Hipofiz ve Epifiz Bezleri: İşlevleri ve Özellikleri
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Hipofiz ve epifiz bezleri hormonal süreçlerimizin çoğunu düzenler. Bu bezler, Descartes’ın ruhumuzun koltuğu olarak tanımladığı beynimizdeki o küçük güç merkezidirler. Aynı şekilde, bu gelişmiş kimya laboratuvarı, dinlenmemizden ve gevşememize, yaşlanmamızdan, tiroid dengesi kadar pek çok temel sürece aracılık eder.
Ne zaman bu küçük hipofiz, epifiz bezleri hakkında bilgi arasak, çok sayıda ruhsal dünya ile ilgili referansa rastlarız. Böyle bir sonuca varmamız hiç şaşırtıcı değildir. Bu “üçüncü göz”, çoğu kişi için en büyülü ve sezgisel yanımızla bağlantı kurar. Şimdi, bu enerjik evrenin ve sınırların ötesinde, bu bezlerin yapısı kültürel farklılığımıza da yansır. Bunun sebebi ışık ve karanlık döngüleriyle bağlantılı olmalarından kaynaklanmaktadır.
İnsanoğlu, biyolojik ritmini doğa ile uyumlu olarak yönetir. Güneş ışığı, beynimizin küçük çekirdeklerini uyaran kanalı yapılandırır. Hipofiz ve epifiz bezleri ise bir iletken gibidir. Büyümemize, cinsel olgunluğumuza erişmemize, vücut sıcaklığımıza ve hatta duygularımıza mükemmel bir hızda rehberlik eden; onlardır.
Herhangi küçük bir dengesizliğin mutluluğumuz üzerinde doğrudan etkisi vardır.
Onlara ana bezler veya hatta üçüncü göz derler. Hipofiz ve epifiz bezleri hormonlarımızı düzenleyen fabrika ayarlarını dengemizi ve sağlığımızı garanti altına alacak şekilde yapılandırır.
Hipofiz ve epifiz bezlerinin işlevleri nelerdir?
Hipofiz ve epifiz bezleri hakkında bildiğimiz verilerin çoğu, bu yapılar üzerinde yapılan nörolojik pataloji çalışmalarından gelmektedir. Bu nedenle J. Anderson, N. Antoun ve K. Chatterjee gibi konusunda uzman yazarlar ve doktorlar yürüttükleri çalışmalarda hormonal sorunlardan mustarip insanların bir kısmının sorunlarının temelinde bu yapılarda meydana gelen değişiklikler olduğunu bize göstermiştir.
Diğer taraftan hipofiz ve epifiz bezleri ile ilgili önemli bir fikir edinmek için çarpıcı bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Çok küçük (8 mm’nin hemen altında) oldukları için büyük miktarda kanı toplarlar. Bu nedenle, ayırıcılık düzeyi belirleyicidir. Aynı şekilde, başka bir detayı da gözden kaçıramayız: hipofiz ve epifiz bezleri yaşam tarzımıza çok duyarlıdır.
Aşağıda her birinin işlevini size açıklayacağız:
Hipofiz veya hipofiz bezi
Bu bezin etkileyici yönü, çevremize olan bağlanma şeklidir. Duyularımızdan ve talamustan aldığı tüm bilgilere dayanarak, çevresel faktörlere daha iyi uyum sağlamamızı ve daha iyi tepki vermemizi sağlayan bir dizi hormon salgılar.
- Hipofiz veya hipofiz bezi sosyal iletişimi kolaylaştırır ve tehlikelere tepki vermemize yardımcı olur.
- Eşlerimizle, çocuklarımızla vb. yakınlarımızla bağımızı güçlendirmek için oksitosin salınımına yardımcı olur.
- Stresle daha iyi başa çıkabilmemiz için adrenal hormonların salınması için uyarır.
- Hipofiz bezi ayrıca hipotalamus ile birlikte çalışır.
- Hipofiz bezinin, duygularımız ve hafızamız üzerinde de etkisi vardır.
- Bu birlik sayesinde, duyular aracılığıyla düşündüğümüz ve algıladığımız şey böylece duygusal bir duruma evrilir.
Diğer yandan, bu bezin bazı biyolojik süreçlerle olan ilişkisini vurgulamak da önemlidir:
- Metabolizmayı düzenler.
- Östrojen, testosteron ve progesteron salgılayan, Folikül uyarıcı hormonu (FSH) ve Luteinleştirici hormonu (LH) uyarır.
- Süt üretimi için gerekli olan prolaktini uyarır.
- Aynı zamanda cilt pigmentasyonumuzu korumak için melanosit üretimine aracılık eder.
- Büyüme ve gelişme hormonunu uyarır.
Ayrıca, daha önce de belirttiğimiz gibi, bu tür yapılar çevremize karşı çok duyarlıdır. İsrail’de bulunan Sheba Üniversitesi Tel Hashomer’de yapılan araştırmaya göre, iyonlaştırıcı radyasyon ile bu yapıdaki tümörlerin görünümü arasında bir ilişki olduğu açıklanmaktadır.
