Limitlerin Olmadığı bir Dünyanın Keyfini Çıkarın

Doğar doğmaz uçsuz bucaksız bir dünyanın içinde bulursunuz kendinizi. Sınırsız bir şekilde yaşamanız, her günün tadını çıkarabilmeniz için var olan bir dünya. Gözlerinizin önüne bir armağan serilmiştir ve bu armağanı kabul etmeniz gerekir.

Güzel olan, bunu öğrenmek için asla geç olmamasıdır. Limitsiz yaşamayı önceliğiniz yapmak için hiçbir zaman geç değildir.

Tecrübelerinize değdiğini düşünüyorsanız, yaşın hiçbir önemi yoktur. Geleceğe yaşama arzusuyla baktığınız sürece bunu geç fark etmenizin önemi yoktur.

“Mutlu olmak ve hayatınızı heyecan verici bir maceraya çevirecek enerjiye sahip olmak için doğru yaştasınız.”

– Anonim

Dünya görmek istediğin renktedir

Hayat bir maceradır ve bu nedenle sizi mutlu eden şeyleri toplamak ve daha iyi birine dönüştürmenizi sağlayacak zorluklarla yüzleşmek size bağlıdır.

Normalde sizi büyütecek şeyler, canınızı en çok yakacak ya da size en büyük duygusal şoku yaşatacak şeylerdir: bir yakınınızın ölümü, hamilelik, evlilik, ayrılık…

Başınıza gelen şeylere karşı tutumunuz üzerinde yalnızca siz kontrol gücüne sahipsiniz.

Tutumunuz, hayatınızın gitmesini istediğiniz yere odaklanma konusunda en iyi araçtır. Aslında, olumlu bir tutum en kötü deneyimlerinizi bile biraz daha iyi hale getirecektir. Gerçekten isterseniz hayatı daha sıcak ve neşeli renklerle görebilirsiniz.

“Hayat kısa. Kuralları çiğneyin, çabuk affedin, yavaş öpün, gerçekten sevin, kontrolsüzce gülün ve en tuhaf durumlarda bile gülümsemeyi hiç bırakmayın. Hayat umduğumuz parti olmayabilir ama hazır buradayken dans edelim!”

– Anonim

Yaklaşım ve imkansızın mümkün olması

İmkansızın mümkün olması, karşılaştığınız zorluklara nasıl yaklaştığınızla orantılıdır. Başka bir deyişle, her sabah uyanıp hayatla olduğu gibi başa çıkmak faydalıdır: eşsiz, geçici ve bize ait.

Başımıza gelenler, bizi engelleyip durduran şeyler kaçınılmazdır fakat tam da bu nedenle dünya bizi daha güçlü kılmıştır. Duygularımızı kontrol etmeye çalışır; engelleri, bariyerleri, çıkmazları ya da imkansızı aşmak için uğraşırız.

Ya bir döngüye girersek ve artık hayatı önemsemezsek? Kim olduğumuzu ve olmak istediklerimizi kaybedersek ne olur? Ölüm gelir ve işte o zaman en başta söylediğimizi hatırlarız: dünya, limitsizce yaşayalım ve “elveda” deme vakti geldiğinde pişmanlıklarımız olmasın diye var.

Hata yapmaktan korkmayın

Sadece denemedikleriniz için pişman olmalısınız, çünkü hata yapmanın hayatın bir parçası olduğunu zaten biliyorsunuz. Hatalar ve olumsuz sonuçları, kötü deneyimlerle birlikte, bir anlamda en güzel anlarımızda yaşadığımız mutluluğun bedelidir.

İnsanlar olarak hata yapmamız kaçınılmazdır. Ancak başımıza gelenleri anlayıp harekete geçmek, kendimize ve başkalarınıza ne katmak istediğimize karar vermek ve dünyayı farklı bir şekilde görüp doya doya yaşamak için özgürüz.

Dolayısıyla, dünyanın rengini değiştirerek imkansızı aşabildiğiniz için Mario Benedetti’nin şu sözlerini daima hatırlayın: “Mükemmellik, parlatılmış bir hatalar koleksiyonudur.”

Bu hataların ne olduğunu ise ancak onları yapacak cesaretiniz varsa anlarsınız…