Kavramsal Değişim Teorisi: Fen Bilimleri Nasıl Öğretilir
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Fen bilimleri ile ilgili bazı okul konuları çok fazla bilişsel çaba gerektirir. Bunun temel nedeni, öğrencilerin içeriği derinlemesine anlamalarının gerekmesidir; bu, mevcut eğitim metodolojilerinin çok yardımcı olmadığı bir şeydir. Bu bağlamda kavramsal değişim teorisi, öğretmenlerin fen bilimlerini daha iyi öğretmelerine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Öğrencilerin dünyaya dair sezgisel teorileri vardır. Çocuklar okula boş kaplar olarak gelmezler. Çevrelerindeki dünyayı tanımlayan bilgileri almadan önce, kendi açıklamalarını zaten kuramsallaştırmışlardır.
Çoğu zaman, sezgisel teorileri yanlıştır ve yeni öğrenilen materyali koşullandırır. Çocukların eğitimi söz konusu olduğunda öğretmenlerin bunu dikkate almaları önemlidir.
Kavramsal değişim teorisinin aşamaları
Bu makalede, bilimde derin bir anlayışın nasıl geliştirileceğini göstereceğiz. Bunun için kavramsal değişim teorisinin üç aşamasını anlamalıyız:
- Bir anomalinin tanınması.
- Yeni bir modelin inşası.
- Yeni modelin kullanımı.
Bir anomalinin tanınması
Bu, öğrencilerin bir kavramı derinlemesine anlamalarına yardımcı olacak ilk adımdır. Öğretmenin görevi, öğrencilerin sezgisel teorilerini parçalamaktır. Öğrenciler eski fikirlerini terk etmeli ve yanlış olduklarını keşfetmelidir.
Öğrenciler sezgisel teorilerini bırakmazlarsa, öğrenme süreçleri etkilenecek ve yeni bilgileri reddedeceklerdir. Çoğu durumda, bu, öğrencinin sezgisel teorilerini geride bırakmak zorunda hissetmesine neden olmayan yüzeysel bilim öğreniminden kaynaklanır.
Doğrudan deney, öğrencilerin sezgisel teorilerinin yanlış olduğunu kendi duyularıyla anlamalarına yardımcı olmanın bir yoludur. Böylece anomaliyi tanımayı başarırlar.
Öğretmenler ayrıca sağlıklı ve saygılı bir diyalog içinde hatalı fikirlere saldırarak öğrencilerin yanıldıklarını anlamalarına yardımcı olabilir. Bu yöntem çok faydalıdır ve öğrencilerin gerçekleri eleştirel bir şekilde görmelerine yardımcı olabilir.
Yeni bir modelin inşası
Öğrencilerin sezgisel teorisi parçalandıktan sonra, bir sonraki adım onlara yeni bir açıklama yapmaktır. Bu adımın önemli bir yönü, yeni modeli kendilerinin inşa etmeleri gerektiğidir.
Bir öğretmen yeni kavramı sınıfa basitçe sunarsa, öğrencilerin bunu gerçekten anlaması zor olacaktır. Büyük olasılıkla ezbere dayalı yüzeysel öğrenme geliştireceklerdir.
Yapılandırmacı paradigmalar, bilgiyi inşa etmesi gereken kişinin öğrenci olduğunu öne sürer. Bu nedenle, öğretmenlerin rolü, farklı olasılıkları keşfederken öğrencilere rehberlik etmektir. Bu karmaşık bir süreçtir, ancak çok başarılı sonuçlar verir.
Sınıfta durum daha karmaşıktır çünkü bu, öğretmenin bunu aynı anda birçok öğrenciye uygulaması gerektiği anlamına gelir. Bunu yapmanın harika bir yolu tartışmalardır.
Öğrenciler kendi bakış açılarını çürütmek ve tartışmak için kendi modellerini yaratırlar. Bu durumda öğretmenin rolü, tartışma için gerekli materyal ve kaynakları hazırlamaktır.
Bu adım, öğrencilerin konuları gerçekten anlamaya başladığı yer olduğu için kavramsal değişim teorisindeki en zor adımdır.
Yeni modelin kullanımı
Gelecekteki problemlerde kullanmak için bir model oluşturmayacaksanız, hatalı görüşleri yıkmanın pek bir anlamı olmaz. Bu nedenle, sürecin son adımı öğrencilere teorilerini kullanmayı öğretmektir. Bunun için öğrencilerin bu yeni modeli uygulayabilecekleri alıştırmalar yapmaları gerekmektedir. Öte yandan, bu yeni modeli önceki bilgilerle bütünleştirmek esastır.
Kavramsal değişim teorisi, inanılmaz sonuçlar veren geçerli bir öğretim yöntemidir. Öğrencilerin materyali gerçekten anladıklarından ve onu eleştirel ve yapıcı bir şekilde nasıl uygulayacaklarını bildiklerinden emin olmak istiyorsak, bu tür eğitim araçlarını sınıfta kullanmalıyız.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.