Beyninizin Eşsiz Nörolojik İmzaları ve Bunların Önemi
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
İnsanlar hücrelerden, dokulardan, atan bir kalpten ve dış deriden oluşur. Bununla birlikte, aynı zamanda anılardan da oluşuyoruz. Dahası, deneyimlerimiz beynin sinirsel imzalarını yaratır, öyle ki hiçbir beyin tam olarak birbirine benzemez. Beyninizin eşsiz nörolojik imzaları göz önüne alındığında, her birimiz benzersiz ve istisnayız diyebiliriz.
Gerçek kişiliğinizin sadece deneyimlediğiniz her şeye dayanmadığını da söyleyebiliriz. Sizi siz yapan bu deneyimlerden her birini nasıl hatırladığınızdır. Anılarla, hissettiğiniz her şeyle ve ayrıca bunları yorumlama biçiminizle şekillenen bir benliğin içinde yaşarsınız ve bunları kapsamlı hafıza bankalarınızda saklarsınız.
Bu özel, karmaşık ve yoğun süreç, hepimizi bu kadar farklı kılan şeydir. Evet, beynin organizasyonu ve mimarisinin hepimiz için ortak olan bir şey olduğu doğrudur. Bununla birlikte, bu olgunun derinliklerinde ve her şeyden önemlisi, beyindeki verilerin organize olma şekli ve kurduğu bağlantılar açısından, herkesin beyin yapısı benzersizdir ve her birimiz kendi nörolojik imzamızı oluştururuz.
Beyninizin eşsiz nörolojik imzaları
Sinirbilimin beynin nasıl çalıştığına dair bize giderek daha fazla cevap ve bilgi vermesine rağmen, hala birçok sorumuz var. Öyle ki, bu organ neredeyse evrenin kendisi kadar çok sayıda gizemle örtülmüştür.
Örneğin, bir Alzheimer hastasındaki hafıza kaybını nasıl onaracağımızı veya iyileştireceğimizi hâlâ bilmiyoruz. Kırık bir bacağı iyileştirmek için ne yapacağımızı biliyoruz, ancak ciddi bir kafa travması olan bir hastanın yeteneklerini tam olarak nasıl kurtaracağımızı bilmiyoruz. Ağır otizm spektrum bozukluğu olan bir çocuğu iyileştirmeye nasıl yardım edeceğimizi de bilmiyoruz.
Yaşam kalitelerini ancak bir dereceye kadar iyileştirmeye ve rehabilite etmeye çalışabiliriz. Hâlâ bu tür problemlere sahip insanların beyinlerini tam olarak normale nasıl döndüreceğimizi bilmiyoruz.
Buna rağmen, bu konuda ilerleme kaydetmeye de devam ediyoruz. Artık bu hedefe gelecekte ulaşabileceğimize dair aşikar bir umut da var.
Son zamanlarda yapılan bir araştırmada, New York’taki Rochester Üniversitesi, insan beynine yazılan bilmeceleri anlamak için bu yolculukta bir adım daha attı. Araştırmaları sayesinde artık her birimizin gerçekte kim olduğumuzu tanımlayan kendi nörolojik imzalarımız olduğunu biliyoruz.
Anılarınızı ve hislerinizi oluşturan beyin ağları ve bunların beyninizin eşsiz nörolojik imzaları ile ilgili yapıları nasıl oluşturduğu
Rochester Üniversitesi’nden Dr.Andrew James liderliğinde yapılan bu araştırma, Kasım 2020’de Nature Communications bilimsel dergisinde yayınlandı. Vardıkları sonuçlardan bazıları ise şunlardı:
- Her insan, bu süreçlere özgü beyin bölgelerini kullanarak kendi anılarını oluşturur. Bununla birlikte, beyin, her bir anıyı özümseme şeklimize bağlı olarak çeşitli ağ yapıları kurar, yani farklı sinirsel bağlantılar oluşturur.
