Cana Yakın Davranmanıza Yardımcı Olacak 3 Beden Dili İşareti
Hiç konuşmadığınız halde birinin sinirlerinize dokunduğu oldu mu hiç? Başkalarının size karşı niçin ön yargıları olduğunu anlamayan biri misiniz? Peki hemen cana yakınlık duyulan kişilerden olmak ister misiniz? İnsanların hemen kanının kaynadığı ve sanki en iyi dostlarıymış gibi sıcak davrandıkları kişilerden olmak ister misiniz? Bunun yolu, beden dilinizde gizli.
Bedeniniz sürekli sinyaller gönderir. Sizin için konuşan tek şey sesiniz değildir. Konuşmadığınızda bile bedeniniz bir şey söylemeye devam eder. İstediğiniz şey, daha çok sevilmek ve daha cana yakın gözükmek ise komik olmak ya da her sohbete dahil olmak, başkalarının sizi sevip kabul etmesini belirleyecek tek şey değildir. Hatta bu hiç de işe yaramayabilir.
Eğer insanlarda daha iyi bir izlenim bırakmak istiyorsanız, bunu ağzınızı bile açmadan başarabilirsiniz. Gözlerinizin hareketi, oturuşunuz ya da elinizi kolunuzu oynatmanız gibi görünürde önemsiz hareketler, daha iyi bir izlenim bırakmanıza ve daha çok sevilmenize yardımcı olabilir.
Tavrınıza dikkat edin, bedeninizle kendinizi ifade edin
İnsan aklı, gördüğünü eleştirir. Bu sayede bir tür olarak gelişebildik. Bir saniyede aklımız birinin bit tehdit mi yoksa ayakta kalmamıza yardımcı olacak biri mi olduğunu kavrayabilir. Tamamen iç güdü meselesidir bu.
Bu bakımdan beden dilimiz bizi ele verir. Bu beden dilini kullanarak başkalarının iç güdülerini ‘kandırabilir’ ve böylelikle daha kolay şekilde ilişki kurabiliriz.
Ama başkalarının algılarını manipüle etmekten ziyade beden dilimiz kendimizden daha emin olmamızı ve dilediğimiz gibi kendimizi ifade edebilmemizi sağlar. Beden dilimize dikkat etmemek, iletmek istediğimiz şey ile çelişen mesajlar gönderebilir.İşte bu yüzden, tavrınıza dikkat etmek önemlidir. duruşunuz bir duvar oluşturuyorsa, sizi tanımaları için insanlara şans vermiyorsunuz demektir. Şapşalca davranıyorsanız, aptal yerine konabilirsiniz. Soğuk durursanız, insanlar size yaklaşmaktan çekinecektir. Dolayısıyla, cana yakın gözükmek için böyle davranmalı ve tavrınıza dikkat etmelisiniz.
Peki ama cana yakın biri nasıl davranır? Cana yakın bir tavır takınmanın sırrı, karşınızdaki insana ilginizi göstermektir. İnsanlara yardım etmek için ne yapabileceğinizi düşünün ama ısrar ya da taciz etmeden bunu yapın. Önemli olan aşağı ya da sinir bozucu bir tavır takınmadan istekli ve yardıma hazır olduğunuzu göstermektir.
Duruşunuza dikkat edin ve beden dilinizi iyileştirin
Beden dilinin bir parçası olarak duruşumuz, başkalarının hakkımızda kısacık sürede edindiği yargıyı etkiler. Ayrıca karşımızdaki kişide kendi haklarında ne düşündüklerini görürüz ve böylece o kişiye dair bir fikir ediniriz.
Pozitif bir duruş sergileyebilmek için dik ve rahat durmalısınız. Bedeniniz, iki güce maruz kalır. Bunlardan biri sizi yere çeker ve toprağa demirler, diğeri ise sizi yükseltir ve ileri bakmanıza, ilerlemenize yardımcı olur. Omuzlarınızı biraz geriye doğru almalısınız, böylece her nefeste gövdeniz genişler. Ayrıca yavaş nefes almalısınız. Görünümünüzü ve duruşunuzu iyileştirmek için, bacaklarınızı biraz ayırmaya ve sırtınızı dik ama rahat tutmaya çalışın.
Bir yoga dersinden alıntılanmış gibi gözükse de bu tavsiye, kibirli bir insan ile çevresiyle uyumlu bir kişiyi birbirinden ayıran şeydir. Yenilgileri kabul eden kötümser birini, yaşama istediği ve sevinci olan birinden ayırır.
Diğer yandan, biriyle konuşurken açık durmalı, göğsünüzü kollarınızla kapatmamalı, kambur durmamalı ya da çok arkaya yaslanmamaya dikkat etmelisiniz. Konuştuğunuz insana açılın. Bu, sizin güven ve rahatlığınızı gösterir. Ayrıca bir şeylere yaslanmaktan ya da elinizdeki bir eşyayla oynamaktan kaçının, çünkü bunlar pasiflik ve öz güvensizlik gösterir.
Gülümseyin ve el sallayın
Nasıl hissederseniz hissedin, bir yere gittiğinizde oradaki insanları tanısanız da tanımasanız da, eğer cana yakın gözükmek istiyorsanız, daima gülümseyin ve selam verin. Karşınızdaki kişi ağzını açmaya üşenebilir ya da sessiz kalabilirler ama hiç önemli değil. O hafta ya da o gün boyunca kaç defa aynı şeyle karşılaşmış olmanızın da önemi yoktur. Gülümsemek ve insanları selamlamak bir alışkanlık olmalıdır. Bunu daima yapın.
Bağırarak selam vermeniz ya da insanların dikkatini çekmeye çalışmanıza gerek yok. Sadece gülümseyin ve selam verin ya da el sallayın. Böylece kişisel bir şekilde görsel temas kurun, hafifçe başınızı sallayarak selam verin. Diğer kişiyi tanımasanız bile böyle davranın. Tanıdığınız kişilere gelince, yavaşça yanlarına gidin ve onları çok iyi tanımasanız bile acele etmeyin. Böylece başkalarının fark edeceği bir güven ve açık bir tavır sergilemiş olursunuz.
Kimseyi tanımadığınız bir ortamda cana yakın ve arkadaşça gözükmek için başvurabileceğiniz eski bir hile, hayali arkadaşlarınızı selamlamaktır. Tabi abartmadan, doğal bir şekilde.
Tebessüm, yüz ifadenizin ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Yüzünüzü zorlamanız gerekmez, mutluluk duygusunu içselleştirerek, sanki hoşunuza giden bir şeyi görüyor ya da yaşıyor gibi davranmaktır önemli olan. Böylece yüzünüz, özellikle de alın bölgeniz rahatlar ve bakışlarınız daha arkadaşça bir görünüm kazanır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.