Göz Ardı Edilen Hastalık: Pediatrik Kronik Ağrı
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Ağrı, karmaşık olduğu kadar kişisel de bir deneyim olduğu için hastanın ihtiyaçlarını karşılayabilmek için büyük bir özen ve iletişim gerekir. Fakat, kronik ağrısı olan çocuklar (pediatrik kronik ağrı), kendilerini ifade etmek için ağlamaktan başka bir yol bilmediklerinden dolayı iletişim bir hayli zordur. Bu yüzden, 20. yüzyıl boyunca pediatrik kronik ağrı modern tıp ve psikoloji tarafından göz ardı edilmiştir.
Öyle ki; doktorlar 1950’lerin ortalarına kadar çocukların yetişkinlere kıyasla ağrılara karşı daha az hassas olduklarını düşündüler fakat bu dayanaksız inanışın ölümcül sonuçları vardı. Birçok hastanede iki yaşında veya daha küçük bebeklerdeki cerrahi müdahalelerde ya çok az anestezi kullanıldı ya da hiç kullanılmadı.
“İfade edemeseler de, çocuklar ve bebekler acıyı yetişkinler gibi hissederler.”
Pediatrik kronik ağrı ölçümünde kullanılan araçlar
Günümüzde tıp ve psikoloji, çocuklardaki kronik ağrının yetişkinlerdeki kronik ağrıdan bir farkı olmadığını savunur. Bu yüzden tedavi şekilleri aynıdır ve pediatrik kronik ağrı herhangi bir fizyolojik belirtisi olmadan 6 ay veya daha uzun sürebilir.
Aslında problem, geçmişte çocuklarda kronik ağrı teşhisi koyabilmek için herhangi bir protokol ya da araç bulunmamasından kaynaklanır. Bunun sebebi de geliştirilen araçların genellikle yetişkinler için tasarlanmış, çocuklara sonradan uyarlanmış olmasıdır. Fakat neyse ki bu durum klinik psikolojinin katkılarıyla değişmeye başlamıştır.
Yansıtmalı ve tanı koyma tekniklerinden duygusal ifadelere kadar, günümüzde pediatrik kronik ağrı daha çok benimsenir, üzerinde çalışılır ve tedavi oranları daha yüksektir. Ağrı, artık çocukların basit bir şikayeti ya da ailesinin dikkatini çekme eğilimi olarak değerlendirilmez ve doktorlar gerekli önemi verirler.
“Çocukların, kronik ağrılarını tanımaları, ifade ve kontrol etmelerinde çizimler, yüz ifadeleri veya renkler, yetişkinlerin ağrıyı ifade terminolojilerinden daha yararlı ve yaygın yöntemlerdir.”
Henüz ağrılarını çizimler ve kelimelerle ifade etmelerini sağlayacak kadar sözel ve bilişsel gelişimini tamamlamamış, 3 veya 4 yaşından küçük bebeklerin ve çocuklar için en güvenilir tanı yöntemi davranışsal ve psikolojik değişimleridir. Daha büyük çocuklar ve ergenlerin ağrılarını ölçerken kullanılan diğer teknikler aşağıdaki gibidir:
- Ağrı ölçeği: Genelde 0’dan 10’a kadar derecelendirilir ve 0, “ağrı yok”, 10 ise “en şiddetli ağrı” anlamına gelir ve çocuk ağrısının şiddetini ölçeğin ilgili bölümünü boyayarak gösterir.
- Eland Renk Ölçeği (ECT): “ağrı yok” ile başlayarak “en şiddetli ağrı”yı ifade eden 8 renk içerisinden çocuk, kendisine uygun olanını seçer.
- Yüz Ağrı Skalası: 5 yaşından büyük çocuklarda kullanılır ve 9 tane yüz ifadesinden oluşur. Bunlardan 4 tanesi çeşitli şiddetlerde pozitif, diğer 4’ü negatif, biri ise nötr bir ifadeye sahiptir. Çocuk, ağrısına göre bu yüzlerden birini seçer.
- Pediatrik Ağrı Anketi: Daha büyük veya ergenlik çağındaki çocuklarda kullanılır ve ağrıları ile doğrudan alakalı 8 soru sorulur.
- Ağrı Günlüğü: 0’ın “ağrı yok”, 5’in ise “en şiddetli ağrı” anlamına geldiği, ağrı şiddetinin anlık olarak kayda alındığı yöntemi doktorlar, ameliyat sonrası süreçte günde 2 defa olmak üzere değerlendirirler.
Pediatrik kronik ağrı için psikolojik tedavi
Pediatrik kronik ağrı için tedavisi tartışılırken dikkat çeken bir gerçekle karşılaşıyoruz; ağrı tedavisinde kullanılan birçok ilaç çocukların kullanımına uygun değildir ve bu yüzden farklı disiplin içeren özel tedavilere yönelinir.
Bu bağlamda klinik psikolojide, 7 veya daha büyük yaştaki çocuklarda etkili ve verimli tedavi yöntemleri vardır. Bu yöntemlerde küçük çocukların kronik ağrı tedavilerinde de oldukça umut vadeden bulgular elde edilmiştir. Tedavi genel olarak ağrının türüne ve analizine bağlı olur ve sıklıkla kullanılan teknikler aşağıdaki gibidir:
- Biyolojik geribildirim eğitimi: Çoğunlukla çeşitli baş ağrılarında kullanılır. Tansiyonun fizyolojik göstergelerinin ve aynı zamanda ölçülen parametrelerin derecelerinin kontrolünü kapsar.
- Rahatlama teknikleri: Derin nefes alma ve kas istirahatidir. Ağrıya yol açan etkenleri azalttığından dolayı çocuklarda oldukça etkili bir yöntemdir.
- Farkındalık: Kısıtlı sayıdaki araştırmalar, ağrı nöbetlerindeki ağrı şiddeti ve sıklığı gibi değişkenlerde istatistiksel olarak önemli gelişmeler göstermiştir.
- Hipnoz: Fizyolojik tepkileri, dikkat yönetimini ve ağrı algısıyla alakalı bilişsel yönelimleri ölçmeyi hedefleyen psikoterapik bir yöntemdir.
- Görselleştirme: Zihinsel görüntüler veya içsel temsiller kullanarak ağrıyı düzenler bu yüzden de ağrıyı kesici bir etkisi vardır.
- Dikkat dağıtma: Acı veren bir uyarıcıya konsantre olmanın ağrı hissini azalttığı, bunun aksi durumda da geçerli olduğu kanıtlanmıştır.
- Olumsallık kontrolü: Kısaca bu yöntem kişinin işlevsel incelemesini yaparak çevresinin, uyarlanmış davranışlarına göre yeniden düzenlenmesini ve ağrı hissedilen anlarla orantılı olarak istikrarsız davranışlardan kaçınmayı kapsar.
Bütün bu ilerlemelere, etkili ve verimli tedavilere karşın pediatrik kronik ağrı için psikolojik tedaviler konusunda daha katedilecek daha çok yol vardır. Bu yüzden birçok disiplini içinde barındıran ve pediatrik kronik ağrıyla savaşmayı merkezine almış birçok çalışma daha vardır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.