Yeniden Güvenmek Daima Mümkündür
Kabul edersiniz ki insanın kendine güvenmesi, başkalarına güvenmesinden daha önemlidir. Anne babalarımızın bize öğrettiğine ters gözükebilir bu. Ama gerçek şu ki çocukken çoğunlukla etrafımızdaki kişilere dayanırız ama hayat bizi zor güvenen kimseler haline getirir. Çoğu kez böyle hissetmemizin nedeni olduğu gibi çoğu zaman da geçerli bir sebep yoktur.
Aldatıldığımız, güvenimizin istismar edildiği durumlarda ya da güvenimizi sunduğumuz bir kişi arkamızdan kötü konuştuğunda bu durum daha da doğru olur.
Güvenilmemiz gerekmez. Güvenimizi sunarız çünkü bunun bir değer, bir güzellik olduğunu düşünürüz ve bu nedenle kime güveneceğimizi bilmek ve tetikte olmak gerekir. Gözlerinizi ve kulaklarınızı açık tutup yeni bir ilişkinin gelişimini izlemek önemlidir.
Aldatılmak herkes için çok güç bir deneyimdir. Dürüstlüğümüz ve hislerimize yapılmış kişisel bir saldırı olarak görülür. Çoğu zaman bu tür bir durumda bazı insanlar ‘perdeleri indirir’ ve kendilerini izole etmeyi tercih eder. Hatta kimileri, belki de yeni bir ihanet korkusuyla, anti-sosyal hale gelerek yalnızlığı tercih eder.
Ama bir düşünelim. İnsanların kaçıyla tanıştık ki? Ve diğer insanlardan kaçı güvenimizi alıp onu büyütmekten başka bir şey yapmadı? Elbette, ikinci sayı birinciyi kat be kat aşar. Öyleyse, ne diye bizi aldatanların moralimizi bozmasına izin veriyoruz? Bu yaptığımız, hem kendimize hem de diğer insanlara haksızlık değil mi?
Bu demek değildir ki ‘darbeyi’ hissetmemeliyiz. Önemli olan, sonraki adıma karar vermektir. Bizimle temas kurmaya çalışan herkesi göz ardı mı etmeliyiz? Daha sonra yaşamımıza giren kişilere karşı savunmaya mı geçmeliyiz? Başkalarından sonsuza dek uzak mı duracağız? Ya muhteşem birini veya bizi daha iyi biri olacak şekilde değiştirecek bir şeyi kaybedersek? Böyle bir tavır takınmak, size göre de çok riskli değil mi?
Yani üzülmemiz kaçınılmazdır ve bunu illa ki yaşamamız gerekir ama üzüntü gider gitmez, buna değen kişilerle yeniden bağlantı kurmak için ‘dünyaya geri dönmeye’ çabalayalım. Ama bunu gözlerimizi açarak ve gerçekten hak eden kişiye güvenimizi adayarak yapalım.
Güven bedava değildir. Yılların getirdiği tecrübeler ve iyi ilişkiler sonucu kazanılır. Ailemizle,arkadaşlarımızla,iş arkadaşlarımızla,patronumuzla, hatta metroda yolculuk ettiğimiz ama tanımadığımız kişilerle ve bizimle ve ihtiyaçlarımızla ilgileneceğini, güçlüklerle karşılaştığımızda bize yardım edeceğini ve kahkaha attığımızda bize tebessüm edeceğini bildiğimiz insanlarla olan ilişkilerimiz.
Dünyaya sürekli tehlike ve acılarla dolu kocaman, tuhaf bir yer olarak bakamayız. Kendimize ait bir yer kılalım dünyayı ve kollarımızı açarak, dikkat ederek ve uyanmış bir kalple tekrar güvenelim.
Resim: rogiro
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.