren, onları meşrulaştırır, haklı çıkarır ve onlar kadar sorumludur.”
– Julio Anguita
İkinci tür yolsuzluk
Siyasetin uygulamaya geçmesinde ve kapitalizm öncesi iktidar biçimlerinin Devletinde ortaya çıkan olaydır.
Bu ikinci tür yolsuzluk daha az gelişmiş ülkelerde baskındır veya dünya gelişiminin seyri ile ilgili olarak, kronik göreceli bir geri kalmışlık içinde kalır.
Lider veya patron ile takipçileri arasındaki koşulsuz bağımlılık biçimi, arabuluculuk olmadan, ikici, kutupları olan bir sadakat bağı veya ihanet olan bir bağ oluşturur.
Bununla birlikte, çoğumuzun yolsuzluk olarak düşündüğü tür bu ilk türdür. 1999’dan beri Arjantin’de yapılan anketlerde kaydedildiği gibi, verimsizlik gibi ifadeler yolsuzluğa eşit ya da yolsuzluktan daha kötüdür. Bu tür kapitalizm öncesi yolsuzluk, ülke vatandaşları tarafından sıklıkla bu şekilde algılanmadığını göstermektedir (Benbenaste ve diğerleri, 2005).
“Memur olma kapasitesine sahip bir robot yaratmak mümkün olsaydı, bence büyük bir iyilik yapardık, çünkü Robotik Kanunlar ile onu bir insana zarar vermekten alıkoyardık. Onu zorbalığa, yolsuzluğa, aptallığa karşı etkisiz hale getirirdik.”
– Isaac Asimov
Politik Psikoloji: Psikolojik Açıdan Yolsuzluk
Anderson ve Tverdova (2003) tarafından toplumdaki yolsuzluğun ve siyasi ittifakların etkisi üzerine yapılan bir araştırma, vatandaşların hükumetlere karşı tutumunun – siyasi yolsuzluğun yüksek olduğu ülkelerde – olumsuz olduğunu savunmaktadır.
Çalışmanın yazarları, sosyal grupların hükumetlerin bu siyasi sistemi eleştirdiğini ve yerel otoritelere, kendilerini demokratik hükumetler olarak tanımlasalar bile güven duymadıklarını söylemektedirler. Diğer taraftan, rejim taraftarları arasında eleştiri ve güvensizlik önemli ölçüde azaldı.
Bu araştırmanın sonucu şunu ortaya çıkarmıştır ki; demokratik ilkelerden ödün veren hükumet uygulamaları, bir ülkenin geliştirdiği siyasi yönetim türünün önemli göstergeleri olsa da, yolsuzluk seçmenlerin siyasete, kültüre ve ekonomiye ilişkin olarak siyasi kurumlara desteğini aynı ölçüde azaltmaz.
Bu araştırmanın sonucunda psikolojik bir bakış açısından ve bağlamsal hükumet politikalarının yolsuzluk sorunu etrafındaki söylemin analizi hakkında ortaya çıkan sonuçlar ilginçtir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Anderson, C.J. & Tverdova, Y.V. (2003) Corruption, Political Allegiances and Attitudes toward Government in Contemporary Democracies. American Journal of Political Science, 47(1), 91–109.
Benbenaste, N. (1999). Democracia Mercantil. Buenos Aires: EUDEBA.
Benbenaste, N. & Delfino, G. (2005). “El concepto de corrupción, sus formas de vigencia en la sociedad contemporánea”. Les cahiers de psychologie politique.
Stein–Sparvieri, E. (2013). La corrupción política y su expresión en el discurso periodístico. Subjetividad y procesos cognitivos, 17(2), 133-155.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.