İlişkideki Verici ve Bekleyen Taraflar
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
İlişkideki verici ve bekleyen taraflar arasındaki mükemmel dengeye çok nadiren rastlanır. Bu, iki taraf arasındaki güç savaşına genelde hâkim olan durumdur. Bekleyen taraf aşkın ne olursa olsun hiçbir sınırı olmadığına ikna olmuş verici tarafın enerjisini ve duygusal ilgisini kazanır.
Bu terim kulağa garip gelebilir ancak ilişkilerde ve gönül işlerinde gerçek duygu intiharına sıkça rastlanır. İnsanlar araba kullanmaya dikkat ederken, sağlıklı beslenirken ve aktif bir hayat sürmeye çalışırken konu aşk olunca paraşütü olmadan uçurumdan atlamış gibi davranırlar.
Fakat her şey böyle yürümez. Karşımızdaki kişiyi yaşama sebebimiz haline getirmenin, istediği ve ihtiyacı olan her şey olmaya çalışmanın bazı ciddi sonuçları vardır. Bekleyen ve verici taraflar arasında hiç sağlıklı olmayan bir kutuplaşma görülür ve bu durumda gerçek mutluluğun yakalanması da çok zordur.
Dengeyi yakalayabilmek için karşılıklılık çemberi
Friedrich Nietzsche’ye göre hediye vermek, alan tarafa herhangi bir hak ya da yükümlülük bahşetmez. Bu düşünceye biz de katılıyoruz. Ancak istesek de istemesek de durum bundan biraz farklı algılanabilir. Hediyeler bazen belli bir karşılık bekleyerek veren ve alan kişileri birleştiren araçlardır.
Örneğin, bir arkadaşa maddi bir hediye verilebilir. Bunun karşılığının olması beklenmez. Hediye sadece ondan gelen destek ve ilgiye bir teşekkür olarak verilmiştir. İşte bu yüzden, iki kişi arasında karşılıklılık vardır. Bu iki tarafın da kazandığı dinamik ve proaktif bir dengedir.
Aslında, aynı zamanda hem verici hem de bekleyen taraf olduğumuz bir ilişki içinde olmalıyız. Neden mi? Çünkü insanlar dengeli bir iş birliği içinde olmalıdır. Bu durum beynimizde bir aitlik hissi yaratır ve iyi hissettirir.
Eğer hiçbir karşılık yoksa ve sadece “verici” taraf bensem ne olur?
2010 yılında “Olumlu sosyal davranışın özerk motivasyonu ve yardımcı ve alıcının refahı üzerine etkisi” (“Motivación autónoma del comportamiento prosocial y su influencia en el bienestar del ayudante y el receptor”) başlıklı Kişilik ve Sosyal Psikoloji (Personalidad y Psicología Social) gazetesinde yayınlanmış ilginç bir makale vardır. Bu makaleye göre:
- Doğuştan “verici” olan insanlar vardır. Başka bir deyişle verici olmak onların kişiliğinin ve ilişki dinamiklerini algılayış biçimlerinin bir parçasıdır.
- Dahası, “verici” olmak (ilgi ve şefkat konusunda) özsaygılarını arttırır, daha pozitif ve enerjik hissetmelerini sağlar.
Fakat bu iki şekilde sonuçlanabilir:
- Karşı taraf sürekli jest yapılmasından dolayı baskı altında hissedebilir.Bir kişinin sürekli başkası için fedakârlık yapması rahatsızlık verebilir.
- Ayrıca, er ya da geç “düzeltilemez maliyetler” olarak bilinen durum ortaya çıkacaktır. Bu verici tarafın yaptığı hiçbir şeyin anlaşılmaması veya kıymetinin bilinmemesi anlamına gelir. Zaman, ilgi ve enerji harcadıkları hiçbir şeyin karşılığı olmaz. Sonuç olarak, yaptıklarının boşa gittiğini hissedecek ve özsaygıları azalacaktır.
İlişkideki Verici ve Bekleyen Taraflar
Ana ve Pablo 8 yıldır beraber olan bir çift. Ana bu ilişkinin “verici” tarafı ve erkek arkadaşı için her şeyi yapıyor. Ona aşırı ilgi gösteriyor ve isteklerini söylemeden yerine getirmeye çalışıyor. Diğer taraftan Pablo, anı yaşamayı seviyor. Partnerinin verici ve mutlu olduğunu gördüğü için Pablo ilişkide pasif ve bağımlı biri haline gelmiş.
Bu ilişkide nasıl yavaş yavaş verici ve bekleyen tarafların oluşabileceğinin sadece küçük bir örneği. Bazen kendimiz ilişkimizin yürümemesine sebep olan dinamikler geliştiririz. Bu yüzden, birbirimizi suçlamak yerine şunu anlamalıyız:
- Bir kişinin ilişkide diğerine göre daha fazla veren taraf olması normaldir. Fakat durum her zaman böyle olmamalıdır. İki taraf da kendi çıkar ve faydaları için eşit derecede ödün vermelidir.
- Bekleyen taraf olmayı da hak ediyoruz. Bazı insanlar o kadar uzun süre ilişkideki verici taraf olurlar ki zaman zaman bekleyen taraf olmanın ne demek olduğunu anlayamazlar. Bunun tam tersi de geçerlidir. Hep ilişkideki bekleyen taraf olan kişi verici taraf olduğu durumlarda şaşırtıcı bir şekilde memnun hissedebilir.
Son olarak, verici ve bekleyen taraf arasında bir ayrım yapmaya gerek yoktur. İlişkideki maliyetler ve faydalar maddiyat ile sınırlandırılmamalıdır. Çok farklı zamanlarda çok farklı şekillerde karşımızdakine bir şeyler verdiğimiz durumlar olur.
Önemli olan bunun karşılıklı olması, yani ihtiyacımız olduğunda birbirimizin yanında olabilmek, verdiğimiz şeyin minnettarlıkla karşılanıp en ihtiyacımız olan zamanda karşılığının verilmesidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.