Hayata Dair Hep Unuttuğumuz 7 Gerçek
Hayat hakkındaki en mühim gerçekleri bu kadar kolay unutabilmemiz gerçekten çok şaşırtıcı olabiliyor. Zamanla bu gerçeklere aldırış etmez ve hak ettiği değeri göstermeyiz çünkü eski alışkanlıklarımıza geri döneriz. Sanki yıllar boyunca yaptığımız kötülükleri bulabileceğimiz bu “rahat alanlarımıza” adeta yerçekimiyle çekiliyormuşuz gibidir.
Bu yüzden sizinle bugün, her zaman aklımızda bulunması gereken hayata dair bazı gerçekleri paylaşacağız. Bunlar küçük farklılıkları da olsa evrensel sayılabilecek gerçeklerdir.
Hatalarını kabul edecek kadar alçakgönüllü, onlardan öğrenecek kadar akıllı ve düzeltecek kadar olgun ol.
Hayat hakkında gelip geçen gerçekler
Neden bu gerçekleri kendimize tekrar ve tekrar hatırlatmamız gerekir? Çünkü bu gerçekler hedeflerimize odaklanmamızı, onları başarmamızı, kendimize inanmamızı ve gelişmemizi sağlar. Bunlar bizi istediğimiz her şeyi başarmaya iten esas güçtür.
Ayrıca hayat hakkındaki bu gerçekleri hatırlamak daha iyi bir duygusal denge kurabilmemize yardımcı olur. Bir kere bu dengeyi kurabilirsek sonrasında hissedeceğimiz mutlulukla beraber kendimizden memnun olmaya başlayacağız.
1. Birini affetmek için özür dilemesini beklemeyin
Neden birini affetmek için her zaman özür dilemesini bekleriz? Çünkü insanlar bazen bizi o kadar incitir ki unutmak imkansızdır. Bu da bizleri dertli ve üzgün birine dönüştüren bir kırgınlık duygusuna sebebiyet verir. Farkında olmadan kendimize daha fazla kırgınlık, öfke ve nefret aşılarız.
Neden affetmek çok zordur? Çünkü gururumuz, unutmamıza ve başkaları yüzünden yaşadığımız kötü deneyimleri geride bırakmamıza engel olur. Affetmenin başkalarına karşı tevazu göstermek olduğuna inanırız ve bu özgürleştirici eylemin sevgiden kaynaklandığının farkında olmayız.
Sayfayı çevirerek ihtiyacınız olmayan olumsuz duygulardan oluşan bu ağır yükü geride bırakma şansınız olabilir. Sizden özür dilenmese de affedin ve bu olumsuz duyguları tekrar olumlu hale getirin.
2. Kendi yarattığınız hayatı yaşıyorsunuz
Şanssız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Dünyanın size karşı olduğundan şüpheleniyor musunuz? İnandığınızın aksine hayatınızı kendi seçimlerinizle oluşturursunuz ve yalnızca siz değiştirebilirsiniz. Daha ne bekliyorsunuz?
Kaderin kendilerine bir oyun oynadığına ve bu yüzden başına kötü şeyler geldiğine inanan bir sürü kişi vardır. Böyle olmasının sebebinin kendileri olduğunun ve bunu değiştirebileceklerinin farkında değildirler.
İpleri elinize alın, boyun eğmeyin ya da arkanıza bakmayın. Kötü şans diye bir şey yoktur. Risk alma ve karar verme korkusu vardır. Hiçbir kaçış yolu olmadığını düşünseniz de her zaman bir yol vardır! Risk almaya başlayın. Her şeyin düzelmeye başladığını göreceksiniz.
3. Hayat adil değildir, bunu kabullenin
Hayat adil değildir ve malesef değiştirmek de elimizde değildir. Her şeyin her zaman daha farklı olacağını düşünür ve umarız. Fakat mevcut durumu sırf hoşumuza gitmiyor diye reddedemeyiz.
Her zaman boşanma, kalp kırıklığı ya da kaza gibi kötü şeylere odaklanırız. Bu da keyif aldığımız ve kesinlikle çok daha verimli olan güzel deneyimlerimizin tadını kaçırır.
İyisiyle kötüsüyle hayatı olduğu gibi kabul etmeliyiz. Görmek zor olsa da her şeyin iyi bir tarafı vardır. Bir kalp kırıklığını düşünün, bunu tatsız bir durumdan ziyade yeni deneyimlere açılan bir fırsat olarak da görebiliriz.
