Yaygın İletişim Hatalarından Kaçının

Yaygın İletişim Hatalarından Kaçının

Son Güncelleme: 23 Şubat, 2017

İletişim söz konusu olduğunda yaptığımız bazı hatalar, başımızı epey derde sokabilir. İletişim kurma şeklimiz, başkalarıyla olan ilişkilerimizi bile mahvedebilir çünkü yansıtmayı istediğimiz şey ya da gerçekte olduğumuzdan farklı bir imaj verebilir.

Etkili iletişim, insan ilişkileri için çok önemlidir. Şimdi, başkalarıyla etkileşime geçerken en sık yaptığımız hataları inceleyip bunları düzeltmenin yollarını öğreneceğiz.

“İletişim yoksa, insan yoktur.”

– Francisco Garzón Céspedes

Kaçınmanız gereken iletişim hataları

Kendi hayatınızda da görebileceğiniz üzere etkili biçimde iletişim kurmak ve yanlış anlaşılmalardan kaçınmak, göründüğünden çok daha kolaydır.

tartisan-cift

Size bu görevde yardımcı olması için iletişim hatalarından kaçınmak üzere kullanabileceğiniz tavsiyelerde bulunacağız:

Yazılı mesajlarınızı iki kez kontrol etmemek

Yazılı mesajlar, kolay ve hızlı bir iletişim yoludur ve pek çok avantajı da vardır. Mesela, yazılı mesajlar diğer iletişim yollarına göre kalıcıdır.

Fakat çok az insan, konuştukları ya da düşündükleri hızda yazabilir. Yani zaman aralığı, iletmek istediğimizden farklı bir mesaj verebilir. 

Uygun ya da doğru olmadan kullanılan ifadeler, deyimler, dil bilgisi hataları, otomatik düzeltmeler, karşı tarafa yanlış mesaj verebilir.

Bu hatadan kaçınmak için tek yapmanız gereken, ister kağıt isterse elektronik ortam üzerinde olsun, göndermeden önce mesajı kontrol etmek.

E-mail yoluyla kötü haber bildirmek

Birçok insan, kötü haber vermekten rahatsız olur ve böyle acı anlardan uzak kalmak için haberi iletmek üzere e-mail göndermeyi hatta daha kötüsü, cep telefonuyla anında mesaj yollamayı tercih ederler.

Fakat bu kanallar mesajı yumuşatmaz ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Ayrıca beden dilinin tüm gücü kaybolmuş olur ve daha yoğun duyguları göstermek için bir yol sunamaz.

Bu yüzden, kötü haber vermek zorundaysanız ya da nazik meselelerden söz etmeniz gerekiyorsa, yazılı iletişime başvurmayın; bunun yerine karşınızdakiyle yüz yüze konuşun. 

Doğrudan karşınızdaki kişiyle konuşmak sayesinde diğer kişinin işaretlerine bakarak mesajınızın anlaşılıp anlaşılmadığını görebilir ve belirsiz kalan noktaları açıklığa kavuşturabilirsiniz.

“İletişimin en önemli kısmı, söylenmekte olanı dinlemektir.”

– Peter Drucker

Zor konuşmalardan kaçınmak

Zor konuşmalar, hoş değildir. Fakat çözüm bekleyen bir sorun olduğunda, onunla yüzleşmemiz gerekir. Zor bir konuşmadan kaçınmak, problemi daha da kötü hale getirir.

Problemler kendiliğinden çözülmez ve siz sorunları çözmedikçe durumun daha ciddi bir hal almasına izin vermiş olursunuz.

Zor bir konuşmada bulunacaksanız, lafı uzatmayın. Meseleyle yüzleşin. Ne kadar çabuk olursanız, o kadar iyi. 

Mesajın anlaşıldığını varsaymak

Bir mesaj gönderdiğinizde, diğer kişinin mesajınızı aldığından ve anladığından emin olun. 

Mesajın doğru anlaşıldığını kanıtlamak için “nasıl”, “neden” veya “ne” ile başlayan açık uçlu sorular sorun. Bu sorular, iletişimi canlandıracaktır.

siluetler-nlasmazlik

Açık olmamak

Açık olmak, başka insanları incitmeden söylemek istediklerinizi söyleyebilmektir. Çoğu zaman, çatışmadan kaçınmak için ihtiyaçlarımızı iletmeyiz ya da öyle acele bir şekilde konuşuruz ki mesajımız kısmen kaybolur. Bu hatadan kaçınmak için açık olma becerinizi geliştirmeniz gerek.

Kimseyi incitmeden ama kendi hak ve arzularınızı da savunarak açıkça konuşmaya alışın. Eninde sonunda söylemeniz gerekecek. Bunu ne kadar çabuk yaparsanız, o kadar az gerginlik yaşarsınız ve işiniz kolaylaşır.

Duygusal bir tepkiye cevap vermek

Gergin ve sinir bozucu durumlarda, bir problem veya soruyla karşılaştığımızda duygusal tepki vermek, soğukkanlı davranmaktan daha kolaydır. Birçok insan bunu haklı görür ama aslında durum böyle değildir.

Bu tür duygusal tepkiler, itibarınızı zedeleyebilir, insanların sinirini bozabilir ve öz denetim gücüne sahip değilmişsiniz gibi bir görüntüye neden olabilir.

Cevap vermeden veya hareket etmeden önce sakin kalmaya çalışın. Çok gergin hissediyorsanız, gözlerinizi kapayıp 3’e kadar (veya hangi sayıya kadar istiyorsanız) sayın. Saldırgan veya duygusal bir şekilde cevap verirseniz, başkalarıyla olan ilişkilerinizi daha da karmaşık hale getirebilirsiniz.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.