Depresyonun Semptomları
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Depresyonun semptomları kişiye özgü olduğu için çok çeşitlidir. Ancak hepsinin ortak noktasında tek bir karanlık gerçek var: kronik karamsarlık ve hayatı idame ettirememek. Bu tamamen felç edici bir hastalık. Üstelik yaşınıza, cinsiyetinize ya da sosyal pozisyonunuza da bakmaz. Bu bakımdan hala gizemini koruyan bir hastalık.
Acınızı sözlerle dile getirmenin iyileşme sürecinin ilk adımı olduğunu söylerler. Nerenizin acıdığını söylemek yaranızı göstermek demektir. Bu da bir travmanın ya da belirli semptomları olan içsel bir problemin varlığına işaret eder. Ancak konu depresyon olduğu zaman acınızı göstermek o kadar da kolay olmaz. Depresyonda olan insanlar tam olarak neden acı çektiklerini açıklamakta güçlük çeker.
“Depresyon umudunuzu alır götürür ve umut olmadan hayat olmaz.”
– Luis Rojas Marcos
Neden mi? Distimi, mevsimsel bir bozukluk, ağır depresyon, hatta bipolar bozukluk söz konusu olduğunda insanlar “her yerinin” acıdığını söyler. Bedenleri, düşünceleri ve hayatları tümüyle onlara ağır gelir. Her şey çok kötüdür ve her şey onları yıpratır. Böyle bir sorunlar karmaşasının içindeyken neyin ters gittiğini açıkça anlatmak imkansız gelir.
Belki bu yüzden de bu kadar çok yanlış teşhis koyuluyor. Temel sağlık doktorları genellikle altında yatan sebebin depresyon olabileceğini düşünmeden sadece belirli rahatsızlıkları tedavi eder. İnsanların özellikle de erkeklerin yardım isteme konusunda çekimser olduğunu da çok sık görürüz. Kayıtsızlığa sığınarak bunun sadece stres olduğunu söylerler. Zor bir dönemden geçiyorlardır, hepsi bu.
Depresyon erken tespit edildiğinde daha etkili bir tedavi de mümkün olur. Bu yüzden kendiniz ya da yakınınızdaki biri için depresyonun semptomlarını bilmek çok önemlidir.
Bilmeniz gereken depresyon semptomları
Depresyon kendisini birçok farklı şekilde gösterir. Birçok depresif bozukluk vardır ve bunlar tespit edilmesi gereken başka psikolojik faktörlerle de ilgili olabilir. Herkes bu hastalığı kendince yaşar. Bu da tedavinin kişiye özel uygulanması gerektiği anlamına gelir.
Burada bedeninizin her kısmını ele geçiren bir rahatsızlıktan bahsediyoruz. Bağışıklık sistemini, sindirim sistemini, uyku döngüsünü, metabolizmayı, bilişsel işlevleri ve daha bir çok yönden sağlığınızı etkiler.
Psikiyatrlar bu kişisel durumun, yani rahatsızlığın, bir zayıflık belirtisi olmadığını da hatırlatıyor. Depresyon bir seçim ya da insanın elinde olan bir şey değildir. Biraz dinlenmeyle iyileşebilecek kırık bir kemiğe benzemez. Depresyon, biraz sonra bahsedeceğimiz bazı semptomlarla kendini gösteren oldukça komplike ve çetrefilli bir durumdur.
Davranışsal semptomlar
Depresyonun en yaygın rastlanan semptomları davranışsaldır. Haydi bunların detayına inelim.
- Daha önce yapmaktan hoşlandığınız ve sizi motive eden aktiviteler artık ilginizi çekmez.
- İş ile ilgili sorumluluklarla başa çıkmakta zorlanmak.
- Daha önce çabucak yaptığınız şeyleri yapmanız artık daha uzun sürer. Bunlar hakkında düşünmek bile sizi yorabilir.
- Sosyalleşmeye ilginin olmaması.
- Aktivite azalması ya da hiperaktivite. Bu kısım önemli: depresyonu genellikle enerji eksikliği ve düşük aktivite ile ilişkilendiririz. Ancak bunun tam tersi de depresyonun semptomu olabilir. Bu insanlar düşünmemek için devamlı kendilerini meşgul tutmaya çalışır.
Duygusal semptomlar
- Keyifsizlik.
- Devamlı bir yılgınlık hissi.
