El Hareketleriniz Hakkınızda Ne Söylüyor?
Bir süre önce doğuştan gelen bir özelliğim olduğunu fark ettim: Konuşurken mimik yapıyor, ellerimi kullanıyorum. Bu özelliği sınıflandırırken kullanılabilecek kesin bir terim olmadığı doğru. Şöyle diyelim: Ben, bir hikaye anlatırken el hareketlerini kullanmadan duramayan insanlardanım.
“Ben, ne isem o değilim; ellerim ne yapıyorsa işte ben oyum.”
Bu iletişim tarzı, özellikle vermek istediğim mesaja enerjimi kattığım zamanlarda, sanki kelimelerimi karşımdaki kişiye çarpmak istiyormuşum gibi hissettiğimde ortaya çıkıyor.
Bu özellikle ilgili araştırma yapmaya başladığımda bu durumun sadece kişinin doğal ifade gücüyle ilgili olduğunu düşünüyordum. Fakat son makaleler, bu özelliğin düşündüğümüzden çok daha fazla sosyal etkisinin olduğunu gösteriyor.
Sosyal olarak, konuşurken ellerimizi kullanmanın iletişim bakımından ”dikkat dağıtıcı” olduğuna inanıyoruz. Yine bunun, konuştuğumuz konu ve durum ile ilgili olduğu da doğru. Fakat çoğu zaman ellerimizi kullanmanın daha çekici bir özellik olduğu ve çevremizdekilerin bizi daha dikkatle dinlemesini sağladığı konusunda benimle hemfikir olacaksınız.
Forbes dergisinde yer alan yeni bir makaleye göre ellerini kullanarak konuşan insanlar daha karizmatik gözüküyorlar. Sözlü ifade esnasında ellerimizi kullanmak, daha yüksek düzeyde enerji ve çekiciliğe işaret ediyor.
El hareketleri konuşmacının dinleyicileriyle daha iyi ilişki kurmasını sağlayıp konuştukları grup içinde onlara güç veriyor.
Bu nedenle, ellerini kullanan kişiler daha iyi liderler şeklinde değerlendiriliyorlar, çünkü bu özellikleri sayesinde dinleyicilerini daha iyi ikna edebiliyorlar. Ayrıca bu özelliğe sahip kişiler, konuşmaları sırasında ellerini kullanarak daha samimi bir görünüm sunuyorlar. Zira çoğu zaman el hareketlerimiz üzerinde kontrolümüz olmuyor, böylece duygularımızı daha fazla güven ve şeffaflıkla ifade edebiliyoruz.
Business Insider yazarı Annie Paul, bu özelliğin daha yüksek zeka göstergesi olduğunu onaylıyor.
Başka bir çalışmada, araştırmacı Albert Mehrain, bir mesajın etkisini şu yüzdelerle sundu: %7 sözel, %38 sesli ve %55 mimik ve jestler, sözsüz iletişim. Söz unsurunun bilgi iletmede, sözsüz unsurların ise kişisel durum ve etkinlikleri kullanmak üzere kullanıldığını biliyoruz. Yani Mehrabian’a göre, iki veya daha fazla kişi arasındaki iletişimde sözlü unsur %35’e karşılık gelirken sözsüz iletişim ise %65’e denk geliyor.
İçimizdek her şey ifade özelliğine sahiptir. İster sözlü ister sözsüz olsun, dilin gücünün farkına varınca, hislerimiz keskinleşir ve zekamız gelişir. Bunların ışığında , Stanford Graduate School of Business okulunun şu videosunu izleyerek sözsüz dil konusunda daha fazla bilgi alabilirsiniz:
Kişisel iletişiminiz esnasında ellerinizi kullanıyorsanız, bunun tadını çıkarın. Hislerinizi çevrenizdekilere iletmede etkili olduğunuz anlamına geliyor bu.
“Ellerim, ayaklarım, büyük hayallerime dönüştünüz.”
– Roberto Obregón
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.