Audrey Hepburn'ün İlham Verici 7 Sözü
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Audrey Hepburn, güzel bir yüzden çok daha fazlası olduğunu gösteren sözler bıraktı bize.
Bu sözlerde sadelik, öz saygının değeri, kadınların gücü ve her şeyden önce insanlar özellikle de en zayıf olanlarımız için samimi ve sürekli bir endişe duygusu görüyoruz. Yaşamının son yıllarına doldurduğu muhteşem insani yardım çalışmalarını unutamayız.
Bugün bile Audrey Hepburn’ün sinema tarihindeki en baş döndürücü ikonlardan biri olduğunu kimse inkâr edemez. İsmi hâlâ moda ve sanat dünyasında bir kıstas. İnsanlar hâlâ onun tarzını taklit ediyor. Ve filmleri ise pek çok kişinin gözünde hayallerle dolu altın bir çağa ait muhteşem eserler.
“Mucizelere inanmayan biri gerçekçi değildir.”
– Audrey Hepburn
Derin Zorluklar
Onu “Sabrina”, “Breakfast at Tiffany’s”, “My Fair Lady” ve “Two for the Road” filmleriyle tanırız. Ne var ki film dünyasındaki harika kariyerinden önce Audrey Hepburn’ün çok zor zamanlar geçirmiş olduğunu çok az kişi bilir.
Diana Maychick’İn kaleme aldığı “Audrey Hepburn, An Intimate Portrait” adlı kitapta Hollanda’da Alman işgali altında geçirdiği yılları anlatır. Bu, Hepburn’ün kişiliğini biraz daha anlamamıza yardımcı olan bir tanıklıktır.
1939 ve 1945 savaş yılları arasında o ve ailesi korkunç bir açlık yaşadı. Amcaları ve iki erkek kardeşi toplama kamplarına sürüldü ve sokaklarda çok sayıda infaza şahit oldular.
O zamanın sağlığı ciddi şekilde etkilendi ve vücudunda kalıcı bir iz bırakan solunum problemlerine ek olarak ciddi yetersiz beslenme ve akut anemi yaşadı.
Müttefikler ve Birleşmiş Milletler Hollanda’ya girdiğinde, bu sadece kurtuluşu değil, aynı zamanda hayatının sonsuza dek değişeceği anlamına geliyordu. Bu durum onun tavrını, alçak gönüllülüğünü ve muhtaç insnalara yardım etmedeki sürekli ilgisini şekillendirmiştir.
İşte Audrey Hepburn’un en ilham verici sözlerinden bazıları. Böylece onun kişiliğine de bir göz atacağız…
Audrey Hepburn’ün 7 Sözü
1. “Yalnızca sade insanlar sevginin ne olduğunu bilir. Karmaşık insanlar iyi bir izlenim bırakmak için öyle uğraşırlar ki sonunda sabırları tükenir.”
Bu oyuncuyu en iyi şekilde tanımlayan erdemlerden biri onun sadeliğiydi. Onu çevreleyen göz alıcı dünyasının ötesinde, yüzü, tavrı ve mesajları bulaşıcı bir alçakgönüllülük içeriyordu. Bu onu yaratan özellikti.
Sade insanlar nihayetinde en mantıklı olanlardır. Gururları ya da kıskançlıkları yoktur ve ereksiz şeylerden nasıl kurtulacaklarını ve en önemli şeylere öncelik vermeyi bilirler: Başkalarını sevmek, saygı duymak ve düşünmek.
2. “Hayatım formül ya da teorilere değili sağduyuya dayanır.”
Bu günlerde sağduyuyla ne demek istiyoruz? Bu, gerçekten ne anlama geldiğine bakmadan, hafifçe kullanma eğiliminde olduğumuz bir terimdir. Sağduyu, açık ortak paydalarla bir dizi bilgi ve inançtan başka bir şey değildir: ihtiyatlı, dengeli ve mantıklı insanlar olmak.
Aynı zamanda, her durumda ne yapacağımızı bize söyleyen deneyim yoluyla geliştirdiğimiz içsel bilgiyi ifade eder.
