Pozitif Psikoloji Despotluğu
Son zamanlarda motivasyonumuzu artırdığı sanılan bazı ifadeler popüler hale geldi ama aslında bunların çoğu, basit sloganların ötesine geçemiyor. Bize yardım etmek yerine bu sözler, sorunlarımız yüzünden kendimizi suçlamamıza neden oluyor. İşte pozitif psikolojinin, bilhassa yaşam koçluğu denen tarzın despotluğu budur.
Yaşam koçluğu, psikoloji değildir ve yaşam koçu olmak için psikolog olmanıza gerek yoktur. Bu trend, reklamcılık alanından kaynaklandı ve adından da belli olduğu gibi becerilerinizi en üst seviyeye çıkarmanıza yardımcı olacak bir koç yani bir motivasyon hocası söz konusudur ama bu kişi düşük öz saygınızı tedavi edemez.
Pozitif psikoloji, moralinizi artırma amaçlı sözler dizisinden ibaret değildir. Bize negatif şeyleri inkar etmeksizin hayatı pozitif biçimde yaşamayı öğretmeyi amaçlar.
Buna rağmen bazı insanlar, yaşam koçluğu ve pozitif psikolojinin aynı şey olduğunu düşünmekte. Oysa bu şekilde düşünülerek kullanılan bazı sözler, despotluk hâline gelebilir çünkü meseleyi geçici olarak kapatmaktan başka bir şey yapmazlar. İşte bu sözlere ve pozitif psikolojinin onları nasıl gördüğüne birkaç örnek:
“Despotluk, olmak değil, olmaya ve diğer herkesin olmasına son vermektir.”
– Francisco de Quevedo
Şikayet etmeyin
Şikayet etmeyin, siz istediğiniz takdirde hayat çok kıyaktır. Gülümseyerek uyanırsanız, her şey çok güzel olacaktır. Çünkü hiç şüphesiz yolunda giden yer şey, sizin kontrol edebildiğiniz bir şeydir. Bu şekilde düşünürseniz, zihniniz pozitif her şeyi kendine çekerek yolunuzda duran bütün negatif ve zehirli şeyleri itecektir. Güçlü insanlar asla şikayet etmez. Zayıf ya da insan gözükmek istemezsiniz!
Aşırı gözüken bu örneğe çok kolayca cevap verebilirsiniz. Özgün pozitif psikoloji bağlamında, “şikayet etmekle yetinmemeye çalışın” demek daha doğru olacaktır. Şikayet etmekle yetinmemek sayesinde negatifliğin varlığını kabul edersiniz ve bu da size çözüm bulma fırsatını sunar. Bu yöntem söz konusu problem yokmuş gibi davranmaktan çok uzaktır.
Hepimiz bizi rahatsız eden ya da canımızı yakan tecrübeler yaşamışızdır ama bunların üstesinden gelmişizdir. Eğer sorunu kabul etmek ve hayatınızdan çıkarmak elinizdeyse, sırf sürekli mutluluk imajını canlı tutmak istiyorsunuz diye bu duruma katlanmak için hiçbir nedeniniz yoktur. En öneli olan şey, mutlu olmaktır ve bunu yapmak için negatiflikle mücadele etmeli ve hatta bazen bunu ifade etmelisiniz.
Başka insanların negatifliği karşısında mizaha ve sevgiye başvurun
Partneriniz kötü hissediyorsa, onu öpün ve komik bir şeyler anlatın. Yüzünüzde bir gülümsemeyle başkalarına katlanmak sizin göreviniz. Onların gününü mahvetmesini istemezsiniz. Onlar ise sizin gününüzü asla mahvedemez çünkü siz daima mutlusunuz. Unutmayın ki gülümsediğinizde her şey sihirli bir değnek değmişcesine düzelecektir.
Elbette, bu onaylama başkalarına teslim olmanızı ve negatif duygularınızı susturmanızı istiyor. İhtiyaçlarınızın sizin önceliğiniz olmadığını çünkü diğer kişinin daha önemli olduğunu söylüyor. Ama bu doğru değil. En önemli şey, daima kendiniz olmalı. Kendinizi sevmek ve hislerinizi başkalarıyla paylaşmak, bu bir alışkanlık hâline gelmediği sürece, önemlidir.
“Mutluluk, dışımızda değil içimizdedir ve bu nedenle, sahip olduklarımıza değil ne olduğumuza dayanır.”
– Henry Van Dyke
Hislerinizi başkalarıyla paylaşmak, iyi ya da kötü hisler olsun, çok önemlidir. Bu konuda girişken olmak, sizi ağlayıp sızlayan biri yapmaz. Hiç kimse iyi ve kötü zamanlar kendiniz olma hakkınızı elinizden almamalıdır.
Başkalarını koşulsuz bir şekilde sevin
Biri kötü bir şey yaptığında bunun nedeni, doğru şeyi bilmemeleri ya da içlerindeki çocuğun onlara bir oyun oynamış olmasıdır. Karşılığında hiçbir şey beklemeksizin her şeyi affedin çünkü insanlar tamamen dürtülerine göre davranır. Mantıklı varlıklar değillerdir ve bu nedenle sanki sizden üstünmüş gibi davranır ya da sizden faydalanırlarsa, üzülmeyin. Bunu yanlış anlamayın.
Tam tersine insanlar mantıklı varlıklardır ve çoğu zaman ne yaptıklarını bilirler. Sizi daima kasten incitmedikleri doğru olsa da sizi manipüle mi ediyorlar yoksa dikkatsiz davranıp aslında böyle yapmak istemediler mi, işte bunu değerlendirmek size kalmış. İçgüdülerinizi takip edin ve sizi gerçekten sevenleri ve sizden faydalananları tanıyın. Unutmayın ki kurtlar, kuzu postuna bürünse de kurtluğundan bir şey yitirmez.
Gerçek pozitif psikoloji
Gerçek pozitif psikoloji sizi teslimiyetçi biri kılmaz ya da kendinizi suçlu hissetmenize neden olmaz. Tam tersine, güçlükler karşısında güçlü noktalarınızı sağlamlaştırır. Problemleri inkar etmez ama onları görmenizi ve farklı bir açıdan değerlendirmenizi sağlar ve bu, iyilik hissine odaklı bir bakış açısı olur.
Pozitif psikoloji, hayatınızdaki güçlükleri azaltmaya ya da basit sloganlarla bastırmaya çalışmaz. Hayatın zor olduğunu kabul eder ama ne kadar zor olduğu, onunla yüzleşmek için takındığınız tavra bağlıdır. Ya da ünlü bir Amerikalı yazarın dediği gibi:
“Hayat, sağ salim bir şekilde hoş ve iyi korunmuş bir bedene ulaşma niyetiyle mezara yapılan bir yolculuk değil; iyice bitik, tamamen harap bir halde, bir duman bulutu içinde bir o yana bir bu yana patinaj yapmak ve “Vay be! Ne yolculuktu ama!” diye bağırmak olmalıdır!”
– Hunter S. Thompson
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.