Şizoafektif bozukluk: Tarihçe, Semptomlar ve Tedavi
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Şizoafektif bozukluğun ana özelliği, şizofreni semptomlarının yanı sıra duygudurum bozukluğu (örneğin, işitsel halüsinasyonlar, düzensiz dil kullanımı ve majör depresyon dönemleri) semptomları da bulunmasıdır. Fakat bu bozukluğun tanı rehberleri zaman içerisinde değişti. Çoğu zaman bu değişimler, şizofreni ve duygudurum bozuklukları tanı rehberleri değiştiği için gerçekleşir.
Fakat rehber, tüm bu değişimlere rağmen, doktorları bunu sadece bir şizofreni veya duygudurum bozukluğu olarak görürse yanlış tedavi alması muhtemel olan hastalar için en iyi teşhis aracıdır.
Şizoafektif bozukluğun tarihçesi
1913’te George H. Kirby ve 1921’de August Hoch şizofreni ve affektif (veya duygudurum) bozukluklarının karma semptomlarına sahip hastalar tanımlamıştır. Hastaların hiçbiri “erken bunamadaki” gibi kötüye gitmediği için Kirby ve Hoch bu hastaları Emil Kraepelin’in ortaya attığı manik depresif psikoz grubuna yerleştirmiştir.
1933’te Jacob Kasanin, şizofreni ve duygudurum bozukluğu semptomları gösteren bir bozukluk olan “şizoafektif bozukluk” terimini icat etmiştir. Ayrıca bu bozukluğa sahip insanların genellikle ergenlik döneminde aniden semptom göstermeye başladığını da farketmiştir.
Fakat bu insanlar genellikle hayatlarına işlevsel bir biçimde devam edebilir ve çoğunlukla ilk semptomları ortaya çıkmadan hemen önce belirli bir stres faktörü söz konusudur. Ayrıca genellikle ailelerinde de duygudurum bozuklukları bulunmaktadır.
1970 civarında iki şey insanların şizoafektif bozukluklara bakış açısında değişim yarattı. Bunu bir şizofreni tipi olarak görmeyi bırakmalarına ve artık bir duygudurum bozukluğu olarak görmelerine yol açtı. Fikirlerini değiştiren ilk şey lityumun bipolar hastalar üzerindeki etkili olduğu kadar bu bozukluğa sahip insanların bazılarında da etkili olmasıydı.
İkincisi ise ABD ve İngiltere’de gerçekleştirilen ortak bir çalışmanın bu ülkelerde şizofren olarak etiketlenen hastalar arasındaki farklılıkta bir yanlılık olduğunu ortaya koymasıydı. Temel olarak, ABD’deki doktorlar şizofreniyi teşhis ederken psikotik semptomlar olup olmadığına daha fazla önem veriyordu.
Şizoafektif bozukluk teşhisi nasıl koyulur?
Bahsettiğimiz gibi, şizoafektif bozukluk kavramı hem şizofreni hem de duygudurum bozukluklarına dair tanısal özellikler taşır. Bu da, bahsettiğimiz bu iki bozukluğun tanı rehberlerinin gelişiminin şizoafektif bozukluk tanı rehberlerinin gelişimine ayna tuttuğu anlamına gelmektedir.
Bu bozuklukta bir kişinin göstermesi gereken ana semptomlar, majör depresif veya manik depresif (“enerji dolu” olmaları, fazla uyumamaları, büyük planlar yapmaları, fazla para harcamaları vb.) semptomlar ile aynı zamanda şizofreninin aktif aşamalarının semptomları (hezeyanlar, halüsinasyonlar vb.) olmalıdır.
Diğer bir yandan, duygudurum bozukluklarının semptomları psikotik dönemlerinin aktif veya rezidüel aşamalarının büyük bir parçasında ortaya çıkmalıdır. Ayrıca, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı bir şizoafektif bozukluğun bipolar veya depresif olup olmadığına karar vermenizi de sağlar.
Eğer bir hasta, (majör depresif dönemler ile veya onlar olmaksızın) karma manik bir vaka ise bipolar tür olarak sınıflandırılır. Fakat diğer durumlarda hasta şizoafektif bozukluğun depresif tipine sahip birisi olarak sınıflandırılır.
Şizoafektif bozukluk teşhisi için aranan semptomlar
Bunlar, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı IV’e göre bir kişinin bu bozukluğun tanısını alabilmesi için göstermesi gereken semptomlardır:
A. Majör depresif, manik veya karma dönem içeren, istikrarlı bir hastalık. Aynı zamanda şizofreninin Kriter A semptomları göstermesi.
B. Aynı hastalık dönemi içinde, güçlü duygusal semptomlar göstermeksizin, en az iki hafta boyunca kuruntulu düşünceler veya halüsinasyonlara sahip olması.
