Huzursuzluğun Kitabı ve Harika Alıntılar
Huzursuzluğun Kitabı adlı kitaptan alınan bu alıntılar gerçek sanat eserleridir. Bu harika metin Fernando Pessoa’nın en iyi düz yazı kitabı olarak kabul edilir ve ölümünden sonra yayınlanmıştır. Bu kitapta günlüğünün bazı parçaları, kısa düşünceleri ve özdeyişleri yer alıyor.
Bu kitabın son baskısı 2010 yılında yayınlanmıştır. Diğer versiyonlar bundan önce yayınlanmıştır, ancak başkalarının yazılarını da içeriyorlardı. 2010 baskısının editörleri tüm bu diğer yazıları temizledi.
Aşağıda, bu kitabın en güzel alıntılarından bazılarını paylaşıyoruz.
Rasgele arama
Huzursuzluğun Kitabı, yaşamın anlamsız olduğunu ve varlığın saçma olduğunu vurgular. Bu alıntı bunu mükemmel bir şekilde yansıtıyor: “Ben hangi nesneyi aradığını ya da nerede saklandığını bilmeden, rastgele arayan bir kişi gibiyim. Saklambaç oynadığımız kişi aslında yoktur”.
Pessoa, insan yaşamının bir hiçlik etrafında döndüğünü yazıyor. Amacımızı ve onu nasıl elde edeceğimizi hiç anlamıyoruz. Aynı durumda olan diğer insanlardan kaçınırız. Şair için bu, hayat oyunudur.
Hayaletler
Bu, Pessoa’nın en derin ve en güzel alıntılarından biridir: “İnanç hayaletlerinden mantık hayaletlerine dönmek sadece hücreleri değiştirmektir”. Bu basit sözlerle şair, Batılı düşüncenin iki büyük kavramını ele alır: inanç ve mantık.
Bildiğiniz gibi, bu iki dünya görüşü asırlardır savaşmaktadır. İnanç, mantığı ve mantık da inancı reddeder. Pessoa, ikisini de hem hayali olarak hem de hapishane hücreleri olarak tanımlar. Her ikisi de bakış açınızı ve düşünme şeklinizi sınırlar.
Hiçbir şey mükemmel değildir
Mükemmellik, var olan en soyut ve idealist kavramlardan biridir. Tamamen zihnin ürünüdür ve hiçbir gerçekliğe karşılık gelmez. Üstüne üstlük, insanlar mükemmellik ister, ancak hiçbir şey onları tatmin edemediğinden asla bunu elde edemezler.
Huzursuzluğun Kitabı’ndan alıntılardan biri şöyle diyor: “Fakat her şey kusurludur. Daha güzel olamayacak bir gün batımı yoktur, bize daha huzurlu bir uyku getiremeyecek bir hafif esinti yoktur.” Bu alıntıda Fernando Pessoa, insanların asla tatmin edilemediğini vurguluyor.
İşe yaramaz şeylerin güzelliği
“Sanat neden güzeldir? Çünkü işe yaramaz. Hayat neden çirkindir? Çünkü tamamen amaçlar, gayeler ve niyetlerden oluşur. Tüm yolları bir noktadan diğerine uzanır. Keşke kimsenin gitmediği bir yerde yapılmış bir yol olsaydı!”
Sanatın herhangi bir işlevsel anlamı yoktur. Kullanışlılığı için değil, olduğu şey için değerlidir. Kimsenin Nedimeler’in hayatlarını yaşamalarına ihtiyacı yoktur, fakat tabloya bakmak onları düşündürür. Dünya Eyfel Kulesi’nin ayakta durmasa da dönmeye devam edecek, ancak gezegen daha güzel çünkü Eyfel Kulesi ayakta durmaya devam ediyor.
Tersi sıradan bir hayatta olur. Nesneler ve hatta insanlar, yalnızca iyi şeyler sunarlarsa değerlidirler. İnsanlar sadece yararlı olanı ararlar. Bu koşullarda, yaşam büyük ve yüce olmaktan çıkar. Pessoa’nın bu özel alıntıya dair düşünmemizi istediği şey budur.
Talih yetimi
Huzursuzluğun Kitabı, Fernando Pessoa’nın otobiyografisidir ve yalnızlık ve ihmale dair birçok etkileyici itiraf içerir.
Bu samimi paragraflardan biri şöyle diyor: “Her zaman beğenilmek istemiştim. Kayıtsızca muamele görmek beni üzdü. Tahli yetimi olarak kaldım, tüm yetimler gibi ben de birinin sevgisinin nesnesi olmak istedim.”
Kitap boyunca, Pessoa kendini anlam bulamayan bir başarısız olarak tanımlar. O bir talih yetimidir çünkü mutlu olma arzusunu bile yitirmiştir.
Fernando Pessoa, tüm zamanların en önemli şairlerinden biriydi. Huzursuzluğun Kitabı bize duygularının karmaşıklığını ve düşüncelerinin keskinliğini gösterir. Her cümle, sizin gibi hassas bir okuyucu tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir şiirdir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Pessoa, F. (2010). El libro del desasosiego (Vol. 101). Ediciones BAILE DEL SOL.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.