İyimser İnsanların Da Ağlamaya İhtiyacı Vardır
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
En iyimser, enerjik ve neşeli insanlar bile depresyon yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bilirler. Tebessümlerimiz, açıklığımız ve neşemizle başka insanların hayatlarını aydınlatan bizler bile zaman zaman boşalma ve içimizdeki yaralarımızı iyileştirme ihtiyacını duyarız. Ancak o zaman direncimizi koruyabilir, hayatın önümüze fırlattığı güçlüklerle başa çıkabilmek için mantıklı, objektif ve güçlü bir iyimserliği koruyabiliriz.
Genel olarak iyimser insanlara dair fikrimizin biraz ön yargılı olduğunu söylemek doğru olacaktır. Hepimiz, zor olanı kolaylaştırmak gibi alışılmadık bir yeteneği olan birini tanırız. Hepimiz cesaret, umut ve samimiyetle dolu bazı kişilik tiplerini biliriz. Her zaman “evet” diyen ve iyi bir hayat süren bir arkadaşınız veya akrabanız yok mu ?
İyimser insanların her zaman bir planı vardır; kötümser insanların ise bahaneleri.
Bütün bu harika yeteneklerle “şanslı bir yıldız” altında doğduklarını düşünürüz. Bununla birlikte, gerçek çok farklı. İki tür iyimserlik var. Pozitif psikolojinin babası Martin Seligman, ilk tip için “kör iyimserlik” adlandırmasını yapmıştır. Bu iyimserlik türünde kişi ne olursa olsun her şeyin yolunda gideceğine inanır ve bu da sorumsuzca davranarak her şeyi kadere bırakmalarına neden olur.
Diğer tip ise “rasyonel iyimserlik” tir. Burada kişi, pozitifliğin tek başına değişim getirmeyeceğini bilir. İyimser olmak temelde perspektife sahip olmak ve başarısızlık ya da bundan kaynaklanan yenilgi düşünceleri nedeniyle ümitsizliğe kapılmamaktır.
Aynı şekilde, iyimserliğin inşa ettiğiniz bir tutum olduğunu fark etmek önemlidir. Aslında beynimiz, hayatımızı tehlikeye sokabilecek olası dış tehditlere odaklanma konusunda doğal bir eğilime sahiptir. Bu nedenle iyimserlik, karakterinizi güçlendirip hatalardan ders çıkararak ve hepimiz için kaçınılmaz olan zor zamanlarda duygularınızı yöneterek eğiteceğiniz bir şeydir.
İyimser insanlar zor zamanlarda iyimser kalmayı nasıl başarır?
İyimser insanlar illa ki saf kişiler değildir. Birçoğunun boş bir pozitifliğe başvurduğu derin bir nefes alıp hayata güvendikleri doğrudur. Yaşamlarını izleyicisidirler. Ancak diğer insanlar bu pozitifliği eyleme geçirirler.
Bunu söylememizin nedeni, iyimserliğin ne olduğu ve ne içerdiği hakkındaki yaygın efsanedir. İkinci durumda ise çok değerli bir psikolojik boyuttan bahsediyoruz. Öyle ki bu iyimserlikle büyümek için her türlü çabaya değer.
Amerikan Psikoloji Derneği, mevcut sosyal ve ekonomik krizin genel olarak nüfusu nasıl etkilediğini değerlendirmek için birkaç yıl önce bir anket düzenledi. Bu anketten ilginç ve faydalı bilgilere ulaşmak mümkün. Kadınların en çok etkilenen grup olduğu görüldü. Ayrıca psikolojik belirtileri de en çok yaşayanlar kadınlardı: stres, endişe, baş ağrısı, yorgunluk, yeme bozuklukları…
Krizdeki bir dünyada, ücret eşitsizliği ve iş fırsatları öncelikle kadınları etkiler, bu yüzden bu sorunu çok yönlü bir şekilde ele almak gerekir.
İkinci olarak Amerikan Psikoloji Derneği, zor zamanlarla başa çıkmayı başaran kadınların, yavaş yavaş önemli pozisyonlar ve iktidar mevkilerine yerleşmek için hangi stratejileri kullandıklarını öğrenmek istediler.
Dirençli iyimserlik
Bu kadınlar kullandıkları günlük başa çıkma mekanizmalarını açıkladığında, psikologlar bu dinamik grubunu “dirençli iyimserlik” terimi altında etiketledi. Artık bu Seligman’ın sözünü ettiği rasyonel iyimserlik değildi.
Esasen şimdi bir adım daha ileri gitmeliyiz. Zor durumlarda ayakta kalmaya devam etmek için yeni psikolojik stratejileri birleştirmek zorunda olduğumuz bir zamanda yaşıyoruz. Bu stratejileri şöyle özetleyebiliriz
- Ayrıntılı olarak üzerinde düşündüğümüz ve artık inandığımız fikirlere sadık kalarak.
- Olumsuz duyguları kabul ederek: bu duyguların mesajlarını dinleyin ve verdikleri enerjiyi akıllıca yönlendirin.
- Yaşamın deneyimlerden oluştuğunu anlayın. Bu tecrübelerin pek çoğu ise olumlu ya da hoş olmayacaktır.
- Zor anları birer meydan okuma olarak görmelisiniz. Öğrenmek ve büyümek için başlangıç noktalarıdır bu zamanlar.
- Azim ve kararlılığınızı, direnç, pratiklik, motivasyon, fırsat ve yaratıcılıkla birleştirin.
- Ayrıca birçoğumuzun karamsar ortamlarda yaşadığını göz önünde bulundurun. Eğer gerçekten dirençli
- iyimserliğe sahip kişiler olmak istiyorsak bazen çevremizi değiştirmek zorundayız. Sizi etkilemelerine izin vermeyin ve gerekirse oradan ayrılın.
İyimser insanlar, cesur insanlar
Tüm verileri analiz ettikten sonra, birden çok sonuca vardık. İlk olarak, doğası gereği iyimser olarak gördüğümüz arkadaş veya akrabalar aslında bu şekilde olmayabilir. Belki de bunu sonradan öğrenmişler ve bu perspektifi korumak için her gün emek veriyorlardır. Belki de çok çekici bulduğumuz ve o kişilerin doğasının bir parçası sandığımız bu yaklaşım tarzı çok çaba gerektirmiştir.
Öte yandan, en mantıklı, dirençli, rasyonel iyimserlikte bile zayıflık anları olduğunu unutmamalısınız. Aslında, birçok insan kendilerinin çok güçlü olduğuna inandıkları için depresyon geçirmiştir. İyimserliğin onlara bir dokunulmazlık pelerini giydirdiğini, tıpkı bir süper kahraman gibi güçlü kıldığını düşünmüşlerdir. Ama en cesur insanın bile zayıf noktaları, kriptoniti vardır.
Bu nedenle, daha pratik bir pozitif görüşe sahip olmaya çalışalım. İyimser insanların kin ya da kırgınlıklara boyun eğmediklerini anlayın. Şu anın getirdiği zorluklarını atlamazlar. Bunun yerine, sıkıntının var olduğunu ve bununla yüzleşmeleri gerektiğini kabul ederler.
İyimser insanlar kendilerini iyi arkadaşlarla çevreler. Minnettar olmayı ve affetmeyi bilirler. Hepsinden önemlisi, bir kaleidoskop gibi cesur ve dirençli tavırlarından faydalanarak geleceğe dair güzel bir güven duygusu resmederler.
Resimler: Nadia Chersakova
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.