Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) Olan Birinden Yürekler Acısı Bir Aşk Şiiri

Obsesif Kompulsif Bozukluğu (OKB) Olan Birinden Yürekler Acısı Bir Aşk Şiiri
Gema Sánchez Cuevas

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas.

Son Güncelleme: 06 Aralık, 2017

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) düşünce, duygu ve davranışları değiştiren anksiyete bozukluğudur. OKB’den muzdarip olanlar için hastalığın en kısıtlayıcı belirtilerinden biri, akıl yürütmelerinin ve duygularının yarattığı sıkıntıyı hafifletmek için sürekli sözcükler, düşünceler veya eylemler yinelemek zorunda hissetmeleridir.

Peki bu saplantılar nelerdir? Bunlar tekrar eden, sürekli veya absürt olan fikirler, düşünceler, resimler veya dürtülerdir. Bunlar doğası gereği istemsiz veya egodistonik (hoşa gitmeyen veya müdahaleci) kişilerdir. Bunlar, gerçek sorunlar hakkında aşırı endişeler değildir, düşünülen ve olası sorunlardan kaynaklanan korkulardır. Kişinin bu düşünce süreçlerinin kendi zihninin bir ürünü olduğunun farkına varması gerçeğine rağmen önemli derecede sıkıntıya neden olabilirler.

Çoğu klinik vakada, kişinin aklındaki şeyi oradan çıkarması için verdiği mücadele yorucu olabileceği için, hasta obsesyona direnmeye çalışmayı bırakabilir.

Bu bozukluğun tanımlanmasına katılan diğer terim “dürtü”dür. Bu, saplantıya tepki olarak belirli kurallara veya stereotiplere göre tekrarlayan davranış olarak anlaşılabilir. Nihai amacı yoktur, bundan ziyade belirli durumları veya koşulları üretmesi veya önlemesi beklenir. Bu şekilde “çözmek” mantıklı değildir (araba kapısını x kez kapatmak ve açmak), veya öyleyse bile bu soruna aşırı bir çözümdür (ellerinizi x kez yıkamak).

Saplantı-dürtü ikilisini göstermek için bir örnek görelim. Obsesif-Kompulsif Bozukluğu olan bir kişi, araba kullanıyorken, aniden ailesinin başına kötü bir şey gelebileceğini düşünebilir. Bu korkunun zihninin bir ürünü olduğunu bilir, ancak “onların başına herhangi bir şeyin gelmesini önlemek” için arabanın penceresini üç kez üst üste açıp kapama ihtiyacını hissederler. Bu irrasyonel mantıktır; ancak direnç ile birlikte kompulsif istek, kişinin bunu yapmasına neden olur. Yaptığından memnun değildir, ama o an yaşadığı anksiyeteyi azaltmakta etkilidir.

stresli kadın

OKB’li bir adamdan yürek yakıcı ve duygusal bir şiir

Sevgi ve kalp kırıklığı, hepimizin ya da çoğumuzun deneyimlemiş olduğu ya da yaşamak istediği derin duygulardır. Fakat, obsesif-kompulsif bozukluğa sahip kişilerin nasıl sevgi ve kalp kırıklığı yaşadığı konusunda çok az şey söyleniyor.

Bu anlamda, bu duyguların insanın duygusal deneyiminin temel direğini oluşturduğunu düşünürüz. Öyleyse, eğer bu doğruysa, böylesine emsalsiz bir duygu tecrübesini anlatmanın veya teorize etmenin bir yolu yoktur. Birinin duygularını dünya ile paylaşırken onu anlamak, bizi o kişiye daha çok yakınlaştırır ve deneyimlerini doğrulamamıza yardımcı olur.

OKB’li kişi veya partneri için bu kolay olmamalıdır. Neil Hilborn şiirinde bunu netleştirmektedir. O, Amerika’lı, aşık olma sürecinde zihninde olanları seslendirmek isteyen OKB’ye sahip bir yazar ve şairdir. Ayrılmanın onun için ne ifade ettiği, günlük saplantıları ve dürtüleri hakkında da konuşmaktadır.

Onu ilk gördüğümde…
Kafamdaki her şey sustu.
Tüm tikler, sürekli yenilenen görüntüler kayboldu.
Obsesif kompulsif bozukluğunuz varsa, gerçekten sessiz anlara sahip olmazsınız.

Yatakta bile, düşünüyorum:
Kapıları kilitledim mi? Evet.
Ellerimi yıkadım mı? Evet.
Kapıları kilitledim mi? Evet.
Ellerimi yıkadım mı? Evet.

Ama onu gördüğümde düşünebileceğim tek şey, dudaklarının keskin kıvrımıydı…
Ya da yanağındaki kirpik-
yanağındaki kirpik-
yanağındaki kirpik.

Onunla konuşmam gerektiğini biliyordum.
Ona otuz saniye içinde altı kere sordum.
Üçüncüden sonra evet dedi, ama hiçbiri doğru hissettirmedi, bu yüzden devam etmeliydim.

