Erikson’un İnsan Yaşamının Evreleri Teorisi
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Gelişim psikolojisinin sembolik kapasitenin özellikleri ve ebeveynlik modelleri gibi kendine has bazı özel konuları kapsadığından daha önce bahsetmiştik. Fakat gelişimi evrensel bir bakış açısı ile incelemek işimize yarayabilecek bilgiler sunar. Bir insanın doğumdan ölüme kadar olan tüm yaşam evrelerini bilmek hayatını anlamamızı sağlar. İşte Erikson’un İnsan Yaşamının Evreleri Teorisi bu noktada devreye girer.
Erikson bu teorisi sayesinde yaşam döngüsü araştırmalarının öncülerinden biri olmuştur. Çalışma çok kapsamlıdır ve Erikson’un İnsan Yaşamının Evreleri Teorisi en çok kabul görmüş modellerinden biridir. Kişinin özelliklerinde yaşamı boyunca bir değişim ya da bir evrim olarak kabul edilebilecek 8 evre ortaya atmıştır. Bu makalede teorinin her bir evresine değineceğiz.
Erikson İnsan Yaşamının Evreleri Teorisi ile kişinin özelliklerinde yaşamı boyunca bir değişim ya da bir evrim olarak kabul edilebilecek 8 evre ortaya atmıştır.
Erikson’a göre insan yaşamının evreleri
Erikson tarafından ortaya atılan evrelerin her birinin ortak özelliği çift yönlü olmalarıdır. Her evre biri negatif biri pozitif olmak üzere çift yönden oluşmuştur. Birey kendi kişiliğini istenilen yönde geliştirebilmek için bu yönlerle yüzleşmek zorundadır. Her bir evre kişinin yaşam döngüsünü geliştirebilmek için aşması gereken bir krizdir.
Temel Güvene Karşı Güvensizlik
Yaşam döngüsünün ilk evresidir ve 0-1 yaş arası öğrenilir. Bu evrede bebekte ebeveynlerine karşı bir güven duygusu gelişir. Bu sebeple ebeveynlerin ilgisinde bir tutarlılık söz konusu olduğu sürece çocuk işlerin bir süreliğine kötü gitmesine rağmen düzeleceğine inanır. Bu evreyi aşmak bilinmezliğe rağmen başkalarına güvenmek anlamına gelir.
Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç
Bu yaşam döngüsünün ikinci evresidir ve 2-3 yaş arası gelişir. Bu evrede çocuk bağımsızlığına doğru adım atmaya zorlanır. Yemek yemeyi, giyinmeyi ve bağımsız bir şekilde ailesine karşı gelmeyi öğrenir. Fakat bağımsızlık isteğini ailesinin öğrettiği ve temsil ettiği sosyal normlar ile bağdaştırmalıdır.
Bağımsızlığı öğrenmek çocuğun bir şeyleri kendi başına yapıp yapamayacağını sorgulatır. Fakat asıl başarıyla sonuçlanacak olan bu belirsizliği çocuğu toplum kurallarının oluşturduğu sınırlar içerisinde büyümeye motive edici bir meydan okuma haline getirmektir.
Girişimciliğe Karşı Suçluluk
Bu 3-6 yaş arası gelişen yaşam döngüsünün üçüncü evresidir. Çocuk kişisel amaçlarına ulaşabilmek için girişimde bulunur. Fakat birçok durumda başkalarının istekleri ile karşı karşıya kalacağı için bunu başarmakta zorlanacaktır. Amaçlarının üzerine gitmeyi ve bir hedef koyma bilincini öğrenmeleri gerekmektedir.
Başarıya Karşı Aşağılık
Bu evre 7-12 yaşları arası görülür ve yaşam döngüsünün dördüncü evresidir. Çocuk kendini akranları ile kıyaslarken nasıl davranması gerektiğini öğrenir. Sınıf arkadaşları ile oynaması ya da beraber çalışması gerekmektedir.
Toplum bize bireyin anlaması ve rekabette dahil olup başarılı olması için bazı sosyal ve kültürel yöntemler sunar. Bu bilinç gelişmezse diğer kişilere kıyasla başarısızlık hissedilebilir.
Kimlik Kazanımına Karşı Rol Karmaşası
Bu ergenlik çağında yüzleşilen beşinci evredir. Yeni sosyal isteklerle birlikte birtakım fiziksel değişiklikler görülür. Bu onların toplumdaki yerleri ve kişilikleri hakkında kafa karışıklığı yaşamalarına sebep olur.
Bu sebeple kişi kimliğini oluşturabilmek için kendini ideolojik, profesyonel ve kişisel düşüncelere adamalıdır. Erikson’un çalışmasından yola çıkarak James Marcia ergenlikte kişilik ile alakalı kendi teorisini geliştirmiştir.
Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık
Gençlik yıllarında ya da erken yetişkinlik döneminde görülen altıncı evredir. Bir kişi başkalarıyla bağlantı kurabilmek için kendini geliştirmelidir. Kendi kişiliğini korurken başka kişilikler ile birleşebilmek için onlarla arasında ortak bir bağlantı bulmalıdır. Bu evreyi aşmak sosyal olarak izole olmak yerine farklı şekillerde ilişki kurabilme becerisine sahip olunduğunu gösterir.
Üretkenliğe Karşı Durağanlık
Yaşamın altıncı ve sondan bir önceki evresi yetişkinliğin ortalarını kapsar. Birey kişilik ve yakınlıktan öte üretken bir hayat sürebilmek için başkalarıyla, iş hayatıyla ve çocuklarıyla yakın ilişkiler kurmalıdır. Bireyin üretken bir hayat sürme isteği onu durağanlıktan uzak tutarak amaçları doğrultusunda ilerlemesine yardımcı olur.
Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk
İnsan yaşamının geç yaşta gelişen son evresidir. Kişi hayatından tatmin olabilmek için geriye dönüp bakmalı ve verdiği kararlardan pişman olmamalıdır. Bu sebeple, amaçların ve verilen kararların pozitif değerlendirilmesi benlik bütünlüğü oluşturarak tamamlanmış ve anlamlı bir benlik saygısı oluşturur. Diğer taraftan kişinin hayatı hakkında olumsuz düşünmesi umutsuzluk ve güçsüzlük hislerini uyandırır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Erikson, Erik. (1968, 1974). Identidad, Juventud y Crisis. Buenos Aires: Editorial Paidós.
- Erikson, Erik. (2000). El ciclo vital completado. Barcelona: Ediciones Paidós Ibérica.
- McLoad, S. (2013, 20 de septiembre). Erik Erikson | Etapas psicosociales | Simplemente psicología. Simplemente psicología . https://doi.org/10.1080/19476337.2014.992967
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.