Deniz ve Sağlık: Sonsuz Bir Sağlık Kaynağı

Deniz ve Sağlık: Sonsuz Bir Sağlık Kaynağı
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Deniz ve sağlık birbiriyle çok yakından ilişkilidir. Bunun sebebi, özellikle de beynimizin bu tarz bir ortamda daha pozitif tepkiler vermesidir: rahatlar, algıları açılır, yaratıcılığı artar ve daha keskin bir zekaya ulaşır. Ayaklarımızın altında o ılık kumları hissetmenin, dalgaların sesini dinlemenin ve tuzlu esintiden gelen serinliğin verdiği rahatlatıcı hissi bulabileceğiniz çok az yer var.

Denizciler, sörfçüler ve biyologlar hep aynı şeyi söyler: deniz büyülüdür; okyanusun esrarengiz büyüsü tarihin en başından beri insanları hep içine çekmiştir. O dipsiz bucaksız engin mavi su bizde çeşitli hisler uyandırır. Bazen kendimizi yenilemek için   sahil kıyısına gitmek  ruh halimizi nasıl değiştirdiğini görme k için   yeter.

“Okyanus dağlardan da eskidir ve anılarla, zamanın hayalleriyle yüklüdür.”

– Lovecraft

Victoria devrindeki doktorların hastalarına uyguladıkları bilindik tedavi yöntemlerini hatırlamak yeterli olacaktır. O zamanlar melankoli, verem ya da basit bir aşk acısı için deniz havası almak reçete edilirdi. Yani, sahillerin çok eski zamanlardan beri hem zengin hem de fakir kesim için ideal bir şifa kaynağı olma özelliği hep vardı. İşe de yarıyordu. Denizin ruh halini iyileştirme gücü ve sağlıkla arasındaki özel ilişki, bilimin şu anda kanıtlarla güçlendirebildiği bir gerçek.

deniz

Deniz ve sağlık: su ortamlarının tedavi edici etkisi

İsveç Üniversitesi Sağlık Mühendisliği Merkezi’nin (Center of Sanitary Engineering of the University of Sweden) 2011’de yürüttüğü bir araştırmanın sonucunda, su içeren ortamların esenliği artırdığı ve sağlığımız üzerinde pozitif etkileri olduğu ortaya çıktı. Yani deniz, nehir ve göl gibi su ortamları zihnimizde, beynimizde ve bedenimizde bazı değişimler yaratır.

Mesela birçok yazar, mavimsi manzaranın gizemini ve insanda yarattığı hayranlık hissini açıklamaya çalışmıştır. Bunlardan biri de meşhur deniz biyoloğu Sir Alister Hardy idi. Antartika’ya 1925’te düzenlenen ilk keşif yolculuklarından birine katılmış olmasıyla bilinir. Hardy vücudumuzun sağlıklı ortamlara olumlu tepki verdiğini söylüyor.

İnsanoğlu bozkırlardan ayrılarak deniz kıyılarına doğru gelip okyanusu keşfettiğinde bir şeyler değişti. Birdenbire yeni besin kaynaklarına ulaşım sağlamış olduk, bunlar özellikle de beynin gelişimi ve sağlığı için gerekli olan omega 3 yağ asitleri bakımından zengin besinlerdi. Ayrıca denizin iyileştirici etkisi kuvvetli uyarıcılarıyla birleştiğinde ilkel ve çok güçlü bir bağ oluşturur. Bu sebeple de bu konuyla ilgili bol bol araştırma yapılmış.

Bu çalışmalardan bir tanesi de Edinburgh’da bulunan Heriot-Watt Üniversitesindeki Dr. Jenny Roe’ya ait. Araştırmasına göre denizle iç içe olmak bir dizi psikolojik tepkiler uyandırıyor. Endorfin salgılanıyor, kortizol seviyesi azalıyor ve beynimiz alfa dalgaları yaymaya başlıyor. Belki de ilkel insanların denizle ilk haşır neşir olduğunda kurduğu bağın bıraktığı izleri hala taşıdığımız içindir; bize faydalarını, esenliğimize olan inkar edilemez etkisini hatırlatır.

Okyanusun iyileştirici etkisi

Deniz sağlıkla yakından ilişkilidir. Okyanus birçok bilim insanının “mavi sağlık” dediği ve şu şekilde özetlediği bir şey üretir:

Mavi zihin

  • Beynimiz su görüntüsüne oldukça pozitif tepki verir. Denizi düşünmek, koklamak ve hissetmek beynin tamamen rahat bir konuma gelmesini sağlar. Bu ideal rahatlık hali, mutluluğu artırmasıyla bilinen dopamin ve serotonin gibi nörotransmitterlerin daha çok salgılanmasına katkıda bulunur. 
  • Deniz aynı zamanda yaratıcılığımızı artırır; anksiyeteyi azaltır, hafıza ve dikkat gibi en temel bilişsel işlevleri geliştirir.

Solunum yolları için idealdir

Tuzlu esinti solunum yollarımızın sağlığı için adeta bir armağandır. Tıkanıklıkları açar, akciğerleri temizler, nefes almayı destekler ve bunlara ek olarak antibiyotik etkisi de vardır. Deniz, astım ve alerji sorunu yaşayanlar için ideal bir ortamdır. 

denizde duran kadın

Bağlantı ve güç

Denizde hakim olan hareketliliğin, ışığın ve sonsuzluğun hem sesi hem de manzarası beynimizdeki alfa dalgalarını ortaya çıkarır. Sakin bir ruh haline gireriz ve içimizdeki özümüzle olan bağımız güçlenir. Dahası, Journal of Alternative and Complementary Medicine’de (Alternatif ve Tamamlayıcı Tıp Dergisi) yayınlanan bir araştırmaya göre, okyanus esintisi rahatladığımız ve içsel özümüzle bağ kurduğumuz bir hale geçmemize yardımcı oluyor.

Deniz havası negatif yüklü iyonlarla doludur. Araştırmaya göre bu negatif moleküller tüm doğal su içeren ortamlarda üretilir: deniz, nehir, şelale gibi. Bu moleküller serotonin üretimini artırarak içsel dengemizi sağlamamıza yardımcı olur ve böylece enerji dolu, yaratıcı, kendimizle ilişki kurmaya motive ve sosyalleşmeye ilgili oluruz.

Bu önemli noktayı asla unutmamalıyız. Deniz ve sağlık arasında yakın bir ilişki olmasının bir diğer sebebi de D vitamini emilimini artırmasıdır. Hepimizin bildiği gibi bu vitamin hayatımız için birçok yönden önemlidir. Ancak, ilginçtir ki nüfusun büyük bir kısmı D vitamini eksikliğinden muzdarip. Bu yüzden, fırsat buldukça içgüdülerimizi dinleyelim, günümüzü deniz kenarında geçirmenin iyi bir fikir olduğunu bilen ve anlayan o ilkel sese kulak verelim. Sağlığınıza olan faydalarına bakınca kesinlikle değdiğini göreceksiniz.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.