4. Anda yaşayın, elinizde bir tek bu var
Asıl önemli olan şu an, ancak bir çok kişi geçmişte yaşar ya da gelecek hakkında çok fazla düşünür. Elinizdeki tek şey yaşadığınız an, tam burada ve şu anda, ve bunu bir fırsat haline çevirmezseniz sonrasında er ya da geç pişman olabilirsiniz.
Her gün diken üstünde yaşamanın bir anlamı yoktur çünkü bu, görmezden gelemeyeceğimiz sorumluluklarımız olduğu gerçeğini değiştirmez. Şu anda sahip olduğumuz her şeye değer vermek ve etrafımızdaki insanlarla olabildiğince verimli ilişkiler kurabilmek bizi çok daha mutlu edecektir.
Eğer geçmiş peşinizi bırakmıyorsa kendinizi ondan kurtarın ve özgürleşin, sizi kovalayan her şeyden bir şeyler öğrenin ve daha sonra arkanızda bırakın gitsin. Eğer gelecek sizin için çok büyük bir sorun haline geldiyse bu eski atasözünü hatırlayın: “bugünün işini yarına bırakmayın.”
5. Meşgul olmak verimli olmak anlamına gelmez
Bazen meşgul olmakla verimli olmayı birbirine karıştırırız, eğer daha verimli olsaydık kendimize ayıracak daha fazla zamanımız olurdu. Çalıştığımız saatleri daha verimli geçirebilirsek daha az meşgul oluruz.
Verimli olamadığımız zaman da stres ve anksiyete bizi ele geçirir. Ayrıca istediğimiz kadar vakit geçiremediğimiz arkadaşlarımızla bir akşam yemeğine çıkmak gibi keyif alacağımız şeyleri erteleriz.
Kendimize daha iyi bir düzen kurmak, işimizde ve vaktimizi kullanırken daha faydalı olabilmek için bazı teknikler uygulamak daha iyi hissetmemize, kendimize ve sevdiklerimize daha fazla vakit ayırabilmemize imkan verir.
6. Büyük başarılar başarısızlıklardan sonra gelir
Yürümeye başladığımızda binlerce kez tökezleriz fakat sonuçta başarılı olacağız: ne de olsa hala yürümeye devam ediyoruz. Aynı şey varlığımızın her yönünde geçerlidir. Başarısız olmak hedefimize ulaşmanın bir koşuludur. Başardıklarımızı asıl değerli yapan bu başarısızlıklardır.
Asıl sorun her başarısızlığı derhal çözmemiz gereken bir hata olarak görmemizdedir. Bu şekilde kendi kendimizi engelleyerek ulaşmak istediğimiz hedefe doğru yol alamayız.
Her başarısızlığınızı hedefinize giden yolda ilerlemek için bir fırsat olarak görün. Başarısızlıklar düşmanınız değildir, onlar sizin ortağınızdır ve korkmak yerine onlara dayanmanın size çok yardımı olacaktır.
7. Çevrenizdeki insanların bir yansımasısınız
Etkileşim içinde olduğumuz insanların kararlarımızda, davranışlarımızda ve başkalarını nasıl gördüğümüzde oldukça etkisi vardır. Size iyi gelmeyen insanların etrafınızda olduğunu hayal edin. Onlar gibi olmayacağınızı mı düşünüyorsunuz?
Zararlı bir insan olmayabilirsiniz fakat öyle insanların yanında olmanın bazı sonuçlarına katlanmak zorunda kalabilirsiniz. Artık gülümsemezsiniz, belki de üzgün bir insan olursunuz, sizi ilgilendirmeyen durumlar için kendinizi suçlu hissedersiniz…
Kısacası etkileşim içinde olduğumuz insanlar bizi hem olumlu hem de olumsuz etkileyebilir. Ancak kimin yanımızda olacağını biz seçeriz ve seçemesek de bizi etkileyip etkilemeyeceği bizim elimizdedir.
Ben değişmedim, sadece öğrendim ve öğrenmek değişmek değil gelişmek demektir.
İşte bunlar bize her gün yardım edebilecek hayatın bazı gerçekleridir. Bunları bir mantra gibi tekrarlamanın ya da hatırlamanın çok faydasını göreceksiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.