Herkes Size Bir Şey Öğretebilir
Karşılaştığımız her yüz ve aldığımız her öpücük bizi değiştirebilir ve iyi ya da kötü bir şey öğrenmemizi sağlayabilir.
Dünyadan gelip geçişimizi bir tren ya da otobüs yolculuğuna benzetmiş insanlar olmuştur hep. Yol boyunca bizi gülümseten ilişkileri besleriz ve yepyeni insanları tanıma ve tecrübeler yaşama fırsatını ediniriz.
“O gün bazı insanların artık yanımızda olmasalar bile bizi hiç bırakmadıklarını düşündüm durdum. Özleri kalır, sesleri işitilir ve gülümsediklerini hissederiz. Bazı insanlar bizi asla bırakmaz. Onlar sonsuzdur.”
– Ilani Ribero
Yolculuğun en iyi kısmı, gelecek istasyonlarda bizi nelerin beklediğinin bir gizem olmasıdır. Ama geçtiğimiz istasyonlar ya da şu anda geçmekte olduklarımız bizi duygusal anlamda sürekli olarak şekillendirmektedir.
Bazı insanlar sadece iz bırakır
Bizi öyle ya da böyle etkileyen kalpler, onlardan bir şeyler öğrenmemize izin veren yürekler, daima kalbimizde kalacaktır. Bazı kalpler, yüzler ve öpücükler sadece iz bırakır, bizi uyandırır ve yaşamlarımızı zenginleştirir. Diğerleri ise sadece manzarayı süsler.
Bazıları hiç habersiz ortaya çıkıverir ve bize arkadaşlığı, güveni, sevgiyi hissetmenin ne demek olduğunu öğretir. Diğerleri kısa bir süre için buradadır, sadee bir labirentten çıkmamıza yardım edecek kadar kalırlar yanımızda. Çok azı ise en başından beri yanımızda olmuştur, ailemiz gibi mesela. Onlarla hafızanın değerini ve şefkat ve sıcaklığın gücünü öğreniriz.
Bir gün kalbinizin hafızanızdan silmeye karar verdiği kişileri bile hatırlayabilirsiniz. Çünkü kalbin silmeye karar verdiği insanlar da vardır çünkü gitmek istemişlerdir ya da onları bırakmanın zamanı gelmiştir.
Size farklı olmayı öğreten insanlar
Forrest Gump‘ın söylediği şeyi düşünürüm sık sık. Hayat bir çikolata kutusudur. Payına ne düşecek hiç bilemezsin. Bu her anlamda doğru. Tıpkı çikolatalar gibi çok fazla şefkat beslediğimiz, bizi mutlu eden insanlar olduğu gibi bizi hayal kırıklığına uğratmış, anımızı yakmak ya da kısacası bize kötü sürprizler yapmış insanlar da vardır.
Bu insanlar bir sebeple hayatımıza girer: onların kötü davranışlarından ders çıkarıp aynı hataları başkalarına karşı yapmayalım diye. Ayrıca bize ne olmak istemediğimizi, onların tam tersi olmak istediğimizi ve kendi yerlerine koymak istediğimizi öğretir bize.
Dolayısıyla, tıpkı acı dolu tecrübeler gibi canımızı yakan insanlar da bir ölçüde öğretmenlerimizdir. Bizim trenimizden indikten sonra artık yanımızda olmadıklarını, geri dönemeyeceğimizi ve misyonlarının tamamlanmış olduğunu anlarız. Geçmişte kalacaklardır ve bıraktıkları iz, gelecekte bize yardım edecektir.
Başka insanların yaşamlarından kesitler
Gün boyunca bir çok insanla yolumuz kesişir, farkına varmadan bir sürü yüzle karşılaşırız ve başkaları da hayatımızın sihirli ve samimi kesitleri hâline gelirler. Zamanın ufak parçalarıdır bunlar ve duygusal değerlerini hesapladığınızda paylaşılan tecrübelerdir.
Yıllar içinde otobüs duraklarında selamlar, konserlerde karşılaşmalar, bir göz yaşında başka birinin ruhuna dair düşünceler, bir cafede kazanılan güven, bizi büyüten ders ve kararlar toplarız … Ve öğrenmek neden bir kişinin bir anda belirip bir dakika için de olsa tanınmaya karar verdiğini anlamak bizim elimizdedir.
“Yaşamlarımızdan gelip geçen insanlar eşsizdir.
Daima kendilerinin bir adım gerisindedir ve biraz da bizden alırlar.
Çok şey alanlar da olacak ama hiçbir şey bırakmayan olmayacak.
İki ruhun tesadüfen karşılaşmadığının açık kanıtıdır bu.”– Jorge Luis Borges
Başkalarından öğrenebilmekten daha önemli olarak daima yanınızda olan kişiden de hep bir şeyler öğrenebilirsiniz: kendinizden. Kendinize öğretecek ve kendiniz hakkında öğrenecek çok şeyiniz var. Ve bunun daima çok güzel bir süreç olduğunu göreceksiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.