Coco Chanel: Bir Zarafet Sembolünün Biyografisi

Coco Chanel, moda dünyasında bir efsane ve zarafetin bir simgesidir. Aslında, birçok kişi onu 20. yüzyılın en önemli moda tasarımcısı olarak görüyor. Kadın modasını sonsuza dek değiştirdi, çünkü kadınların da erkek kıyafetleri giyebileceği fikrini ortaya atan ilk kişi o oldu.

Coco Chanel ayrıca gösterişli gereçlere dayalı modayı sonsuza dek yasakladı. Bunun yerine zarafete odaklandı. Aslında, şirketinin bu güne kadar koruduğu sadelik ve rahatlığı seçti. Ayrıca, asıl amacı bu olmasa da, yıllardır feminizme en çok katkıda bulunan figürlerden biri olmaya devam ediyor.

“Çocukluğum boyunca sadece sevilmeyi arzuladım. Her gün kendi hayatımı nasıl alacağımı düşündüm, derinlerde zaten ölmüştüm. Sadece gururum beni kurtardı.”

– Coco Chanel

Coco Chanel’in hayatı son derece tartışmalıydı. Başarılı insanlarda sıklıkla olduğu gibi, çocukluğundan başlayarak birçok acı verici deneyim yaşadı. Ancak harika bir yaratıcı, iş kadını ve moda lideri oldu. Ayrıca birkaç skandala da karıştı.

Coco Chanel’in ilk yılları

Coco Chanel, 19 Ağustos 1883’te Fransa’nın Saumur kentinde doğdu. Gerçek adı, yerel rahibeler tarafından kendisine verilen Gabrielle’di. Oldukça fakir olan bir sokak satıcısı ve bir çamaşırcının kızıydı. Beş kardeşi vardı: Julia (daha bebekken öldü), Alphonse, Antoinette, Lucien ve Augustin.

Hepsi berbat koşullarda büyüdü. Annesi astım hastasıydı ama çok az tıbbi müdahale gördü. Aslında, Coco 11 yaşındayken bronşitten öldü. Coco ve kız kardeşi daha sonra rahibeler tarafından işletilen bir yardım evine gittiler. Orada aşırı disipline tabi tutuldular. Bununla birlikte, nakış işlemeyi, dikmeyi ve ütülemeyi de öğrendiler.

Coco 18 yaşındayken Moulins’de başka bir yatılı okula gitti. Orada, kendisinden sadece iki yaş büyük olan halası Adrianne ile tanıştı. İkisi ölene kadar ayrılmaz bir ikili oldular. Coco için üzgün ve sefil geçmişi sürekli bir utanç kaynağıydı. Aslında, bunu gizlemek için sık sık hikayeler uydururdu.

Çıraklıktan öğretmenliğe

Coco, teyzesi Adrianne ile birlikte Moulins’te terzi yardımcısı olarak çalışmaya başladı. Orada dikiş becerilerini geliştirdiler ve şapka yapmayı öğrendiler. Coco şarkı söylemeyi de severdi. Aslında, bir şarkı sözleşmesi yaptı ve sık sık “Trocadero’da Coco’yu kim gördü?” şarkısını söyledi. Daha sonra ünlü olacağı takma adını buradan aldı.

Dikkat çekici bir başarı ile şapka tasarlamaya ve daha sonra satmaya başladı. Bu sıralarda Etienne Balsan ile tanıştı ve onun sevgilisi oldu. Balsan’ın zenginliği, lüks ve savurganlığı keşfetmesine izin verdi. Etienne onu at yarışlarına davet etmeye başladı ve o zaman rahat hissetmek için bir terziden pantolon sipariş etmeye karar verdi.

Coco ve Etienne birlikte Paris’e gittiler. Orada Arthur Capel ile tanıştı. Onun ve Etienne’in yardımıyla ilk resmi şapka işini kurdu. 1910’da Capel sayesinde Paris’te ilk Chanel Evini kurdu. Sonunda, uzun zamandır aşık olduğu Capel ile yaşamaya başladı.

Coco Chanel: Tartışılmaz bir başarı

O zamandan beri Coco Chanel son derece başarılı oldu. Şöhreti artmaya başladı ve her zaman bir meydan okumanın üstesinden gelme yeteneğine sahip olduğundan, kendi tarzını pekiştirmeye başladı. Aslında Coco Chanel’in sadeliği, rahatlığı ve zarafeti onun ayırt edici özellikleriydi. Bir noktada bir bebek bekliyordu, ama ne yazık ki onu ve onunla birlikte anne olma olasılığını kaybetti.

Sekiz yıl sonra, Arthur Capel onu soylu bir kadınla evlenmek için terk etti. Yine de bir süre sonra karısını terk ederek Coco’ya geri döndü. Chanel, daha sonra kız kardeşi için bir gelinlik tasarladı. Ancak kız kardeşi evliliğinde mutsuzdu ve intihar etti. O zamandan beri Chanel Evi asla gelinlik tasarlamadı.

1919’da büyük aşkı Capel bir trafik kazasında öldü. Coco Chanel için o günler karanlık günlerdi ama daha sonra işine geri döndü. Giysilere kattığı tavşan kürkü büyük bir başarı oldu. Kısa bir süre sonra Igor Stravinski ile tanıştı ve ikisi delice aşık oldu.

Coco Chanel: Beklenmedik bir son

Igor Stravinsky ile ilişkisi uzun sürmesine rağmen Stravinsky evliydi. Coco daha sonra Rusya’dan kovulan bir asilzade olan Duke Dmitri ile tanıştı. Kötü şöhretli Rasputin’in suikastçılarından biriydi. İkisi bir ilişkiye başladı ve Romanov hanedanının kurtarmayı başardığı incilerini ona verdi. Bu hediyeyle Coco bir akım başlattı.

Daha sonra diz boyu etek modasını tanıttı. O zamana kadar kadınlar sadece uzun etek giyerlerdi. 1921’de ünlü Chanel No. 5 parfümünü piyasaya sürdü. 80 ayrı malzeme içeren bu parfüm bir klasik haline geldi. Ayrıca “küçük siyah elbise” modasını başlattı. Daha önce siyah sadece yas için giyilirdi.

Daha sonra, MGM’nin Hollywood’daki resmi tasarımcısı olarak atandı. 1934’te Paul Iribe ile nişanlandı, ancak Iribe kısa bir süre sonra kalp krizinden öldü. Daha sonra bir Alman diplomatla ilişkisi oldu. 80’li yaşlarına kadar moda dünyasında başarı elde etmeye devam etti. Ancak bir gün hizmetçisine seslendi: “Görüyorsun işte, böyle ölünüyor.” Bu sözlerle hayata gözlerini yumdu.