Başkalarına yardım etmek
3. “Yaşınız ilerledikçe iki eliniz olduğunu fark edeceksiniz; biri kendinize, diğeri de başkalarına yardım etmek için.”
Bu, Audrey Hepburn’un en tanınmış sözlerinden bir diğeri. Biyografilerinden ortaya çıkan bir gerçek, insani yardım çalışmalarına her zaman dahil olmalarına ve başkalarına yardım etmelerine rağmen, kendi kişisel gelişimini asla ihmal etmemesidir.
Çocukluk ve ergenlik yılları, savaş ve yoksunluktan dolayı kolay değildi ama film dünyasının kargaşasında ayakta kalabilmek de öyle. Kendisinin bir referans noktasına ihtiyacı olduğunu açıkça biliyordu. Bu nedenle her zaman ayaklarını yerde ve elini kalbinde tutmaya çalıştı.
4. “Devasa bir şefkat ihtiyacı ve müthiş bir şefkat gösterme gereksinimiyle dünyaya geldim.”
En güçlü insanlar bile düşer ve Audrey Hepburn de bir kereden fazla depresyon geçirdi. Etteki bu diken her zaman yakındı – karanlık bir bulut dolu anılar, ihtiyaçlar ve çelişkiler.
Sevilmeye ve onun kalbini ve başkalarına olan sevgisini sunma ihtiyacı birçok hayal kırıklığına neden oldu. Ancak bu boşlukların çoğu, büyük akıllandıkça özellikle de insani yardım çalışmalarına kendini adadığı zaman iyileşmişti.
Duygusal Güzellik
5. “Güzel gözlere sahip olmak, daima başkalarını korumak. Güzel dudaklara sahip olmak ve yalnızca nezaket dolu sözler söylemek. Ve dengeyi koruyarak asla yalnız olmadığınızı bilerek yürümek.”
Audrey Hepburn’ün sözlerinde çok önemli bir kavram görüyoruz: fiziksel güzellik, gerçekten güzel insanları tanımlayan duygusal ve psikolojik özellikler olmaksızın değersizdir. Nazik olmayı ve başkalarına saygı göstermeyi bilen ve aynı zamanda kendilerine iyi bakan insanlardır bunlar.
6.“Bir insanın kendi hakkında söylediklerinden ziyade başkaları hakkında söylediklerine bakarak onu daha iyi tanıyabilirsiniz.”
Bu, Audrey Hepburn’ün aklımıza kazınmış bir diğer sözü. Nereye gidersek gidelim, daima bilgiden mahrum ve nefesi tükenene kadar başkalarını eleştiren insanlarla karşılaşacağız. Onlara karşı çok dikkatli olun.
Yalnızlık
7. “Çok sık yalnız olmam gerekiyor. Cumartesi’den Pazartesi’ye kadar evimde yalnız kalırsam çok mutlu oluyorum. Çünkü böyle iyileşiyorum.”
Kişinin ara sıra seçebileceği, kontrol edebileceği ve yönetebileceği yalnızlık türü, sağlıklı olabilir ve yaşamın sorunlarından ve baskılarından kurtulmamızı sağlar. Audrey Hepburn bunu da biliyordu.
Her ne kadar sevdiklerine yakın olmak onun için her zaman önemli olsa da, kendi kişisel alanının, pillerini yeniden şarj edebileceği yerlerin olmasının önemini de anlamıştı.
Sonuç olarak, çoğunuzun Audrey Hepburn’ün bu sözleriyle kendinizi özdeşleştirdiğinizden eminiz. Hiç şüphe yok ki sinema dünyasında bıraktığı ışık büyük ekranın ötesine geçerek pek çok nesle ilham oldu.İyi kalpli bir kadındı, mizahtan hoşlanırdı ve ayrıca hayatımıza anlam katan basit şeyleri severdi. Ayrıca UNICEF’te iz bırakmak isteyen bir kadındı ve kesinlikle bunu başardı.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.