Aynı Taşa Takılıp Durmak
Bazen hayatınızda açıklanamaz bir şekilde tekrar edip duran sorunların olduğunu fark edersiniz. Belki de aynı şey tanıdığınız insanlara da olmaktadır.
“Birlikte olduğum bütün erkekler beni aldatıyor,” diyor bir arkadaşınız. “Çalıştığım hiçbir işyerinde değer görmüyorum,” diyor bir diğeri. “Neden herkes beni kullanıyor?” diyor bir başkası.
“Hayat öyle iyi bir öğretmen ki dersinizi bir kez öğrenemediyseniz, size ikinci kez açıklayacaktır.”
– Anonim
Bunun üzerine bazen gerçekten kader diye bir şeyin olduğunu ve sizin kaderinizin önceden yazıldığını hissedebilir, endişe duyabilirsiniz. Belki de bütün bunların nedeni karmadır ve geçmiş hayatlarınız, şu anınızı etkilemektedir.
Ne var ki aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamanızın bir başka açıklaması var…
Tekrar dürtüsü
Tekrar dürtüsü, insanları aynı durum, olay, his, düşünce ve acı verici gerçekleri tekrarlamaya iten bilinçsiz bir dürtü olarak açıklanır.
Ama bu çok saçma! Ders alıp öğrenmek varken insan neden aynı olumsuz tecrübeleri yaşayıp aynı hataları yapsın ki? Bize acı veren şeylerden uzaklaşıp mutluluğa götüren şeylerin peşinden gitmemiz gerekmiyor mu?
Hayvanlar, tek bir tecrübeden sonra öğrenir. İnsanlar için ise durum farklı. Mesela, bir fare kapan kurulduğunu anladığı yoldan ikinci kez geçmez. Bir fil, ona zarar vermiş bir kişinin yüzünü asla unutmaz. O saldırganı 50 yıl sonra bile bulsa, ya ondan uzak duracak ya da saldıracaktır.
Fakat insanlar farklı davranırlar. Aynı şekilde binlerce kez aldanabilirler. İnsanlar, ders almaz ve aynı taşa defalarca takılır.
Ayrıca insanlar başkalarının hatalarından da ders çıkarmaz. Kendileri söz konusu olduğunda her şeyin farklı olacağını düşünürler. Bazen aynı hayatı, sorunu ya da sevdiklerinin yaşadığı çatışmayı aynı şekilde tekrar ederler ama bunun farkında bile olmazlar.
Tekrar nasıl işliyor?
Tekrar dürtüsü şu şekilde işler: kişinin hayatında, muhtemelen çocukluk döneminde yaşadığı bir travma vardır. Çok acı çektikleri için bu tecrübeyi bilinçlerinden çıkarırlar, unuturlar ya da önemsiz bir şey gibi yorumlarlar.
Sonuç olarak, geride bırakılan bu travma asla unutulmaz, aksine bastırılır. Uykuya geçer ve kişi farkında olmadığı bir anda tekrar ortaya çıkar.
Sorun şu ki bu travma, sürekli olarak bir hatıra şeklinde ortaya çıkmaz. Bunu hatırlamak yerine, fiile geçirir, uygularsınız. Sizde travmaya yol açmış şeyi tekrar yaşamak için bir dizi olay yaratırsınız. Farkında olmadan, bu defa her şeyin farklı olacağını ümit edersiniz.
Bunu daha iyi anlatabilmek için Norma’nın durumunu örnek verelim: Norma’nın annesi ona karşı hep soğuk ve sert davranmıştı. Kızın babasından gizli, para karşılığı cinsel ilişkiler yaşıyordu ve kimsenin bunu öğrenmemesi için Norma’yı yatak odası kapısını gözetlemeye zorluyordu.
Yıllar sonra kız evlenir. Kocasının, katın satıcılarıyla bağlantısı vardır. Artık Norma da para karşılığı ilişkiye girer. Fakat kocasının yaptığı her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmek takıntısı olmuştur. Ayrıca bir kız çocuğu olur ve onu dayanılmaz bulmaktadır.
Kısacası Norma, onu etkileyen temel olayı tekrar ediyor: hafifmeşreplik, anne ve kız arasındaki soğukluk ve gözeticilik görevi.
Travmanın büyük etkisi işte tam da budur: kurbanını acı ve ızdırapla dolu kısır bir döngüye sokar ve bunu defalarca yaşamasına neden olur.
Dolayısıyla, bir travma yaşadıysanız (bunu atlattığınızı düşünseniz bile) ya da hep aynı taşa takılmanıza neden olan bir şeyi yaşıyorsanız psikolojik veya psikoanalitik yardım almanız gerekmektedir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.