Hans Rosling: Demografinin Üstadı

Hans Rosling'e göre önümüzdeki yıllarda dünya nüfusunda büyük değişimler göreceğiz. Ayrıntılar için okumaya devam edin!

Hans Rosling’in tahminleri, kurmuş olduğu Gapminder Vakfı inanılmaz ilginç bir yazılım geliştirdiğinde değer kazanmaya başladı. Yazılımın en önemli özelliği istatistikleri interaktif grafiklere çevirmesiydi. Hans Rosling bu grafikleri kullanarak önemli dünya demografik trendlerini görselleştirmeyi başardı.

İsveçli akademisyen ve halk sağlığı profesörü, herkesin bilgisayarına bakmak istediği, çünkü ekonomik büyümenin orada saklı olduğunu düşündükleri konusunda şakalar yapıyordu. Haklıydı da. Hans Rosling’in demografik tahminleri, ekonominin de kaderini anlamamıza yardımcı olabilir.

2007 yılında Google, Gapminder Vakfının yazılımı olan Trendalyzer’i satın aldı. Çok uluslu teknoloji şirketi bu sayede temel demografik ve ekonomik trendleri görmemizi sağlayan ünlü Motion Chart’ı yayınladı.

Peki Hans Rosling yakın geleceğimizle ilgili nasıl tahminlerde bulunuyor? Öğrenmek için okumaya devam edin!

Dünyanın geleceği insanların yatak odalarında ne yaptığına bağlı

Her ne kadar Hans Rosling oldukça ciddi bir araştırmacı olsa da, iyi bir espri anlayışına da sahip. Bu nedenle tahminlerinden bazıları, onun komik dokunuşlarıyla karakterize oluyor. Örneğin bu tahmin, dünya ekonomisinin Wall Street’te ya da IMF’de neler olduğuna değil, insanların yatak odalarında neler olduğuna bağlı olduğunu söylüyor.

Temelde bu, ekonominin geleceğinin çiftlerin kaç çocuk yaptığıyla bağlantılı olduğu anlamına geliyor. Ayrıca yaşam kalitesi arttıkça, doğum oranlarının düştüğünü de belirtiyor. Bu nedenle tüm ülkelerin kaderi, insanların yatak odalarında ne yaptığına bağlı.

Afrika: Hans Rosling’in tahminlerinden biri

Hans Rosling’e göre Afrika 2015 ve 2050 yılları arasında ekonomik olarak büyüyecek. Bu nedenle buraya “geleceğin Çin’i” adını veriyor.

Hatta Rosling, Afrika ekonomisinin en hızlı gelişen ekonomi olacağının sözünü veriyor. Akademisyen, milyoner olmak isteyen herkesin, nüfusunun %20’si eğitimli kadınlardan oluşan Tanzanya, Etiyopya, Gana gibi ülkeleri barındıran Afrika’ya yatırım yapmasını öneriyor. Bu durum bir demografik değişime neden olarak genel büyümeyi destekleyecek.

Hans Rosling: Emeklilik yaşı artacak

Dünya gittikçe yaşlanıyor ve yaşlı nüfusu önemli ölçüde artıyor. Artık bazı ülkelerde, 65 yaş üstündeki insanlar nüfusun önemli bir bölümünü temsil ediyor. Bununla birlikte pek çok ülke için çalışmayan bu kadar fazla insan olması önemli bir masraf yaratıyor.

Rosling’e göre, yakın gelecekte emeklilik yaşı 75 olacak.  10 yıldan fazla süre “golf oynayan” büyük bir kesimin masraflarını karşılayabilecek çok az ülke var. Ayrıca bilimsel gelişmeler, yaşa bağlı hastalıkların daha geç ortaya çıkmasını sağlıyor.

Asyalı kadınlar

Hans Rosling’in verilerine göre, pek çok Asya ülkesinde paradoksal bir durum söz konusu. Diğer yandan, kadınlar hem akademik dünyada hem de iş dünyasında önemli pozisyonlara sahip. Ancak toplumsal yapı hâlâ cinsiyetçi gelenekler üzerine kurulu.

Bu durum başta Singapurlu ve Tayvanlılar olmak üzere pek çok Asyalı kadının evliliği bir hayat seçeneği olarak görmemesine neden olmuş. Evlendiklerinde kocaları, hatta kayınpederleri tarafından kısıtlanacaklarını biliyorlar. Asya iş piyasasında kadın sayısının düzenli bir biçimde artarken doğum oranlarının hızla düşmesinin sebebi de bu.

Hans Rosling: Göçleri kontrol etmek tüm dünyada çok önemli

Hans Rosling, dünyada kaos yaratan olgunun göçler olduğuna inanıyor. Bu nedenle gözler her geçen gün daha kısıtlayıcı bir gerçek haline geliyor. Bu durum özellikle daha iyi fırsatlara sahip olmak için zengin ülkelere göçen göçmenler için geçerli.

Rosling bu durumun aileleri yıktığını ve yasadışı işleri teşvik ettiğini söylüyor. Bu sorunun önüne geçmek için daha kapsamlı kontroller yapılması gerekiyor. Hans Rosling’e göre bu kontroller göçmenlerin, ailelerinin ve ülkelerinin yararına olacak.

Hans Rosling tüm bu tahminleri var olan bilimsel veriye dayanarak yapıyor. Demografik öngörüleri oldukça titiz. Bu nedenle yukarıda bahsettiğimiz öngörülerin de önümüzdeki yıllarda gerçekleşmesi şaşırtıcı olmayacak.