- Örneğin, her deneyim ve his aynı zamanda duygusal dünyamız aracılığıyla filtrelenir. Bazen geçmişten gelen bu görüntüler veya deneyimler, renklerin ve kokuların da bütünleştiği belirli duygularla kaplıdır.
- Bütün bunlar kendine özgü sinirsel imzalarını yaratır. Başka bir deyişle, her deneyim beyinde bir tür iz oluşturan beyin organizasyon ağlarını şekillendirir, bu durumda neredeyse bir parmak izi veya “beyin izi” gibi bir yapı oluşur. Ve bu beyne ait “parmak izleri” her bireye özgüdür.
Her birimiz için anılarımızı nasıl düzenlediğimizi bilmenin zorluğu
Nörobilimin şu anda karşı karşıya olduğu zorluklardan biri, beynin bu sinirsel imzaları olan bu “parmak izleri” hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaktır. Bu aynı zamanda, bu anıları nasıl düzenlediğimizi ve manipüle ettiğimizi anlamaya çalışan bilişsel bilimin devreye girdiği yerdir. Peki sizce tüm bunlar bize nasıl fayda sağlayabilir?
- Manyetik rezonanslar aracılığıyla, anıların düzenlenmesi söz konusu olduğunda her bir kişinin beyin aktivitesini gözlemleyebiliriz.
- Bu “parmak izlerini” tanımlayabilmek, her bir kişinin nörolojik profilini, isterseniz bir tür beyin kimlik kartını elde etmemizi sağlar.
- Yaşlandıkça, bu “parmak izlerinin” çoğu bulanıklaşır. Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklar “silgi” görevi görür, zayıflatır, bulanıklaştırır ve sonunda bu nörolojik imzaları ortadan kaldırır.
- Her hastanın beyninin nasıl bağlantılı ve organize olduğunu bilmek, gelecekte bu orijinal mimarileri korumamıza izin verecek iyileşme yöntemleri geliştirmemize izin verecektir.
- Öte yandan, beynin “parmak izleri” demanstan şizofreniye ve hatta şiddetli depresyona kadar her şeyi tespit etmek için daha hızlı teşhisler yaratmamızı sağlayabilir. Bunun gibi bir şey, daha etkili ve kişiselleştirilmiş terapiler oluşturmamızı da kolaylaştıracaktır.
Beyninizin eşsiz nörolojik imzaları ve yeni anılar yaratmanın önemi
Bellek, her olayı mükemmel bir çerçeve olarak kaydeden ve depolayan bir video kamera değildir. Bellek, aynı zamanda, kişilik, zihin durumu ve yaşam deneyimleri gibi çeşitli faktörlerin etkileşimini içeren aktif bir süreçtir. Her birimiz bunu kendi yöntemimizle yapıyoruz ve bu beynimizi günlük olarak modelliyor.
Anıları sağlamlaştırmaya, onaylamaya ve onları deneyimlemeye devam etmek kadar hiçbir şey psikolojik refah için belirleyici değildir. Her deneyimde, yapılan her konuşmada, her kitapta, her yolculukta ve öğrendiğimiz her yeni şeyde, beyinde yeni “parmak izleri” yaratılır. Bu yeni “imzalar” veya sinir bağlantıları beynimizin mimarisini geliştiriyor.
Tüm bunlar bilişsel rezerv, zihinsel çeviklik ve yaşımız ilerledikçe gerçek benliğimizi koruma yeteneği üretir. Deneyimlemek ve öğrenmek, daha iyi yaşamla eş anlamlıdır. Yaşamınızı fiziksel ve özellikle zihinsel aktiviteye yönlendirmek ve meraklı ve çevrenizle etkileşime girmeye hevesli kalmak, mutluluğu garanti altına almak için uzun bir yol kat edecektir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Andrew James Anderson, Kelsey McDermott, Brian Rooks, Kathi L. Heffner, David Dodell-Feder, Feng V. Lin. Decoding individual identity from brain activity elicited in imagining common experiences. Nature Communications, 2020; 11 (1) DOI: 10.1038/s41467-020-19630-y
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.