İlk randevumuzda, yemeğimi yemekten ve onunla konuşmaktan daha çok yemeğimi renklendirmek üzerinde zaman harcadım…
Ama onu bunu sevdi.
Veda etmek için onu 16 kez öpmemi, çarşamba ise 24 kez öpmemi sevdi.
Eve yürümenin benim için sonsuza kadar sürmesini sevdi, çünkü yolumuzun üzerinde bir bir sürü çizgi vardı.

Birlikte yaşamaya başladığımızda, o güvende hissettiğini söyledi, kimse bizi soyamayacakmış gibi, çünkü kapıyı kesinlikle 18 kez kilitledim.

Konuştuğunda hep ağzını hep izlerdim-
konuştuğu zaman–
konuştuğu zaman–
o konuşurken-
o konuşurken;
beni sevdiğini söylediğinde, ağzı kenarlarından kıvrılırdı.

Gece yatakta yatardı ve bütün lambaları söndürmemi izlerdi. Aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa, aç kapa ve aç kapa.
Gözlerini kapatırdı, günlerin ve gecelerin onun önünden geçtiğini hayal ederdi.
Bazı sabahlar ona veda öpücükleri vermeye başladım, ancak o hemen giderdi
Çünkü onun işe geç kalmasına sebep oluyordum…

Kaldırımdaki bir çizginin önünde durduğumda, yürümeye devam etti …
Beni sevdiğini söylediğinde ağzı düz bir çizgi idi.
Bana çok zamanını aldığımı söyledi.

Geçen hafta annesinin evinde uyumaya başladı.
Bana ona bu kadar bağlanmama izin vermemesi gerektiğini söyledi; bütün hepsinin bir hata olduğunu, ama…
Ona dokunduktan sonra ellerimi yıkamak zorunda olmamam nasıl bir hata olabilir?

Aşk bir hata değildir, onun bundan kaçabileceği düşüncesi beni öldürüyor ve ben bundan kaçamayacağım.
Yapamam – dışarı çıkıp yeni birini bulamam çünkü hep onu düşünüyorum.
Genellikle, bir şeylere kafayı taktığımda, mikropların cildime gizlice girdiğini görüyorum.

Kendimi ard arda bitmeyen sıralı arabalar tarafından ezilmiş görüyorum …
Ve o şimdiye kadar takılıp kaldığım ilk güzel şeydi.
Her sabah, direksiyonunu tutma şeklini düşünerek uyanmak istiyorum …

Duşu nasıl kasa açar gibi açtığını düşünüyorum.
Mumları nasıl üflediğini
Mumları nasıl üflediğini
Mumları nasıl üflediğini
Mumları nasıl üflediğini
Mumları nasıl üflediğini
Üflediğini…

Şimdi, onun sadece başka kimin öptüğünü düşünüyorum.
Nefes alamıyorum, çünkü onu bir kez öpüyor – mükemmel olup olmadığını umursamıyor!
Onu o kadar geri istiyorum ki…
Kapıyı kilitlemeden bırakıyorum.
Işıkları açık bırakıyorum.

Yazar: Neil Hilborn

renkli surat kadın

OKB’li birisiyle nasıl yaşarsınız?

Obsesif-kompulsif bozukluğu olan insanlarla birlikte yaşayanlar, bu kişilerin saplantılarını ve dürtülerini kontrol edemediklerini anlamak zorundadır. OKB’si olan birisi, düşüncelerinin ve eylemlerinin mantıksız olduğunun farkında olabilir veya olmayabilir ancak yardım almadan onları kontrol edemez.

OKB’li bir kişiyi yargılamamalı veya rutinini yerine getirmesini engellemeye çalışmamalısınız. Bu, artan strese neden olabilir ve daha büyük bir yara açabilir. Onu farklı düşünmeye ya da harekete geçmeye ikna edemezsiniz, ona sabırla ve nazik bir şekilde davranmanız önemlidir.

Ritüellerin bir parçası olmamalısınız. Destek, gündelik yaşamının bir parçası olmalı ve anlaşılmayı ve kabul görmeyi bastırmak için pasif iletişim tarzları saklamamalısınız veya izin vermemelisiniz. Bazı yazarlar bir OKB hastası ile sınırları konusunda anlaşmayı şu şekilde söyler: “seni sevdiğim için zararlı davranışlara katılmayacağım”; “bunun zor olduğunu ve seni üzebileceğini biliyorum, ancak bu ritüeli senin yerine yapmamam daha iyi”; “doktor bunlara katılmamamı söyledi ve o ne konuştuğunu hakkında bilgili birisi, kararına güvenmeye karar verdik”.

Son olarak, OKB tedavisinde uzmanlaşmış psikolojik ve psikiyatrik yardım bulma ihtiyacını vurgulamadan bu yazımızı sonlandıramayız. OKB’dan muzdarip kişinin yanı sıra çevrelerindeki insanlar, durumu yönetmelerine ve günlük yaşamı iyileştirmelerine yardımcı olabilecek nitelikli bir profesyonelden yardım almalıdır.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.