Duygusal Yolculuğumuzun Yıldızları

İçinde yaşadığımız toplum, bir ilişki içinde olmamız için bize sürekli bir baskı kurar. Bu baskı o kadar kuvvetlidir ki, birçoğumuz, sadece toplumun bizden beklediği şekilde davranmak adına, sevmediğimiz insanlarla beraber oluruz. ‘Aman elalem ne der?’ endişesi ile yalnız olmaktan korkar olduk. Ruh eşimizi bulmak adına sürekli bir acele içerisindeyiz.

Ben bir yıldız, gezegen veya kara delik olup olmadığımı bilmiyorum, ancak her durumda duygusal yolculuğumda bana yıldızlar eşlik etsin isterim. Yaşlandıkça, yıldız olmayanları daha çok görebiliyorum. Onları çok çok uzaklardan bile görebilirsiniz.

Bir büyük perde aşkları vardır, bir de kısa hikayeler. Filmlere konu olacak sevdalar vardır, bir günden öteye gidemeyen aşklar vardır. Bunların arasındaki fark, ilkinin hayatta sadece bir kez olmasıdır. Diğerini ise, isteseniz de istemeseniz de pek çok kez tekrarlarsınız.

-Risto Mejide tarafından yazılmış bir makaleden alıntı

Sen, seni en mutlu yapanı hak ediyorsun

Muhtemelen birçok ilişkiniz hüsranla sona ermiştir. Suçu başkasında aramayın. Bu ilişkiler genellikle bizim aşk ile ilgili yanlış düşüncelerimiz nedeniyle sonlanır.

Filmlerdeki gibi, bir beyaz atlı prensin gelip bizi öpmesini beklemeye gerek yok. Son model arabası ile dünya turuna çıkarması da bir şey ifade etmiyor. Duygusal yolculuğumuzda yıldızları talep etmenin mantığı şudur: sizin hak ettiğiniz insan, sizi mutlu etmek isteyen ve sizinle olmaktan mutlu olan insandır.

Ve bu insanı bulduğunuzda, hiçbir şeyin, sizinle olabilmek için farklılıkları ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırmak adına bu kadar hevesli olmasından daha değerli olamayacağını anlayacaksınız.

Çünkü doğru kişiyi bulduğunuzu anlarsınız. Anlarsınız çünkü size sarıldıkları zaman, kırılan tüm parçalarınızı bir araya getirirler.

Çünkü yıldızların, hiç sönmeyen kendi ışıkları vardır. Parlamaları tüm karanlıkları aydınlatır. Risto’nun dediği gibi, bizi aşık ettiren de bir ışıktır. Çünkü ışık, hiçbir şeye ya da kimseye bağlı olmayan bir özgürlüktür.

Sen bir ihtiyaç değil, tercihsin

Aşk, ihtiyaca göre değil, tercihe göre şekillenir. Dolayısıyla, çiftler için duygusal bağımsızlık tercih edilmeli ve buna göre hareket edilmelidir. Çünkü birini tüm kalbimizle tercih etmek, ona ihtiyaç duymaktan daha mantıklı ve sağlıklıdır.

Yıldızlarımız, nerede olduklarının bir önemi olmaksızın, her yerde ışıl ışıl parlar. Yine de unutmamalıyız ki, sadece parlayarak kendilerini tüketirler. Eğer yanı başlarındaki yıldızlar yardım etmezse, sönüp giderler.

Bu nedenle, aşk hakkındaki yanlış fikirlerimizin biri de, sürekli parlayan saf bir şey olduğu için aşkın sonsuz olduğunu düşünmemizdir. Oysa aslında, aşk için üzerimize düşen vazifeyi yerine getirmemiz, ona emek harcamamız ve sevdiğimiz ile birlikte parlamamız gerekir.

Bir çift olmak, bir takım olmak demektir. Ve takım çalışması, birine bağlı olmayı değil, her gece bizi yıldızlara baktıran aynı inançla hareket etmeyi gerektirir. Bulutlar araya girse de bazen, yıldızlar her zaman için göklerde bize eşlik eder.

Bir ilişkiye başlamamız için kesin sınırlar ile çizilmiş belirli bir zaman dilimi olmadığını da aklımızın bir köşesinde tutalım. Bunun yerine, aşkımızı yeşertmek adına, bize uygun biri ile beraberlikten daha fazlasını istemeyelim.