Mizah Anlayışınız Nasıl?
İyi bir mizah anlayışı, sahip olabileceğiniz en değerli özelliklerden biridir. Şakalar yapıp başkalarını güldürebilen insanlar, hem kendileri hem de başkaları için bir ferahlık kaynağıdır. Hayattaki en acı anları dahi hafifletebilirler. Şüphesiz, bu büyük bir erdemdir. Otomatik ve çoğu zaman bilinçsiz olan bir mekanizmadır. Ayrıca biriken gerginliği salmak için çok yararlıdır.
Gülmek bizi özgürleştirir çünkü doğal davranmamıza izin verir ve özünde muzip bir yan vardır. Bir kahkaha oturumu, aynı amaçla planladığımız iş ya da aktivitelerden çok daha rahatlatıcı olabilir. Dolayısıyla, gülmenin bizi gençleştirme ve dünyaya olan tavrımızı iyileştirme gibi sihirli bir özelliği vardır.
“Mizahın olmadığı yerde, dogmalar vardır.”
– Alfonso Ussía
Sigmund Freud, psikanalitik teoride şaka ve gülmenin öneminden söz etmiştir. Bu günlük sapmalar ile bilinç altımızdaki dünyayı açıkça ifade ettiğimizi keşfetmiştir. Dolayısıyla, arzularımız ve en derin duygularımız, bizi eğlendiren şeylerle açığa çıkar.
Sizi ne güldürüyor?
İnsanlar, şaşırtıcı durumlara, kimi zaman ise çok absürt şeylere güler. Ya da son derece tutarlı bir şey, saçma bir anlam kazandığında gülerler.
Yanlış anlamalar da bizi güldüren şeyler arasında önemli bir yer tutar. Bu tür yanlış anlamalar genelde iki anlamlılık ya da söz oyunlarından kaynaklanır. Bu da üç tür şaka ya da gülme nedenini beraberinde getirir: komik ya da nükteli bir söz, son derece masum bir şaka ve müstehcen şakalar.
Freud ayrıca bir şakayla sansürü delebileceğimizi ortaya koyuştur. Komik bir şey, ‘ciddiyet’ dünyasında tabu olan meseleleri gündeme getirebilir. Yaptığımız bu şakaların bir çoğu saldırgan ya da cinsel içeriklidir ki başka bağlamlarda bunlara tahammül etmemiz güçtür.
Şu fıkra gibi:
Bir aracı, müşterisi ile ona kız arkadaş olarak seçtiği kadını tanıştırır. Bu sürpriz, genç adamın hiç hoşuna gitmemiştir, aracı adama döner: “Nasıl birini getirdin bana böyle? Çok çirkin, yaşlı, gözleri şaşı, dişleri dökülmüş…” “Biraz yüksek sesle konuşabilir misin?” diye araya girer aracı adam, “Biraz da sağırdır kendisi.”
Kusurlara gülüp geçmek
Bir durumdaki unsurlar arasında uyumsuzluk söz konusu olduğunda saçmalık ortaya çıkar. Mesela, kocaman ayakkabılar giyen palyaçolar çok komik gözükür. Büyük moda defilelerinde (Paris, Milan, Madrid vs.) biri tökezlediğinde komik bir durum ortaya çıkar.
Komedyenler, karakterleri ve iyi bilinen durumları karikatürize ederek güç figürleri sayılan kişilerle dalga geçerler. Genelde bu karikatürler, söz konusu olayın bir özelliğini ya da kişinin karakterini abartır, yaralayıcı eleştirilerde bulunur ve kimi zamanda son derece saldırgan olur. Ne var ki bu ifadeler hoş görülür çünkü bir tür katarsis hissine erişmemize yardımcı olur: yurttaşların, iktidar sahiplerine karşı kullanabileceği araçlardan biri budur.
Bu tür bir şaka ya da karikatüre örnek olarak şunu verebiliriz:
Anne ve oğlu:
-Oğlum, asla yalan söyleme. Yalancılar hayatta hiçbir şey elde edemez.
-Öyleyse neden verdikleri sözü hiç tutmayan insanlara oy veriyoruz?
Karikatürleştirme aracılığıyla alay ve istihza, davranışları sorgulamamıza, analiz etmemize ve korkusuzca açığa çıkarmamıza yardım eden araçlardır. Ne var ki kırılgan bir insana yöneltildiğinde mizahın etkisi tam tersi olabilir: dikey bir güç ilişkisi kurar ve bu durum, kırılgan kişiyi mağdur haline sokar. Klasik bir ‘insanlarla değil, insanlara gülme’ durumu söz konusudur.
Muzır ve masum şakalara dayanan mizah
Birçok şakada cinsel konular kullanılır, özellikle iki anlamlılığa başvurulur. Bir yandan, bu şakalar seks ile hiç ilgili değildir; öte yandan, tamamen seks ile ilgilidir. Mesela şu örnekte olduğu gibi:
İki arkadaş buluşur ve birbirlerine der ki:
– Dün eve vardığımda kız arkadaşımı iri yarı bir adamla yatakta buldum. Acayip şaşırdım çünkü adam beni görür görmez üzerime fırlayıp köşeye ittirdi. Sonra yere bir çizgi çekip dedi ki: “Şu çizgiyi aşarsan, öldürürüm seni.” Sonra bir de ne göreyim, yatağa atlayıp kız arkadaşımla işine devam etti.
– Vay be, olaya bak! Peki ne yaptın?
– Ne mi yaptım?… O herif kendini ne sanıyor!? Arkası dönükken, çizgiyi aştım!
İki anlamlı ve cinsel içerikli şakalar, insanları güldürür çünkü asla tabu olmaktan çıkmayacak bir konunun ön tarafına ilerlemelerine yardımcı olur. Önceki örnekte, konudan ziyade, diğer kişiyi seks hakkında düşündürme kurnazlığına başvurulmuş ve asıl konu bu olmadan çok akıllıca bir formül kullanılmıştır.
Ama nükteli ve masum fıkralar da saflıkları ya da konunun aşikar olması nedeniyle insanları güldürür. Mesela şu fıkraya bakalım:
Bir yavru yarasa arkadaşına sorar:
-Adın ne?
-“Vam” der ikincisi.
-“Vam, ne?” diye sorar birinci yarasa.
-“Vam pir. Seninki ne?”
-Benim adım “Kurt”.
-“Kurt” ne?
-“Kurt adam”.
Bu samimi esprilerde bir tür ‘beyaz’ mizah vardır çünkü anlamları, kamuflajlı bir saldırganlık ya da bir tabuyu yıkan iki anlamlılığa dayanmaz. Tam tersine, saf zeka ve absürtlük temelinde şakalardır. Kısacası, bunlar zihinsel oyunlar ve kelime oyunlarıdır.
Mizah, fikirlerinizi ifade etmenin geçerli bir formülüdür. Ama sınırlarının nerede bittiğine dair tartışmalar hâlâ devam etmektedir. Her durumda kabul edilebilir mi? Mesela, cinsiyetçi şakalarda olduğu gibi bir sosyal grubu hedef alsa bile meşru mudur? Charlie Hebdo dergisinde yaşanan trajik olayda olduğu gibi mizah, derin nefret duygularına yol açabilir mi? Bu soru, hala tartışmaya açık.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.