Kendinizi Tamamen Teslim Ederseniz, Asla Bütün Olarak Geri Dönemezsiniz
Partneriniz sizden ayrılmıştır ve sanki asla geri alamayacağınız bir parçanız gitmiş gibi hissedersiniz kendinizi. Ailenizden biri ya da bir arkadaşınız vefat eder ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünürsünüz çünkü onları yitirmişsinizdir. Kendinizi birine tamamen teslim ettiğinizde, asla bütün olarak geri dönemezsiniz.
Eğer birini gerçekten sevdiyseniz, o kişi artık hayatınızdan çıktığında bir parçanızı da beraberinde alıp götürdüğünü bilirsiniz. Kalbinizin bir parçası kaybolur, asla geri dönmemek üzere. Bu, yalnızca zaman sayesinde doldurabileceğiniz bir boşluk hissidir.
“Kal” demek isterken “elveda” demek zordur
Bizler tabiatımız gereği duygusal varlıklarız ve belli bir duyguyu hissetmekten kaçınmak gerçekten zor olsa bile duygusal zekanızı kullanarak o duygunun süre ve yoğunluğunu yönetmek mümkündür.
“Aşk bir adımdır elveda ise bir başka adım. Her ikisinin de sağlam olması gerekir. Hayatta hiçbir şey sonsuz dek sürmez.”
– Chavela Vargas
Duygusal olarak zeki insanlar, kendi güçlerini ve becerilerini bilir ve başkalarını empatiyle dinlemeyi ve anlamayı öğrenmişlerdir. İşte bu yüzden, yaşadığınız kayıp yüzünden üzüntü hissetseler bile geleceğe inanırlar ve zamanla her şeyi aşabileceklerini bilirler.
Sevdiğiniz biri öldüğünde kaybı kabul etmekten başka bir şey yapamazsınız. Birinden ayrıldığınızda, işler değişmiş olsa bile durumu kabul etmek, gerçekçi olmak ve sizi işgal etmeye başlayan duyguları yönetmenin bir yolunu aramak önemlidir.
Teslim olmak ve bağlanmk
Partner veya arkadaşlarınızla ilişkilerinizde duygusal bağlanma durumlarından kaçınmak için bir sınır koymalısınız. Letting Go Without Anesthesia (Anestezi Olmadan Bırakmak) adlı kitabında Walter Riso bağımlı bir ilişkide olmanın ruhunuzu sahte bir güvenlik ve zevk duygusu karşılığında teslim etmek olduğunu belirtir.
Riso bağlılığı; şu dört yanlış inanış temelinde bir nesne, bir fikir ya da kişiyle kurulan takıntılı bağ şeklinde tanımlar: süreklidir, sizi mutlu edecektir, size güven getirecektir ve hayatınıza anlam katacaktır.
“Her türlü acının kökü, bağlanmaktır.”
– Walter Riso
Bu tür bağlanmayı yaşıyorsanız, kayıplara asla hazırlanamazsınız ve birini kaybettiğinizde, birinden ayrıldığınızda ya da işler değiştiğinde durumu kabullenemezsiniz. Bu kayıp, kendinizi bomboş ve yönsüz hissetmenize neden olur.
Bağlanmak kişiyi bozar. Sizi mutsuzlaştırır, kendinize ve değerlerinize saygı duymaktan alıkoyar. Arzu ettiğiniz şeyleri kaybetmekten korkar ve mutluluk hissinizi yitirirsiniz çünkü bütün enerji ve kaynağınızı diğer kişiye yatırmışsınızdır ve kendi hayatınız ile gerçekten sevdiğiniz her şeyi arka koltuğa atmışsınızdır.
İşin sırrı, bırakmayı öğrenmek
Hayatınız boyunca paylaşma ve cömert davranma beceriniz insan olarak kimliğinizin bir parçasını oluşturmaktadır. Ne var ki bu kayıpları erdemli bir şekilde yönetmek ve değişimin yatın bir parçası olduğunu kabul etmek için gerekli araçlara sahipsiniz.
Bir kişiye bir işe ya da bir ilişkiye veda etmek, hepimizin sürekli karşılaştığı bir durumdur. Bu anları cesur ve zeki bir şekilde karşılamak önemidir. Aşırı acıdan ve yaşadığımız kaybın negatif etkilerinden kaçınmak için bu beceri gereklidir.
“Kabullenme. Teslim olmak demek değildir bu. ama hiçbir şey, değiştiremeyeceğiniz bir duruma direnmek ve ona karşı savaşmak kadar enerji harcamanıza neden olmaz.”
– Dalai Lama
Bırakın acınız gitsin. Hâlâ başkalarının yanında ağlamaktan utanan, hislerini ve sözlerini bastıran insanlar vardır. Ama bütün bunları aşabilmek için acınızı bırakmanız gerekir. İstediğiniz kadar ağlayın, ama kendinizi izole etmeden yapın bunu. Arkadaşlarınızla konuşun, nasıl hissettiğinizi anlatın ve tavsiyelerine kulak verin.
Kendinize odaklanın. Bir kere olsun birazcık bencil davranın ve kendinizi suçlu hissetmeksizin içinize dönüp kendinizle ilgilenin. Gerçekten sevdiğiniz şeyler nelerdir? Yapmaktan hoşlandığınız şeyler nelerdir? Artık bırakmanız gereken o kişi ya da durumun ötesinde, kendi ihtiyaçlarınız ve sizin için önemli olanı düşünmek, kendinize güven ve inancınızı sağlamlaştıracvaktır.
Kendinize iyi bakın. Kendinize odaklanmak, aynı zamanda kendinize iyi bakmak ve ödül sunmayı da içerir. Eğer bir tatile çıkmak istiyorsanız tam zamanı. Bu sayede yeni bir bakış açısı edinebilir, sorunlarınızdan uzaklaşabilir ve her şeyi daha farkı bir gözle görebilirsiniz. Unutmayın ki yeni durumlar beraberinde yeni şeyler de getirir ve her zaman kazanılacak bir şey vardır: özgürlük, öğrenmek, engelleri aşma becerisi vs.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.