Michel Foucault'un Etkileyici 5 Sözü
Michel Foucault’un alıntılarının neredeyse tamamı derin ve rahatsız edici. Modern çağın büyük Fransız filozoflarından olduğunu dikkate alırsanız bu beklenmelidir. Düşünceleri tarihte bir milat oldu.
Michel Foucault 1926’da Poitiers’de (Fransa) doğdu. Paris’te bir filozof oldu ve 1984’te ölünceye kadar orada yaşadı. Martin Heidegger ve Friedrich Nietzsche’deki yansımalarının ana ilham kaynağı oldu. Ayrıca, düşüncelerini oldukça canlı bir şekilde Sigmund Freud’un teorilerine dayandırdı.
“Ben bir peygamber değilim. İşim bir zamanlar duvarların olduğu yerlere pencereler açmak.”
– Michel Foucault
Foucault kendini “Sözler ve şeyler” adlı çalışmasıyla dünyaya tanıttı. Ancak daha sonra “Disiplin ve Ceza”, “Delilik ve Medeniyet” ve “Cinsiyet Tarihi” gibi çalışmalar da çok etkileyiciydi. Bunlardan, sizinle paylaşmak istediğimiz beş ilginç sözü çıkardık.
1. Michel Foucault’un bilgi ve güç hakkındaki sözlerinden biri
Bilgi ve güç arasındaki ilişki, Michel Foucault’nun sözlerinde çokça ortaya çıkan bir konudur. Bu onun en sembolik tekliflerinden biridir:
“İktidar mücadelesinin tarihi ve bunun sonucu olarak iktidarın uygulanması ve bakımının gerçek koşulları, neredeyse tamamen gizlidir. Bilgi bunun bir parçası değil: bilinmemesi gereken.”
Foucault’nun bu sözle kast ettiği şey, bilginin iktidara hizmet etmesidir. Sağladığı ana hizmet, gücün kullanılma, elde edilme ve sürdürülme şeklini saklamaktır. Dediği gibi “bilinmemesi gereken”dir. İşte bu yüzden büyük iktidar figürleri ve eserleri hakkında konuşuyoruz, ancak bunun arkasında gerçekleşen eylemler, manipülasyonlar ve çoğu zaman kötüye kullanım hakkında çok az şey dile getirilmiştir.
2. Foucault’a göre eğitim sistemi
Eğitim sisteminin konusu, Michel Foucault tarafından birkaç alıntıda yer almaktadır. Bu Fransız filozof için, bu iktidarla yakından ilişkili bir alandır. Foucault şöyle diyor:
“Tüm eğitim sistemleri, ifade ettikleri bilgi ve güçlerle konuşmaların yeterliliğini sürdürmenin veya değiştirmenin politik bir yoludur.”
Genel olarak eğitimden değil, eğitim sisteminden bahsetmiştir. Bu iki şey arasında büyük bir fark var. Eğitim sistemi, konuşma, bilgi ve iktidar alanını kontrol altındaki sistemlere tabi kılmayı amaçlamaktadır. Foucault’a göre rolü, bir şekilde, bireyi o sisteme hizmet etmesi için “evcilleştirmek” dir.
3. Ahlak, bir güç şekli
Foucault, egemenlik ilişkilerini sürdürmeyi amaçlayan başka bir iktidar söylemi olarak ahlaki suçlar. Aslında, diğerlerinden daha da vahşi ve güçsüz bir iktidar biçimi olarak düşünülebilir. Ahlaktan, yargı geçer ve yaptırımlar oluşturulur. Reddetme ya da dışlamaya karar verilir ve bunlar uygulanır; her şey kendi parametrelerine uymaktadır.
Bu nedenle, Michel Foucault’un sözlerinden biri, “Zamanın ahlakı ile yüzleşmek için bir kahraman olmanız gerekiyor” diyor. Bir çağın ahlakı, bir bireyi sonlandırabilir. Buna dair örnekler tarihte boldur ve Foucault’un haklı olduğunu kanıtlar. Aslında, tarih boyunca birçok kez, bir toplumun “ahlaksız” olarak gördüğü şeylere karşı hoşgörüsüzlük aşırıya götürülmüştür.
4. Cezaevi ve onun benzetmeleri
Foucault için, birbirine çok benzeyen iki alan arasında belirgin bir benzerlik vardır. Bu bağlamda, bu etkileyici filozof ilginç bir soru soruyor.
“Hapishanelerin fabrikalarımıza, okullara, askeri üslere ve hastanelere benzemesi ve aynı şekilde, bunların hepsinin de cezaevlerine benzemesinin şaşırtıcı yanı ne?”
Sadece bu meselede değil, çalışmalarının çoğunda Foucault, iktidarın her zamankinden daha çıplak olduğu üç alanın var olduğunu öne sürüyor: cezaevleri, hastaneler ve kışla. Bu üç alanda, insan tamamen onların üzerinde uygulanmakta olan otoritenin merhametindedir. Ancak aynı şey fabrikalar ve sınıflar gibi diğer alanlarda da geçerlidir. Tek fark, bu son iki tezahürün daha incelikli olmasıdır.
5. Güç ve uygulanması
Gördüğünüz gibi, Michel Foucault’un bu alıntılarının çoğu çağdaş iktidarın düzenlemelerini kınamak istiyor. Bu yansımalar, hâkimiyetin esas olarak ahlak, eğitim ve bazı değerler veya anti-değerler içeren ideolojik düzeyden icra edildiğini göstermektedir. Bu, iktidarın fiziksel bir ceza olarak değil ama ideolojik emirler olarak da bedenimiz üzerinde uygulandığı gerçeğini dışlamaz.
Michel Foucault’un iktidar görüşünü sentezleyen bir sözü de “Kısaca güç, sahip olunmaktan ziyade kullanılır” şeklindedir. Bu, gücün bir konum veya basit bir koşulla tanımlanmadığı anlamına gelir. Onu güçlü kılan şey, etkili bir şekilde uygulanmasıdır.
Michel Foucault, dünyanın geri kalanının gerçekliği görme biçiminde devrim yapan büyük bir düşünürdür. İnsanlığa yaptığı katkı eşsizdi. Günlük durumlarda mevcut olan çok ince mantığı kavramayı başardı. Foucault’un felsefesi bir özgürlük söylemidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.