İnsan Zihni Hakkında 18 İlginç Bilgi

3 dakika

Son Güncelleme: 18 Ekim, 2017

İnsan zihni gerçek bir muammadır. Bilimin şu ana kadar elde ettiği birçok gelişmeye rağmen beynimizin nasıl çalıştığı hakkında cevaplardan çok elimizde sorular var. Beynimizin potansiyelinin ne olduğu da bu sorulara dahildir.

İnanması imkansız olsa da beynimizle yaptığımızın birçok eylemin kesin bir açıklaması yoktur. Bilim neden ve nasıl hayal ettiğimizin, hatıralarımızın tam olarak nasıl oluştuğunun ve hangi mekanizmaların duyguların gelişmesini ve değişmesini mümkün kıldığının ayrıntılarını görmezden gelir. Bunlar cevaplanamayan birçok soru arasındadır.

“Zihin yeni fikirler ya da hisler için esneyebilir, ama asla eski boyutuna geri çekilmez ya da daralmaz.”

– Oliver Wendell Holmes

Her geçen gün dünyada sayısız deneyler yapılmaktadır. Tüm bunlar zihnimizin hareket etmesini sağlayan gizemli konuları açığa çıkarmak amacı ile gerçekleştiriliyor. Böylelikle bizi hayrete düşüren yeni bilgiler hayatımıza giriyor. İşte zihnimiz hakkındaki on sekiz büyüleyici gerçek aşağıdadır:

Beynimiz hakkında ilginç gerçekler

Sohbet esnasında, kolunuzun dirseğinizle bileğiniz arasında kalan kısma dokunan ya da sağ kulağınıza doğru konuşan insanlarla daha fazla empati kurulduğu kanıtlanmıştır.
Bunun yanında insanlar bir şeyleri uydururken yukarı ve sağa doğru bakma eğilimine sahiptirler. Eğer bir şeyi gerçekten hatırlamaya çalışıyorlarken de aşağı ve doğru ve sola bakarlar.
Bir diğer bilinen gerçek de şudur ki, insanlar eğer iş görüşmelerinde gözlük takarlarsa o işi elde etme şansları daha fazladır. Gözlük kullanıyor olmak bir şekilde zeka ya da uzmanlık olarak yorumlanır.
Büyük bir aşkı unutmanız ortalama 17 ay 26 gün sürer.
Bir araştırmaya göre bir yerimiz yandığı zaman beynimizde belli bir yer aktif hale gelir. İlginç olan şey ise şudur: aynı yer romantik bir reddedilme yaşadığımız durumda da aktif hale gelir.
Depresyonda olan insanlar mutsuz olmayanlara göre üç kat daha fazla hayal kurarlar.
Konu fiziksel acı olduğunda, eğer sevdiğiniz birinin fotoğrafına bakarsanız yaşadığınız fiziksel acı %44 oranında azalabilir. Bu etki yaygın olarak kullandığımız herhangi bir ağrı kesicinin etkisine eşdeğerdir.
Aile içinde şiddete maruz kalan çocukların beyinleri savaşta savaşan askerlerle aynı davranış şekillerine sahiptir. Gerçek şu ki, her düşünce aslında kelimenin tam anlamıyla beynin içinde oluşan fiziksel bir yoldur. Belli bir düşünceye ne kadar çok sahip olursanız, ve bağlantılı olarak bu yolun izi ne kadar derinleşirse sonuç olarak zihninize bu düşüncenin tekrar girmesi o derece kolay olur. Bu nedenle sürekli olarak sizi neşelendiren ve moralinizi yükselten düşüncelere sahip olmak oldukça önemlidir.
Video oyunları tıpkı eroin kadar güçlü bir bağımlılık yaratabilir. Elbette bu durum, iradeyi güçlendiren mekanizmalarla ilgilidir. Çünkü iradenizin gücü beyninizdeki oksijen ve glikoz miktarına büyük ölçüde bağlıdır.
Bitkin veya aç olduğunuzda hayır demek ve belirli bir hedefi korumak sizin için zor olabilir.
Yorgunluk demişken, 90 dakikalık bir sürenin sonunda ortalama bir kişinin konsantrasyonunun sürekli olarak bir şeye odaklandığı tahmin edilmektedir. Bu noktada, önemli bir görevle meşgulken ara vermenin ne kadar mühim olduğu belirtiliyor.
Beynimizin içinde nöronlar birçok farklı yolla birbirine bağlıdır. Daha net olmak olmak gerekirse eğer beyin bir sabit disk olsaydı 4 terabayta kadar bilgi depolayabilirdi. Aslında çoğu düşünce birbirini tekrarlıyor olsa da her birimiz gün içinde yaklaşık 70 bin düşünceyi beynimizden geçiririz.
Bu nedenle beynimiz ortalama olarak kendi başına 1,5 kilo ağırlığındadır. Ancak vücut tarafından kullanılan enerjinin %20’sini tüketir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir araştırmada, yapay renklendirici ya da koruyucular kullanılmadan yemek yiyen kişilerin zeka testlerinde % 14 daha yüksek puan elde ettiği kanıtlandı. Yediğimiz şeyler beynimizin çalışmasını ve işlevini büyük ölçüde etkiliyor.
Kapasitesinin büyüklüğüne rağmen insan beyninin fantezi ile gerçek deneyimler arasında ayrım yapmak konusunda aslında yetenekli değildir. Bu nedenle bir kişi bir filmi sanki gerçek dünyada yaşıyormuş gibi hissedebilir. Gerçekten izlediğiniz o olayı yaşıyor olsaydınız da aynı şekilde yaşadığınız üzüntüyü, korkuyu veya coşkuyu hissedebilirdiniz.
İnsanlar sahte anılara sahiptir. Gerçekleştirilen bir deneyde katılımcıların bazı fotoğrafları değiştirilir ve bu fotoğraflara gerçek olmayan senaryolar veya aslında hiç olmayan insanlar dahil edilir. Değiştirilmiş fotoğrafları gördükten sonra birçok katılımcı bu insanları hatırladığını söyler ve hatta gerçekleşen olaylarla ilgili ayrıntılar bile verir.
İnanılmaz gibi görünse de insanlar kafiyeli olan özlü sözlere kafiyesiz olanlara oranla daha çok inanıyorlar.
Eğer onları duygusal olarak etkiliyorsa, bir insan fiziksel olarak diğer insanların hissettiği darbeleri hissedebilir. Buna neden olay şey beynimizin içinde ayna nöron adı verilen hücrelerdir, bu nöronlar başka bir kimsenin deneyimlediği şeyi sanki siz yaşıyormuşsunuz gibi hissettirebilir.