Kendinizi Sevin, Buna İhtiyacınız Olacak
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Hayatımızın yarısını bir başkası olmak isteyerek geçiriyoruz, bu yüzden duygusal dengemizden taviz veriyoruz. Farklı bir bedene sahip olmak istiyoruz. Aşırı şişman ya da zayıf olduğumuzu düşünüyoruz. Keşke biraz daha dışa dönük olsaydık diye hayıflanıyoruz. Bu şekilde kendinizle kavga edip durmak, rahatsızlıktan başka bir şey getirmez. Hayat, kendinizi olduğumuz gibi severseniz çok daha kolaydır.
Bu sözlerle kendimizi geliştirmeyi bırakmayı kast etmiyoruz. Eğer değişiklikler yapmak istiyorsak bu konuda serbestiz. Önemli olan, bizi değişmeye iten şeyin dış etkiler olabileceğinin farkına varmak. Toplum bize çoğumuz için ulaşılabilir olmayan dış hedefler aracılığıyla kendimize değer vermeyi öğretmiştir. Yüz yıllar öncesinden çok daha büyük bir yaşam kalitesine sahip olsak da daha mutlu olduğumuz kanısında değilim.
Mesela, daha çekici gözükmek için dış görünüşünü iyileştirmek isteyen bir kişi ilginç bir problemle karşılaşır. Böyle kişiler çoğu kez estetik hedeflerine ulaştıkları hâlde yine de ”yeterince” çekici hissetmezler kendilerini. Kendimizi olduğumuz gibi sevmek, güvensizlikten kurtulmanın tek gerçek yoludur.
“Kendini sevmek, ömür boyu sürecek bir aşkın başlangıcıdır.”
– Oscar Wilde
Diğer herkes hayal kırıklığına yol açsa bile yanınızda yine siz olacaksınız
Kendimize dair algımız, fikrimiz, kendimizi sevmek söz konusu olduğunda en önemli şeydir. Eğer pozitif özelliklerimize değer verebilir ve sınırlarımızı kabul edersek, kendimize dair güzel bir algı ve imge edinmiş oluruz. Diğer yandan sadece negatif özelliklerimize bakarsak, kim olduğumuzdan tiksinir ve kendimizi kabul edemez ve sevemeyiz.
Öz saygı seviyemiz, hayata bakış açımızı belirler. Öz saygı dış unsurlardan bağımsızdır. Kendimize ve kim olduğumuza dair tatmin duygumuzun bir yansımasıdır.Bu tatmin duygusu iyimser insanlarda daha yüksektir. İyimser insanlar iyi özelliklerine odaklanıp zayıf yönlerini kabul etme eğilimindedir. Buna karşılık kötümser insanlar ise sadece nahoş özelliklerine bakarak kendilerine dair yanlış bir resim çizerler.
Kararında iyimserlik, sağlıklı öz saygı formülünün parçası olabilir. İyimserliğin %30 kadarının genetik olduğu tahmin edilmektedir. Yani iyimserliğin %70’i sonradan öğrenilir. İyimserliğimizi artırabilir, faydalı duygusal durumlar üretebilir pozitif düşünce şeklini geliştirebilir ve bizi etkilemeyen şeyler için endişelenmeyi bırakabiliriz.
“Diğer herkes kadar sen de kendi sevgi ve şefkatini hak ediyorsun.”
– Buddha
Başkalarına kendimizden çok değer veriyoruz
Çoğu zaman başkalarının özelliklerine değer veriyoruz çünkü bu özellikleri kendimizde görecek öz güven veya sabra sahip değiliz. Kendimize adaletli ve faydalı bir şekilde değer verebilmek için öncelikle kendimize saygı göstermemiz gerekir. Bu da öz güvenimizi artırır.
Genel olarak kendimize yeterince değer vermiyoruz. Her birimizin eşsiz özellikleri var ama çoğumuz bunlara doğru değeri vermeyi bilmiyoruz. Kendimize değer vermiyor oluşumuz, başkalarının da bize değer vermediği anlamına gelmez. İyi bir öz güven başkalarının fikirlerine dayanmaz, kendi kişisel değerlendirmemizin bir sonucudur.
Kendimize değer verdiğimizde kişisel özelliklerimiz ve kendimizle iletişimimiz işin içine girer. Bu değer ölçümü, kendimizi olduğu gibi kabul edip sevebilecek miyiz sorusunun cevabını verir. Uyumlu bir şekilde kendimize değer vermek, hayatla yüzleşme gücüne sahip olduğumuza inandığımız anlamına gelir. Kendinizi sevin, unutmayın …
“Öncelikle kendinizi sevin, her şeyin yerli yerine oturduğunu göreceksiniz. Bu dünyada herhangi bir şey yapabilmek için gerçekten kendinizi sevmeniz gerek.”
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.