- Öz güven eksikliği.
- Karanlık düşünceler ve geleceğe karşı umutsuz bir bakış açısı.
- Bazı düşünceleri takıntı haline getirmek: hiç gitmeyen düşünceler. Her şeyi gereğinden fazla analiz etmek ve saplantı haline getirmek.
- Hayal kırıklığı hissi.
- Kimse beni anlamıyor hissi.
- Bitmeyen üzüntü.
- Devamlı bir şeylerden rahatsız olmak ve öfke.
Bilişsel semptomlar
- Konsantre olmakta zorlanmak.
- Hafıza kaybı.
- Zihin bulanıklaşması (gerçeklikten kopma hissi).
- Değişken düşünceler.
Fiziksel semptomlar
Depresyonun en fazla problem yarattığı kısım ise fiziksel semptomlar. Bunlar da kişinin doktora gitmesiyle sonuçlanır. İşte bu durumda da doktorun semptomların ötesini görebilmesi gerekir. Eğer bunu başarırsa sağlık problemlerinin altında depresyonun yattığını anlayabilir.
- Baş ağrısı.
- Kas ağrısı ve kramplar.
- Bağırsak problemleri.
- Kilo vermek ya da almak.
- Saç dökülmesi.
- Uyuyamamak.
- Yorgunluk.
- Cilt problemleri.
- Zayıf bağışıklık sistemi.
İntihar düşüncesi
Depresyonun en fazla dikkat edilmesi gereken semptomu intihar düşüncesidir. Bu düşünceler ilk başta rastgele ara sıra gelip gider. Ancak bazen kurtulması zor hale gelir ve gerçek bir intihar teşebbüsüyle sonuçlanabilir. Bu yüzden bu çeşit bir içsel diyaloğun olup olmadığına bakmak çok önemlidir.
- “Bir anda ortadan yok olsam ne olacak ki.”
- “Umarım uyuduğumda bir daha hiç uyanmam.”
- “Herkesin hayatı bensiz daha iyi olacak.”
- “Yokluğumu kimse fark etmeyecek.”
Çocuklarda, ergenlik çağındaki gençlerde ve yaşlılarda depresyonun semptomları
Depresyonun semptomlarının çok fazla değişken olduğunu belirtmek için şimdi iyi bir zaman. Kişinin yaşının da bunda rolü var.
Çocuklarda depresyon
- Oyun oynamaya karşı ilgisini kaybetme.
- Kabuslar ve uyku problemleri.
- İştahsızlık.
- Okula gitmekte direnme.
- Çekingen ve tedirgin psikomotor aktivite.
- Negatif ya da agresif şeyler hakkında resimler çizme.
- Kendine zarar vermeye yönelik davranışlar.
Ergenlik çağındaki gençlerde depresyon
- Asabiyet.
- Ruh hali değişimleri.
- Düşük öz saygı.
- Yalnız kalma ihtiyacı.
- Kendine zarar verme.
- Yorgunluk.
- Sürekli hasta olmak: ateşlenmek, soğuk algınlığı, mide bulantısı, kusma…
- Okul performansının düşmesi.
- İzolasyon ve sosyalleşmeyi reddetme.
Yaşlılarda depresyon
- Keyifsizlik.
- İştahsızlık.
- Uyuşukluk ve yorgunluk.
- Sindirim problemleri.
- Sersemlik.
- Hafıza kaybı.
Gördüğünüz gibi depresyonun semptomları değişkenlik gösterse de bazıları oldukça yaygın görülür. Bu süreç bir karamsarlık ve enerjisizlik döngüsüdür. Ancak unutmamanız gereken bir şey daha var. Eğer depresonun size yaşattıklarını ve sizden alıp götürdüklerini çok fazla kafanıza takarsanız kontrolüzü daha çok kaybettiğinizi hissedersiniz.
Bakış açınızı değiştirmeli ve önünüze bakmaya çalışmalısınız. Bu hastalıkla karanlığın içinde nereye gittiğinizi bilmeden dolaşıyormuşsunuz gibi hissetseniz de, bunun tedavi edilebilen bir şey olduğunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmamalısınız. Kontrolü ele geçirebilirsiniz, depresyonun elindeki gücü de alabilirsiniz ve her şeyi geride bırakabilirsiniz. Tek yapmanız gereken bir adım atmak ve en cesur olanı da: yardım istemek ve kendinize söz vermek.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.