Mutlu Olabilmek İçin Acıyı Kabullenmenin 5 Nedeni
Mutluluk ve acı birbiriyle çelişkili ve uyumsuz terimler gibi görünüyorlar. Peki, acının ortasında mutlu olmak mümkün mü? Mutluluğu arama sürecinde acıyı kabullenmek sadece mümkün olmakla kalmıyor aynı zamanda gerekli.
Aslında mutluluk acının yokluğu anlamına gelmez. Gerçek mutluluk acı çekerken de oradadır. Önemli olan nokta, hissettiğimiz acıdan kaçınmamak ya da hayatımızdaki etkisini en aza indirgememektir. Bu etki ve hayatımız, ikisi de hem derin bir güzelliğe sahiptir hem de acı doludur. Biri olmadan ötekine sahip olamazsınız.
“Hayat size acıyı kendiliğinden getirecektir. Sizin sorumluluğunuz, mutluluğu yaratmak.”
– Milton Erickson
Acının ortasında bile olsa, mutluluk bulaşıcıdır
Mutluluk, şartlar ne olursa olsun iyi olma durumudur. İçinde bulunduğumuz şartlarla neredeyse ilgisi yoktur. Hayatımızı ve etrafımızda olup bitenleri yorumlama biçimimizle ise doğrudan ilişkilidir.
Mutluluğun bulaşıcı bir şey olduğu gerçeği sadece kulağa hoş gelen bir düşünce değildir. Ayna nöronlar sayesinde, beynimizde gerçekleşen kimyasal bir süreçtir.
Birinin bir duyguyu deneyimlediğini gördüğümüzde, beynimiz o kişinin nasıl bir deneyim yaşadığını canlandırıp aynı duyguyu “deneyebilir”. Beyin bunu, tanıdığı duyguyla bağlantılı olabilecek aynı sinir kavşaklarını tetiklemeyi denemek için yapar. Temel olarak empati de denen bu yöntem, kalabalığın zihniyeti hakkında fikir edinmemizi de sağlayan şeydir.
Sinapsların (sinir kavşaklarının) her aktif oluşunda beyin yeniden şekillenir. İşte bu yüzden iyi bir ruh hali içinde olabilen, mutluluk yayan insanlarla vakit geçirmek çok önemlidir. Bunun yanı sıra karamsar ve huysuz insanlardan uzak durmalısınız. Ama bu yalnızca ilk adımdır. Acıyı kabullenmenin beraberinde getirdiği, analiz etmemiz gereken daha pek çok konu var.
Acıyı kabullenmek neden size daha mutlu olmanız için yardım edecek?
Mutluluğun faydaları inkar edilemez. Örneğin, daha uzun ve daha sağlıklı bir hayat yaşamamıza yardımcı olabilir. Ancak gerçek şudur ki pek çok insanın nasıl mutlu olabileceği hakkında hiçbir fikri yoktur. Hatta, mutluluk arayışına girişen bazı insanların arayışı tam tersi bir etki ile son bulur. Bu kısmen, bu kişilerin hayatlarından üzüntüyü çıkarmaya ya da üzüntüden kaçınmaya odaklanmış olmalarından kaynaklanır.
Ancak mutluluğun, üzüntünün yokluğundan çok daha fazlası olduğunu zaten belirttik. Acı, aslında, mutluluğun ayrılmaz bir parçasıdır. Hatta, yapılan araştırmalar ve çalışmalar pek çok şekilde acının kişiyi mutluluğa giden yola sevk edebileceğini gösterir. Neden böyle olduğunu şimdi okuyacaksınız.
1. Acı mutluluğu tanımanıza yardımcı olur.
Ruhsal bir durum olan mutluluk bir zıtlık meselesidir. Eğer sürekli mutlu olsaydınız, o ruh halini mutluluk olarak tanımlayamayacaktınız. Bazen gerçek mutluluğu tanımak ve ona sahip olduğunuza şükredebilmek için, o duygunun tam tersini deneyimlemek gereklidir.
Bu, mutluluğu yaşamak için acının yokluğunun mutlak manada gerekli olduğu anlamına gelmez. Tersine, türü ya da kaynağı ne olursa olsun, başka türlü fark etmeyeceğiniz küçük detaylara değer vermek ve onların keyfini çıkarmak mümkündür.
“Mutluluk vücut için yararlıdır ancak beynin güçlerini geliştiren acıdır.”
– Marcel Proust
2. Acının dinmesi mutluluğunuzu artırır.
Acı mutluluk verici bir duygu değildir ancak acıdan kurtulmak şüphesiz öyledir. Yapılan çalışmalar acının dinmesi durumunda vücudun mutluluk seviyesinde artış olduğunu gösteriyor. Acıyı hiçbir zaman hissetmemiş olsanız mutluluk seviyenizde meydana gelmeyecek bir artış.
Bu aynı zamanda, zor bir dönemden geçerken küçük şeylerin daha çok mutluluk getirdiği ve daha değerli oldukları gerçeğini pekiştiriyor. Şükür duygusunda da artış ortaya çıkıyor. Ayrıca, mutluluk sadece fiziksel bir his olmanın ötesine geçip, daha derin ve uzun soluklu bir şey halini alıyor.
3. Acı sosyal bağları güçlendirir.
Acı empatiyi besler. İnsanlar bu yüzden, sevdiği birinin ölümü ya da ağır bir hastalık gibi zor süreçlerden geçen insanlara doğru yönelme eğiliminde olurlar. Hüzünden doğan bu sosyal bağlantı iş birliğini artırır ve insanların en iyi yönlerinin ortaya çıkmasını sağlar.
Bunun sayesinde, acının üstesinden gelmek kolaylaşır ve bu ilişkiler güçlenir. Önü açık olan çok daha güçlü bağlantılar yaratır. Bu açıdan, acı çekmek, insanları tanımanıza ve onların iyi yönlerini keşfetmenize yardımcı olacak. Fırtına geçtiğinde bile kalıcı olacak şeyleri keşfedeceksiniz.
4.Acıya katlanmak sizi ödüllendirilmeye değer kılar.
Zor bir durumun üstesinden gelmek, çabalarınızla kazandığınız bir ödüle değer gibi hissetmenizi sağlar. Bu durumda ne kazandığınızın bir önemi yoktur. Önemli olan kendinizi aşıp sıkıntının üstesinden geldiğinizi bilmenin verdiği histir.
Aslında, gerçek ödülü meydana getiren şey, zorluğun üstesinden gelmek ve zorluğun üstesinden gelmeyi bilmektir. Ödül, rolü, harcadığımız emeğin daha iyi bir şekilde bilincinde olmamızı sağlamak olan basit herhangi bir şey olabilir.
5. Acı çekmek farkındalığınızı artırır.
Acı çekmek yaşadığınız anda olup bitenleri tam anlamıyla fark etmenizi, anı yaşamanızı, şimdiyi tatmanızı sağlar. Bu şekilde ifade edince kulağa önemsiz geliyor olabilir. Ancak farkındalık, mutlulukla doğrudan ilgisi olan bir yetenektir.
Güncel deneyimleriniz farkında olmak, gerçekten önemli olan şeylere odaklanabilmek adına yüzeysel konuları unutmanızı sağlar. Böylece çözümü olmayan konularla ilgili endişelenmekten, yarın ne olacağını bilememenin yarattığı belirsizlik nedeniyle kederli hissetmekten kaçınmış olursunuz. Acı çekerken bile, anı yaşamayı öğrenmek, daha mutlu bir hayata sahip olmanıza yardım edebilir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.