Logo image
Logo image

Tiroid Bozukluğu ve Depresyon

3 dakika
Tiroid Bozukluğu ve Depresyon
Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

İki ayrı hastalık olmasına rağmen, tiroid bozuklukları ve depresyon arasındaki ilişkiyi uzun zamandır biliyoruz. Hipotiroidli hastaların yorgun, cesaretsiz veya kayıtsız hissetmeleri yaygındır. Bu yaygın hormon dengesizliğinden dolayı durum, depresyona kadar gidebilir.

Yıllar önce, Psikoloji Today’de yayınlanan bir makalede, üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı yayınlandı. George Washington Üniversitesinde psikiyatri profesörü olan Dr. Amir A. Afkhami, basit bir tiroid sorununun birçok zihinsel problemin ardındaki suçlu olabileceğine işaret etti.

Doktorlar bazen kimi zihinsel problemlerin temel nedeninin tiroid bezi ile ilgili bir sorun olabileceği gerçeğini göz ardı ediyorlar.

Tiroid küçük, kelebek şeklinde bir bezdir ve 20 gramın biraz üzerindedir. Bu küçük organın metabolizmamız, iç dengemiz ve refahımız üzerinde böyle bir etkisi olması ilginçtir. Herhangi bir değişiklik net fiziksel semptomlara ve tiroid bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca hipotiroidizm ile ilişkili psikotik bozukluklar olduğunu biliyoruz.

Tüm bunlar, psikiyatrik sorunları tedavi etmeye çalışırken olası tiroid problemlerini göz önünde bulundurmanın önemli olduğunu göstermektedir. Esasen Dr. Afkhami bunu yapmamanın ciddi olumsuz sonuçlara yol açabileceğini söylüyor. Tespit edilmemiş bir tiroid sorunu, hastanın gerçek suçluyu bulmadan önce gereksiz tedavi ve terapi süreçlerinden geçmesi anlamına gelebilir.

Some figure

Tiroid bozuklukları: çok yaygın bir problem

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tiroid bozukluğunun oranı hakkında yapılmış 2010 yılına ait bir araştırmaya göre, popülasyonun yaklaşık% 10’unda tespit edilmemiş bir tiroid sorunu vardı. Kadınlarda bu bozukluk erkeklere göre daha yüksek oranda görülmekteydi. Tespit edilmemiş tiroid problemlerine sahip kişiler arasında depresif bozukluklar yaşayanların sayısı da büyüktü.

Some figure

Depresyon belirtilerine ek olarak, yoğun anksiyetenin de yaygın olduğu belirtilmelidir

İlginçtir ki, 1825’ten bu yana bu klinik gerçeği biliyoruz. O zamanlar, doktorlar bunu tiroid bozukluğundan kaynaklanan “sinir krizi” olarak tanımlıyordu. Bu, özellikle de Thyroid Research Dergisi’nden başka bir veriyi ele aldığımızda akılda tutulması gereken ilginç bir gerçektir. Buna göre, hipoaktif tiroid veya hipotiroidili kişilerin% 40’ının depresyon yaşayabilir.

Subklinik hipotiroidli hastaların sergilediği bazı belirtilere bakalım.

  • Cilt kuruluğu.
  • Saç dökülmesi.
  • Yorgunluk ve ağırlık hissi.
  • Bellek ve konsantrasyon problemleri.
  • İshal.
  • Kilo almak.
  • Sıcak havalarda bile üşümek.
  • Kötü kolesterol veya LDL’de artış.
  • Kendini cesaretsiz hissetmek.
  • En basit görevleri bile tamamlamada zorluk yaşama.
  • Sık sık sinir bozukluğu ve kötü ruh hali.
  • Çaresizlik ve olumsuz ya da kaderci düşünceler.
  • Üreme problemleri.
  • Subklinik hipotiroidizm özellikle kadınlarda yaygındır. Menopozla daha sık görünme eğilimi gösterir.

Subklinik hipotiroidizm için tedavi nedir?

Tiroid bozuklukları ve ruh hali arasında bir ilişki olduğunu biliyoruz. Ayrıca depresyonun subklinik hipotiroidili hastalarda (yukarıdaki diğer semptomlarla birlikte) ortak bir semptom olduğunu da biliyoruz. Şu anda aklınızda bulundurmanız gereken soru, bu belirtiler ve semptomlar için bir tedavi olup olmadığıdır.

Cevap Evet. Tedaviler vardır ve başarılı olma eğilimindedir. Anhui Üniversitesi’nden (Çin) yapılan bir araştırma, levotiroksin (sentetik tiroid hormonu) hastaları ile yapılan altı aylık tedaviden sonra iyileşme görüldüğünü göstermektedir.

  • Hastaların bilişsel süreçleri gelişir. Verilen görevlere konsantre olabilirler. Hafızaları iyileşir, düzenli olmak ve amaç ve hedefler belirlemek için motive olurlar…
  • Ayrıca subklinik hipotiroidizm ve ilişkili depresyondan muzdarip olan bir hastanın, antidepresanlarla herhangi bir iyileşme görmeyeceğini anlamak da önemlidir.
Some figure

Uzmanlar, bu vakalarda sadece antidepresanların yararlı olmadığı gibi, pek çok yan etkiyi de beraberinde getirebileceği konusunda uyarıyorlar. Bu ilaçlar, uykusuzluğa, kilo almaya neden olabilir ve hastanın duygusal durumunu olumsuz yönde etkileyebilir. Başlangıçta söylediğimiz gibi tüm doktorlar depresyon hastalarının hormon dengelerinde bir sorun olup olmadığını kontrol etmelidirler.

Doktor hormonal dengesizlikleri göz ardı ederse, hasta yanlış tedaviyi görebilir. Klinik tedavi planı durumlarını daha da kötüleştirebilir. Levotiroksinin işe yaradığını, etkili olduğunu ve birkaç ay sonra tüm cephelerde iyileşme sağlandığını söyleyerek sonuca varabiliriz. Hastalar kilo verirler, saçları güçlenir, daha iyi hissederler ve daha iyimser olurlar.

Endokrin sağlığımıza dikkat etmek önemlidir. İnsanlar çoğu zaman “ne düşünüyor ve hissediyorsak, oyuz,” der. Buna küçük bir şey daha ekleyebiliriz: Hormonlarımız da kim olduğumuzu etkiler ve hormonlarımızın dengesi, sağlığımızı garanti eder.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.