Epifiz bezi: döngü düzenleyicisi
Hipofiz ve epifiz bezleri işlevleri paylaşır ve birbirine çok yakın lokasyonda bulunurlar. Ancak son olarak söylediğimiz gizemli ve manevi bir bakış açısı, her zaman en büyük ilgiyi uyandıran şeydir. Merak uyandırmasının sebebi, ağaç şeklinde olmasından, belki kırılganlığından belki de etkili bir şekilde çalışması için karanlığa ihtiyaç duymasından dolayıdır.
Pek de şaşırtıcı olmayan kırılgan olma özelliğine değinmemiz gerekirse, ergenliğe ulaştığımızda üzerimizdeki etkisi azalmaya başlar. Hatta çoğu zaman etkisini yitirmeye başlayan epifiz bezi ile yetişkinliğe varmak sık rastlanılan bir durumdur. Çevremize, yiyeceğimize, çevresel toksinlere ve yaşam tarzımıza olan duyarlılığı bazen düzgün çalışma işlevini azaltır. Şimdi epifiz bezi tarafından hangi işlemlerin düzenlendiğini görelim:
- Sirkadiyen ritmimizi(biyolojik saatimizi) düzenler ve uyku getirir.
- Pineal bezin, melatonin salgılaması için karanlığa ihtiyacı vardır. Bu nedenle, Japonya’nın Sapporo kentindeki Hokkaido Üniversitesinde yapılan araştırmalar, bu yapıdaki herhangi bir değişikliğin gece dinlenmemizi doğrudan etkileyeceğini göstermektedir.
- Aynı zamanda cinsel olgunluğa erişmek için önemli bir görevi vardır.
- Epifiz bezindeki değişiklik, mevsimsel duygusal bozukluk ve depresyonun ortaya çıkmasına bile neden olabilir.
Hipofiz ve epifiz bezlerine nasıl daha iyi bakabiliriz?
Günümüzde hipofiz ve epifiz bezlerine olan merak artmaktadır. Gizem ve maneviyatın ötesinde, konu hakkında giderek daha fazla kamuoyuna yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Buna örnek olarak, endokrin fonksiyonları olan bu “üçüncü göz” hakkında ilginç ve pratik çalışmaların yayınlandığı Pineal Research dergisini paylaşabiliriz.
Bu yapılar, endokrin sistemimizin davranışımıza ve kişiliğimize nasıl aracılık ettiğinin açık bir örneğidir. Aslında, hipotiroidizm veya hipertiroidizm gibi hastalıkların yaşam kalitemiz üzerindeki etkisi iyi bilinen bir gerçektir. Sadece metabolizmamız veya kilomuz etkilenmez. Ruh hali ve hatta gece uykumuzun bölünmesi, bu hormonal değişikliğin etkileridir.
Bu nedenle, bu hormonal salgı bezlerine nasıl biraz daha iyi bakabileceğimizi bilmekten asla zarar gelmez. Bu önerileri dikkate aldığımızda hipofiz bezi ve epifiz bezlerinin bizleri takdir edeceğinden hiç kuşkumuz yok.
- Böcek kimyasalı, boya, koruyucu madde içermeyen, mümkün olduğu kadar doğal bir diyet uygulayın.
- Çiğ yenen organik olarak yetiştirilmiş besinler epifiz bezindeki taşlaşmayı azaltır.
- D, A ve B vitaminlerinin yanı sıra magnezyum veya manganez gibi mineral katkılarının da iyileştirilmesi tavsiye edilir.
- Her zaman doğanın döngülerine uyum sağlamamız en iyisidir.
- Gün ışığın saatlerine göre uyum içinde yaşar ve karanlıkta dinlenirsek, bu bezler buna minnettar olur.
- Elektronik cihazlardan gelen mavi ışığa maruz kalmayı azaltmak veya buna dikkat etmek de tavsiye edilenler arasındadır.
Sonuç olarak, bu iki salgı bez arasındaki en önemli şeyin hipofiz veya hipofiz bezi olduğunu asla unutmayın. En ilgili olanı ise endokrin yapısıdır. Çünkü endokrin vücudumuzun hemen hemen tüm süreçlerini düzenleyen bir yapıdır. Onu korumak her şeye değerdir. Bunu başarmak için sadece yaşam tarzımızı daha sağlıklı bir yaklaşıma ve günün doğal gelişimine daha uygun hale getirmek yeterlidir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Kandel, E.R.; Schwartz, J.H. & Jessell, T.M. (2001). Principios de neurociencia. Cuarta edición. McGraw-Hill Interamericana. Madrid.
- Frank H. Netter, Peter H. Forsham,Emilio Gelpi Monteys (1998). Sistema Endocrino y Enfermedades Metabólicas. España: Masson
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.