Ana Karakter Sendromu: Her Şey Sizin Hakkınızda Olduğunda
Hepimiz bir noktada en sevdiğimiz film veya kitaptaki ana karakter olduğumuzu hayal etmişizdir. Örneğin, kafanızda mükemmel bir şekilde canlandırdığınız bir senaryoda kendinizi bir kahraman veya hatta trajik bir kurban olarak hayal edebilirsiniz.
Çoğu hayalperest, şimdiki zamanı, her yönden ayrılabilecekleri bir tür ağ olarak hayal ederek yaşar. Onlara benzeyen ama onlar olmayan karakterleri oynadıkları yerdir bu. Bunların hepsi zihinlerinde, kabul etmedikçe kimsenin giremeyeceği bir yerde gerçekleşir.
Ana Karakter Sendromu
Günümüzde sosyal medyanın sürekli gelişen kullanımı ile kurgu, siz farkına bile varmadan gerçeğe dönüşebilmektedir. Aslında, sizi ve çevrenizdeki herkesi etkileyebilir.
Bu sendrom artık psikolojik düzeyde tanınmaktadır. Bu haliyle tıbbi bir durum değildir, ancak sağlık uzmanları tarafından sıklıkla tartışılmaktadır. İnsanların kendilerini kendi hayatlarında veya başka bir kişinin hayatında başrol oynuyormuş gibi sundukları bir dizi davranıştan oluşur.
Aslında tüm hayatlarını sosyal medya üzerinden sunuyorlar ve geliştiriyorlar. Amaçları, her ne pahasına olursa olsun tanınmak ve değer görmektir. Ancak bunu, kendilerini gerçekten var olmayan biri olarak sunarak gerçekleştirirler.
Kendinizi sunmak mı, Ana karakter sendromu mu?
Ana Karakter Sendromu, insanların sosyal medyada farklı senaryolarda tekrar tekrar kendilerini yansıttıkları davranış tipinden oluşur. Örneğin, Instagram’da birinin kendi hayatını parça parça bir hikayeymiş gibi tanıttığını görmek oldukça yaygındır. Ziyaret ettikleri her yer hakkında, kahvaltı için nerede oldukları, öğle yemeği için nereye gittikleri ve benzerleri hakkında konuşurlar.
Bugün, bu tür davranışları oldukça normal görme eğilimindeyiz. Gerçekten de, birçok insan bunu bir noktada yapmıştır. Üstelik ünlüler bir şekilde bunu her zaman yapıyorlar. Bu gerçekten de bir sorun mu?
Kendini sunma, kendinizle ilgili bilgileri başkalarına ilettiğiniz bir davranıştır. Aslında, sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyleri ve yaşama şeklinizi ortaya koyarak kişiliğinizi ifade etmenin bir yoludur. Bu şekilde, bir tür motive edici insan davranışıdır.
Sosyal psikoloji uzmanları, Kendini Sunma Teorisi: Kendi Kendini İnşa Etme ve İzleyici Memnuniyeti (Self-Presentation Theory: Self-Construction and Audience Pleasing) başlıklı bir çalışma yayınladı. Yazarlar, kendini sunmayı insan davranışında bir motivasyon sınıfı olarak tanımlarlar. Bu motivasyonlar, diğer insanların değerlendirici varlığı ve onların sizin, hatta potansiyeliniz hakkındaki bilgileriyle harekete geçer.
Kurgu ve gerçeklik arasındaki çizgileri bulanıklaştırmak
İnsanlar genellikle kişiliklerinin belirli unsurlarını vurgulamak için alışılmış repertuarlarından veya alışkanlıklarından farklı davranışlar benimserler. Aslında, bir dereceye kadar, bu oldukça normaldir.
Bununla birlikte, tamamen başka biri gibi davranmak isterlerse sıklıkla sorunlar ortaya çıkar. Belki de başkalarını memnun etmek, tanınmak ve nihayetinde sosyal medyada iz bırakmak istiyorlar. Aslında, bu aşırı abartılı bir kendine tapınma biçimidir.
Sosyal medya, insanların Ana Karakter Sendromu tuzağına düşmesini kolaylaştırıyor. Bu ağlar, insanların kendilerini tamamen yeniden keşfetmelerine olanak tanıyan türden bir anonimlik sunar. Ayrıca aşırı durumlarda, kendilerinin o kadar sahte versiyonlarını sunarlar ki, narsistik kişilik bozukluğu gibi psikolojik sorunlar yaşamaya başlarlar.
Phil Reed bir psikolog. Teknolojinin toplumsal etkileri hakkında yazılar yazıyor. Bu tür fantezilerin kişilik bozukluklarında görülenleri taklit eden davranışlara yol açabileceğini iddia ediyor. Phil, “kaçışla sürdürülen fantezi davranışları, sadece kişilik bozuklukları değil, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara karşı savunmasız olanlar için de ciddi bir sorun olabilir.” diye belirtmektedir.
Phil için sosyal ağlar, bu tür psikolojik durumları ağırlaştırabilecek bir ortamdır. Bunun nedeni, kurgu ve gerçek arasındaki çizgileri bulanıklaştırmalarıdır. Phil’e göre, “Sosyal medya, herkesin kendisinin yanlış bir versiyonunu sunmasını çok daha kolay ve hızlı hale getiriyor. Sahte haberlerle paralellikler var – bu yeni bir fenomen değil, sosyal medyanın kolaylaştırdığı bir şey.”
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Roy F. Baumeister, Debra G. Hutton (1987). Theories of Group Behavior: Self-Presentation Theory: Self-Construction and Audience Pleasing
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.