Monet: Empresyonizmin Efendisi
Oscar-Claude Monet en ünlü Fransız ressamlardan biridir. 14 Kasım 1840’da Fransa’nın Paris şehrinde doğdu. Ailesi, beş yaşındayken Le Havre’a taşındı ve babası, bir tüccar olarak çalışmaya başladı. Annesi Louise, bir şarkıcıydı.
Bir sahil kenti olan Le Havre, Monet’nin deniz hakkında pek çok şeyi öğrendiği yerdir. Empresyonizm, resim yapmaya ve doğayı temsil etmeye odaklanır. Monet’nin tabloları, ışık ve hava koşullarının sürekli değişen yönünü yansıtıyor.
Claude Monet’nin resimde ilk dönemi
15 yaşındaki Monet, çizgi romanlar ve yelkenli teknelerinin ayrıntılı kara kalem çizimlerini sattı. Amatör bir ressam olan teyzesi Marie-Jeanne Lecadre, genç ressamı büyük ölçüde etkiledi. Monet’yi yerel bir sanatçıdan resim eğitimi almaya teşvik etti.
“Renk, gün boyu süren saplantım, neşem ve işkencemdir.”
– Claude Monet
Ancak, Eugène Boudin’le tanıştığında resmi gerçekten gelişti. Boudin, Monet’ye, o sıralar alışılmadık bir şey olan, dış mekanda resim yapmayı gösterdi. Bundan dolayı, önümüzdeki 60 yılını görünür olaylara odaklanarak geçirdi. Aynı şekilde, renk algısını değiştirecek etkili yöntemler uyguladı.
Ailesinin isteğinin aksine Monet, Paris’teki École nationale supérieure des Beaux-Arts’a (güzel sanatlar akademisi) gitmedi. Académie Suisse’de çalışırken, Camille Pissarro ile tanıştı.
Cezayir Savaşı’nda savaşmak zorunda kaldıktan sonra Paris’e döndü ve Renoir, Cézanne, Whistler ve Manet ile tanıştı. Bu dönemde Monet, Japon desenlerini keşfetti ve duyduğu hayranlık çalışmalarını etkiledi.
Genç Monet ve Salon des Refusés
1870’de Camille Doncieux ile evlendi. Aile, FransaPrusya Savaşı sırasında Londra’ya taşındı. Daha sonra Paris’teki Argenteuil’e geri döndü.
‘Empresyonizm’ terimi, 1874 yılında Empresyonist ressamların ilk bağımsız sanat sergisinde sergilenen Impression, soleil levant (İzlenim, gün doğumu) adlı resminden sonra kullanılmıştır.
Bu sanat sergisi, Empresyonizmi Paris’teki Salon des Refusés’e kadar taşıdı. Bazı eleştirilere rağmen, Empresyonistlerin altı sergisi daha oldu.
Monet’nin çalışmaları ve ikinci evliliği
1876’da Monet Ernest ve Alice Hoschedé ile tanıştı. Monetlerle çok iyi bir dostluk kurdular, daha sonra onlara yakın olmak için Vétheuil’e taşındılar.
Camille bir süre sonra vefat etti ve birkaç yıl sonra da Ernest Hoschedé de vefat etti. Sonuç olarak, hem Monet hem de Alice daha da yakınlaştı ve 1892’de evlendi.
Monet Giverny’ye taşındı. Orada, ünlü Nilüferler serisini de içeren peyzaj resimlerini çizmeye başladı.
“Benim için bir manzara kendi başına var olmaz, çünkü görünümü her an değişir; ancak çevresindeki hava ve ışık onu canlandırır. Benim için, nesnelere gerçek değerlerini veren yalnızca çevresindeki atmosferdir.”
– Claude Monet
1907 yılında Monet görme sorunları yaşamaya başladı. 1923’te neredeyse tamamen kördü. Katarakt ameliyatından sonra görüşü biraz düzeldi.
Ne yazık ki, 1926’da, ressam 86 yaşında akciğer kanserine yenik düştü.
Monet’nin mirası: Japon bahçeleri ve benekli fırça darbeleri
Ressamın ünlü evinde küçük bir göletle olağanüstü bir bahçe vardı. Mirasçıları evi 1966’da Fransız Académie des Beaux-Arts’a devretti. Daha sonra, 1980 yılında, Claude Monet Derneği aracılığıyla, evi ve bahçesi halka açıldı.
“Bahçem en güzel şaheserim.”
– Claude Monet
Monet, Empresyonizm’in ustası ve savunucusuydu. Fransız kırsalını, aynı sahneyi tekrar tekrar resmetmekten oluşan bir yöntemle belgelemiştir. Saman balyaları (1890-1891) ve Rouen Katedrali (1894) gibi tabloları düzenli olarak sergilendi.
Eserleri müze sergileriyle dünyayı dolaştı ve dünya çapında tanındı. Mesleğinin ustasıydı ve doğayı seviyordu.