Logo image
Logo image

Onaylanma Arzusu: Hiçbir Şey İspatlamanız Gerekmiyor

3 dakika
Onaylanma Arzusu: Hiçbir Şey İspatlamanız Gerekmiyor
Son Güncelleme: 11 Aralık, 2018

Her zaman başkalarından daha iyi olmaya çalışmak, açık bir güvensizlik işaretidir. Hiç kimsenin kimseye bir şey kanıtlaması veya onayını alması gerekmese de, böyle olması gerektiğini düşünenler kişiler vardır. Onaylanma peşinde koşan kişiler bu dürtüye uygun şekilde hareket eder.

Başkalarının karşısında bir şeyi kanıtlama ve kendimizi haklı çıkarma isteğini uyandıran şey nedir? Bu sorunun cevabı, güvensizliktir. Durumu daha da kötü kılan şey, kendimizi nasıl gördüğümüz ve nasıl görünmek istediğimiz arasında büyük bir uçurumun olmasıdır. Başkalarının onayına yönelik derin bir arzu duyarız. Bu nedenle, kimseye bir şey kanıtlamaya gerek duymadığımızı hissetmek yerine, tam tersinin doğru olduğunu düşünürüz.

Bu durumda, kendimizi sürekli olarak başkalarıyla karşılaştırırız ve bir açıdan onlardan daha iyi olduğumuzu kanıtlama ihtiyacını hissederiz. Ama bu bize sadece boş ve çarpık bir tatmin hissi verecektir.

“Yüksek benlik saygısı olan insanlar başkalarına karşı kendilerini üstün hissetmezler; kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak değerlerini kanıtlamaya çalışmazlar. Başkalarından daha iyi olmaktan değil, kendileri olmaktan hoşlanırlar.”

– Nathaniel Branden

Eğer öz sevginiz varsa, kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsiniz

Bütün bunların anahtarı öz sevgide yatıyor. Birçok kişi kendini sevmenin gurur, narsisizm veya kibir ile aynı şey olduğuna inanır. Bununla birlikte, gerçekte tam tersi doğrudur. Kendimizi ne kadar çok seversek başkalarından iyi olma ve onlardan nefret etme ihtimalimiz o kadar azalır.

Some figure
Öz-sevgiye sahip olmak, koşullar ne olursa olsun, saygıya ve takdire değer hissetmek anlamına gelir. Bu, bizim değer duygumuzun, kişisel başarılara değil, dışsal bir şeye değil, kendimize bağlı olduğu anlamına gelir.

Öz-sevgi şarttır ve koşullara bağlı değildir. Bu nedenle, kim olduğunuza dair bu takdir duygusuna sahip olduğunuzda, hiç kimseye bir şey kanıtlamanız gerekmeyecektir. Rekabetçi olmayı ya da başkalarında korku veya hayranlık yaratma arzusunu duymayacaksınız. Kendinizi sırf kendiniz olduğunuz için, sırf yaşıyor olduğunuz için değerli hissedeceksiniz.

Var olmak ve var olduğunuzu kanıtlamak, iki farklı gerçeklik

Gerçekte olmadığımız biri olmaya çalışmak çok büyük bir duygusal enerji harcamayı gerektirir. Daima içsel bir gerginlik olacaktır. Stres, bir adım ötededir. Bir tür maske yaratmak ve bunu takınmak, sonra da kendinizi değerli hissetmek için bu maskenin başkalarında yarattığı etkiye bağlı olmak stresli bir şeydir.

Some figure

Tek yaptığımız aslında olmadığımız bir şey gibi olmaya çalışmaktır. Bu bir sosyal sınıf ya da farklı bir kişilik tipi olabilir. Ayrıca belirli bir şekilde (merhamet, vatanseverlik, aşk, vb.) hissettiğimizi veya düşündüğümüzü göstermeye çalışabiliriz.

Tabii ki, belli bir şey olmadığınızı ya da bir şeyi hissetmediğinizi gösterdiğiniz zamanlar vardır. Örneğin, korkmadığımızı kanıtlamak için düşüncesiz bazı eylemlerde bulunmak. Ya da cahil olmadığımızı göstermeye çalıştığımız zamanlar.

Bütün bunlar kendimizi kabul etmemenin bir sonucudur. Bazı kişisel yönler nevrotik sebeplerden dolayı reddedilir. Yani bu reddedişe sebep olan sebepler, herhangi bir türden akıl yürütmeden değil başkaları gibi olma, etrafımızdakileri mutlu etme gibi boş arzulardan kaynaklanır. Yani kimse kimseye bir şey ispatlamak zorunda değildir ama bu tür durumlarda insanlar tam tersini düşünür.

Bir yanılsama meselesi

Başka biri gibi olmak ya da hissetmek için gösterdiğimiz bütün bu çaba, sadece bir yanılsamadır. Farkında olmadan, bu şekilde başkalarının onayını alabilecekleri düşüncesine sahiptirler. Ve buna karşılık bu onay, hayatınızda eksik olan kişisel bir güven duygusu elde etmenize yardımcı olacaktır.

Some figure

Oysa pratikte bunun tam tersi yaşanır. Orijinallik eksikliği, kendinizi kabul etme ve kabul görmeyi öğrenmede bir engel haline gelir. Nihayetinde maskeler yüzümüzden çıkacaktır.

Hiç kimsenin kimseye bir şey kanıtlaması gerekmiyor. Eğer böyle bir isteğimiz varsa, içimizde kırılmış ve incinmiş bir şey olduğunun işaretidir. Kişisel güven ve gücün en iyi kanıtı sadece kendiniz olmaktır. Orantısız onaylanma ihtiyacı, giderek daha az özgür ve değerli hissettiğimiz bir kısır döngüye yol açmaktadır.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.