Başınızı Dik Tutun ve Gücünüzü Geri Kazanın

Gücünüzü geri alın. Boynunuzun bükük kalmasına izin vermeyin. Sevmediğiniz, istemediğiniz veya sizi kızdıran bir şeye izin vermeyin. Sesinizi çıkarabilirsiniz, hayatı korku penceresinden görmeyi reddeden bir çift gözünüz ve daha fazla yer kaplamak isteyen bir varlığınız var. Yani yapmanız gereken sadece şu: ayağa kalkın. Yükselmenin santimlerle alakası yoktur; yükselmek gerçekten cesaret, saygı ve kararlılık ile ilgilidir.

Montesquieu şöyle demiştir; bir kimsenin gücünü kötüye kullanmasını engellemek için, başka bir gücün devreye girmesi gerekir. Birbirini dengede tutan ve kontrol eden bir güç oyununun parçalarıymış gibi.

Bu güç oyunu sanki, iki tarafın birbirine meydan okuması ve birbirinin hareket etmesi izin vermemesi gibidir. İçinde bulunduğumuz dünya maalesef ki barışçıl bir dünya değil. Her zaman için hiyerarşiyi ve onunla birlikte gelen ayrımcılığı seven bir toplumda yaşıyoruz.

“Kadınların erkekler üzerinde güç sahibi olmalarını değil; kendileri üzerinde güç sahibi olmalarını istiyorum.”

– Mary Wollstonecraft

Bu gerçekten de doğrudur. Psikolojik bir bakış açısından “güç” kelimesine bakacak olursanız, aynı terimleri kullanarak yapılmış sonsuz çalışma bulacaksınız. Bu çalışmalarda her zaman ortaya çıkan terimler: otorite, sınır, baskı, korku ve bağımsızlıktır.

Gücü nasıl geri kazanırsınız?

Yakın zaman içinde, bu kavram bazı ilginç ve ilham verici değişikliklere uğramıştır. Günümüzde psikoloji bize “kişisel güç” adı verilen bir olgudan bahsediyor. Güç, farklılık ya da bir diğerini zorlayan bir grup oyunu yerine, tamamen yeni bir şeyimiz var.

Gücünüzü nasıl geri kazanacağınız hakkında konuşuyoruz. Bu aynı zamanda daha eşit bir toplum yaratırken, hedeflerinize ulaşmak için kendinizi güçlendirmek anlamına da gelir. Ancak bunu yapmak için önce, gücünüzü, özgüveninizi ve potansiyelinizi geri kazanmak zorundasınız. Kendinizi koşulsuz olarak sevmeniz ve nihayetinde korkuyu bir kenara bırakmanız ve kendi yeteneklerinize inanmanız gerekir.

Gücünüzü kazanın ve “hayır” demeyi öğrenin

Şimdi, güce yeni bir anlam vermiş olduğunuzu dünyaya duyurma zamanıdır. Onu, neyi hak ettiğinize, kendiniz için neler yapabileceğinize ve daha önemlisi, kendi dünyanız için neler yapabileceğinize karşı bir uyanış ve bir farkındalık olarak görmelisiniz. Örneğin, antropolog William Ury’nin bu konuyla ilgili çok ilginç bir kitabı vardır, adı da“Olumlu Hayır’ın Gücü”. Bu kitabı okuyun ve neler hissedeceğinizi keşfedin.

Kitabın içinde güç tanımlamasında net farklar yaratan birçok içerik vardır. Bir insanın sosyal, ekonomik veya cinsiyete dayalı farklılıklar nedeniyle diğer insanları etkilediği ve bastırdığı kısımlar bulunmaktadır.

Etki ve korku

Bütün bu durumların ortak bir yanı vardır. Bu etki piramidinin tepesindeki kişi, her zaman istediğini elde etmeye alışmıştır. Başka bir şekilde söylemek gerekirse, hayat ve çevrelerindeki insanlar bu kişilere ve onların hedeflerine bir şekilde hep “evet” demiştir.

William Ury, bu tür insanların etkilerini korku yoluyla kullandıklarını söylüyor. Yani eğer gücünüzü geri kazanmak istiyorsanız, yapmanız gereken tek şey, gerçekten istediğinizi hissettiğinizde veya gerekli olduğunu düşündüğünüzde, “hayır” demek için yeterince cesur olabilmek. Bu, gerçekten çok açık bir çözümdür. İstediklerini elde etmek için net bir yolun var olmasına alışmış olan bu insanlara bazı sınırlar koymanız gerekir.

Ancak, düşünülmesi gereken başka bir husus daha var. Sadece “hayır” demek yeterli olmayabilir. Bir cesur ses bu adımı tek başına atmaya karar verdiğinde hiçbir şey değişmeyebilir. Büyük hareketler, pek çok “hayır” ın birleşmesiyle ve seslerini hep birlikte yükseltmesi sonucu meydana gelir.

Bunu şu an #metoo hareketi ile görüyoruz. Bir çok kadın bir noktada cesur bir adım attı, ama başta kimse onları dinlemek istemedi ve onlara inanmadı. Şimdi ise tüm dünya onları dinliyor, ve bu kadınlar korkuları bir kenara koydular. İyi olmayan bir gücün kötüye kullanılmasına görünürlük kazandırmak için güçlerini birleştirdiler.

Güç sizin içinizde, uyanın

Erkek ya da kadın olduğunuz, kaç yaşında olduğunuz ya da hangi durumda olduğunuz önemli değildir. İçinizde bu güce sahipsiniz ve onu kullanırsanız daha iyi durumda olacaksınız. Bu içinizdeki dürtü size dünyadaki yerinizi bulma kabiliyetini vermelidir: Olmak istediğiniz kişiyi, başka birini değil.

Bu güç, parlak ve yaratıcı olmalıdır. Karanlık zamanlarda yolunuzu aydınlatacak bir alev gibi olmalıdır. Ayrıca diğer insanları da rahatlatacak ve yol gösterecek kadar güçlü olmalıdır.

Gücünüzü geri kazanmak istiyorsanız takip etmeniz gereken adımlar

Gücünüzü geri kazanmak istiyorsanız, üzerinde çalışmanız gereken bazı şeyler olacaktır:

• Kimliğinizi keşfedin. Değerlerinizi tanımlayın. Sizi neyin tanımladığını ve neleri kabul etmediğinizi öğrenin.
• Yeteneklerinizi ve potansiyelinizi keşfedin. Sizi sınırlayan şeylerin neler olduğunu da öğrenin.
• Toplumdaki konumunuza, şu anda etrafınızda neler olup bittiğine ve günlük hayatınızın farklı alanlarında sahip olduğunuz rollere dikkat edin. İnsanların sizden ne beklediğini ve neyi sıraya koymanızı istediklerini hissedebiliyor musunuz?
• Hayatınızın hoşunuza gitmeyen kısımlarını yeniden şekillendirin. Bunu korkusuzca, önyargıyı geride bırakarak ve eleştirel sesleri görmezden gelerek yapın.

Son olarak, her gün kişisel gelişiminiz üzerinde çalışmaya zaman ve enerji ayırmak zorundasınız. Özsaygınızı, atılganlığınızı ve özgüveninizi geliştirmeye çalışın… Gücünüz, hak ettiğiniz o güven duygusunu ve farkındalığınızı besleyecektir.

Ancak o zaman boynunuzu bükmeyi reddeceksiniz. Ancak o zaman, bu saygı ve eşitlik hareketinin bir parçası olacaksınız ve herkes için daha fazla hoşgörünün var olduğu bir dünya inşa edebileceksiniz.