Psikanalizde Borromean Düğümü Analojisi
Yazan ve doğrulayan psikolog María Alejandra Castro Arbeláez
Psikanaliz karmaşık bir alan olduğundan, birçok uzman fikirlerini kavramsallaştırmayı kolaylaştırmak için metaforlar ve analojiler kullanır. Bu benzetmelerden biri de, zihnimizin nasıl çalıştığını açıklamanın harika bir yolu olan Borromean Düğümüdür.
Borromean Düğümü hakkında bilgi edinmek, bireysel düşüncelerin, duyguların ve davranışların farklı yönlerini araştıran Lacancı psikanalize bir giriştir. Bu analoji, aynı zamanda bireyin gerçeklikle bağına da bakar.
Jacques Marie Emile Lacan, 1901 doğumlu bir Fransız psikanalist ve psikiyatristti. Lacan, Çağdaş Fransız Yapısalcılığı’nın en önemli figürlerinden biriydi. Teorileri zamanında eşit oranda kabulle ve ret ile karşılandı. Freud’un öğretileriyle ilgilendi ve bu durum Uluslararası Psikanaliz Derneği ile biraz gerginlik yaşamasına neden oldu. Hatta bu nedenle dernekten uzaklaştı. 1964’te Paris Freudyen Okulunu kurdu.
Psikanalize katkıları özellikle felsefe, dilbilim ve sanatla ilgiliydi. Andre Breton ve Salvador Dali gibi sanatçılarla arkadaşlık kurdu. Heidegger, Strauss ve Hegel gibi filozofların çalışmalarını detaylandırdı. Lacan’ın çalışmaları oldukça tartışmalıdır. Lacan’ın kendisi Freud’un öğretilerine dönüşü savunmasına rağmen, bazıları onun Freudyen köklere sahip olmadığına inanıyor. Psikanalistlerin tarafsız dinleyiciler olmadığını savundu ve bilinç dışı arzuya ve zevke vurgu yapan çalışmalarda bulundu.
Borromean Düğümü nedir?
Borromean Düğümü, bir düğümü (veya bir zinciri) oluşturan birbirine bağlı üç halkayı ifade eder. Halkalardan biri koparsa, üçü de birbirinden ayrılır. Bu sembol, Borromi ailesinin arması üzerinde bulunan motiflerden esinlenilmiştir.
Lacan bu düğümü, teorisinin ana yapısını açıklamaya yardımcı olması için kullandı:
- Hayali etki: Bu, insanların görüntülerle ilişkili ilk kaydıdır. Temelde anneden başlayarak, özdeşleştirme yoluyla ve ötekinin imgeleri aracılığıyla gelişen benlik yapısı vardır.
- Sembolik etki: Bu kısım doğası gereği dilbilimseldir. Diğer insanlarla bilgi alışverişinde bulunduğumuz özneler arası alanla ilgidir. Aynı zamanda bilgi, kültür ve büyük “öteki” algısı ile de ilgisi vardır.
- Gerçek etki: Bu, görüntü veya dil yoluyla temsil edilemeyen her şeydir. Başka bir deyişle, bilinmeyen, düşünülemez olan veya direndiğiniz şeylerdir. İsmi gerçek etki olsa da gerçeklikten farklıdır, çünkü dünyayı anlama biçiminiz gerçekliktir. Bu yüzden sembolik veya hayali etkiye daha çok uyar. Öte yandan gerçek olan zaten anlam olarak eksiktir.
Bu nedenle Borromean Düğümü aslında bir topolojidir. Lacan, On The Names Of The Father adlı kitabında, her konuda üç etkinin mevcut olduğunu öne sürer. Dahası, öznenin (insan) gerçekliğinin tutarlı olması ve diğer kişilerle bir söylemi ve sosyal bağı sürdürebilmesi için birbirlerine düğümlenmeleri gerekir. Bu nedenle bir araya gelmenin, yani düğümlenmenin farklı yolları kişinin zihinsel yapısını belirler.
Borromean Düğümü ile ilişkili kavramlar
Lacancı teori başta Borromean Düğümü’nde yalnızca üç etkiden bahseder. Ancak Lacan daha sonra sinthome adını verdiği dördüncü bir etki/kayıt türü daha ekledi. Bu, hayali ve sembolik olanı bir araya getirmeyi amaçlar.
Sinthome, öznenin gerçeklikle bağlantı kurup ona uyum sağlayabilecek şekilde kendini sabitlemesine yardımcı olur. Özne için bir yerleşim bölgesi/kapalı alan görevi görür. Serbest bırakılırsa eğer, bu durum psikoza yol açabilir.
Lacan’dan bir başka kavram, temel bir yasa olarak hareket eden Baba-nın Adı’dır (yasaklayan/hadım eden bir babanın sembolik varlığı). Bu, üç etkinin birbirine bağlı kalmasına izin veren temel göstergedir. Dolayısıyla Lacan, babalık işlevinin bireyin sembolik etkinliğinin yasanın dayattığı ‘çapa’ olduğuna inanıyordu.
Ayrıca Lacan’a göre düğümü nesneyle ilişkilendirebilirsiniz. Çünkü bu, hayatınızda bir şey eksikmiş gibi hissetmenize neden olacak arzunun diğer bölümüdür. Bu durumun genelde bir ‘kayıpla’ ilgisi vardır. Yani kişi, üç etkiye sahip olmanın yanı sıra, dürtü tarafından yönetilir.
Dil, dürtülerden geçer ve bireyi arzularının nesnesine doğru motive eder. Arzunuzu tatmin ederseniz, zevk yaşarsınız. Eğer arzuyu hissetmezseniz, acı çekersiniz. Son olarak, gerçekliğe karşı çıktığınızda, Lacan’ın hayalet kavramı ortaya çıkar.
Zihinsel yapınız
Sonuç olarak, Borromean Düğümü zihinsel yapınızı oluşturan bağlantıları temsil eder. Sembolik etki, etkileşimleri düzenleyen ve dünyayı oluşturan dille derinden bağlantılı yasaların olduğunu size gösterir. Hayali etki, kendinizi tanımlamanıza izin veren vücudunuzun ayna görüntüsü ile ilgilidir. Gerçek etki ise, varoluşla ilgili her şeydir; anlam ifade etmeyen ve kelimelere dökülmesi zor şeyleri tanımlamak için kullanılabilir.
Dolayısıyla, düğümünüzün bağlanma (veya çözülme) şekli zihinsel yapınızı da belirler. Sinthome, psikozla ilgili davranışların başlamasını engelleyen dördüncü bir etki olarak görünür. Kısacası Borromean Düğümü, zihnin nasıl çalıştığını anlamak için büyüleyici bir benzetmedir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Lacan, J. (1953). Lo simbólico, lo imaginario y lo real. De los nombres del padre, 11-64.
Lacan, J. (1956/1996). El seminario. La relación de objeto, Buenos Aires: Paidós.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.