C. Duygudurum değişimi kriterleriyle uyumlu semptomlar klinik hastalığın aktif ve rezidüel aşamaları söz konusu olduğu sürece, zamanın çoğunluğunda devam ediyorsa.
Şizoafektif bozukluk nasıl ortaya çıkar?
Bu bozukluğun işaretleri ve semptomları şizofreni, manik dönemler ve depresif bozukluklarla aynıdır. Fakat şizofreni veya bir duygudurum bozukluğunun semptomları aynı anda ortaya çıkabilir veya çıkmayabilir.
Farklı şekillerde ilerleyebilir. Dolayısıyla kişinin kendini iyi hissettiği ve sonrasında semptomların kötüleşerek net bir gerilemeye gittiği döngüler olabilir. Birçok doktor ve araştırmacı duygudurumuyla uyumlu olmayan psikotik semptomları merak etmiştir. Bu, psikotik içeriğin (halüsinasyonlar veya hezeyanların) hastanın duygudurumuyla eşleşmemesi anlamına gelir.
Genel olarak, bu tip semptomlar bir duygudurum bozukluğunda ortaya çıktığında kişiye yanlış tanı koyulduğu anlamına gelir. Bu, şizoafektif bozukluğa sahip olan insanlar için de doğru olabilir, fakat hala emin olmak için yeterince bilgiye sahip değiliz.
Şizoafektif bozukluk semptomları
Bahsettiğimiz gibi, bu bozukluğun semptomları depresyon, mani ve şizofreni ile aynıdır.
Depresyon semptomları
- Kilo artışı veya kilo kaybı
- İştah kaybı.
- Uyuşukluk.
- Keyifli faaliyetlere karşı ilgi kaybı.
- Umutsuz veya değersiz hissetme.
- Suçluluk duygusu.
- Çok az veya fazla uyumak.
- Düşünememe veya odaklanamama.
- Ölüm veya intihar düşünceleri.
Mani semptomları
- Uykuya az ihtiyaç duyma.
- Gerginlik.
- Abartılı kendini beğenme.
- Dikkatin kolayca dağılması.
- Sosyal, iş veya seksüel aktivitelerde artış.
- Tehlikeli veya kendine zarar veren davranışlar.
- Hızlı düşünceler.
- Hızlı konuşma.
Şizofreni semptomları
- Halüsinasyonlar.
- Hezeyanlar.
- Düzensiz düşünceler.
- Garip veya alışılmışın dışında davranışlar.
- Yavaş hareket etme veya hiç hareket etmeme.
- Motivasyon eksikliği.
- Konuşma sorunları.
Madde kullanımı şizoafektif bozukluğun ortaya çıkmasında rol oynar mı?
Uyuşturucu kullanımı ve psikotik bozuklukların ortaya çıkışıyla ilgili net bir ilişki olduğunu kanıtlamak zordur. Fakat esrar kullanımıyla bağlantılı kanıtlar bulunmaktadır. Bir kişi ne kadar kenevir kullanırsa psikotik bir bozukluk oluşması ihtimali o kadar artar. Eğer ergenlik döneminde kullanırsa risk faktörleri daha da artacaktır.
2009 yılında Yale Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, kanabinoidlerin yerleşik bir psikotik bozukluğun semptomlarını artırdığı ve yinelemeye sebep olabileceğini ortaya koymuştur. Bu etkiyi yaratan şey ise kenevirin iki bileşeni olan tetrahidrokannabinol (THC) ve kannabinoldür (CBD).
Buna ek olarak şizoafektif bozukluğa sahip insanların aşağı yukarı yarısında aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı bulunmaktadır. Alkol kullanımının psikotik bozukluklara yol açtığına dair kanıt da bulunmaktadır.
Amfetamin ve kokain kullanımı da psikotik dönemlere sebep olabilir. Son olarak, bu bozukluğun sebebi olmasa da, şizoafektif bozukluğa sahip kişilerin ortalama bir kişiye göre daha fazla nikotin kullandığına dair araştırmalar bulunmaktadır.
Şizoafektif bozukluk nası tedavi edilir?
Bu bozukluğu tedavi etmenin başlıca yöntemleri, hospitalizasyon, ilaç tedavisi ve psikososyal müdahalelerdir.
Bu bozuklukların ilaçla tedavisinde öngörülen temel ilkeler, antidepresanlar ve antimanik ilaçların kullanım kurallarıyla aynı kuralların kullanılmasını önermektedir. Antipsikotikler, ancak hasta kısa dönemli bir rahatlamaya ihtiyaç duyuyorsa kullanılmalıdır.
Eğer duygudurumunu kontrol etmek için kullanılan tedaviler semptomların kontrolüne yardımcı olmuyorsa, bu da antipsikotiklerin kullanılması için bir neden olabilir. Bunlara örnek olarak haloperidol ve risperidonu örnek verebiliriz.
Şizoafektif bozukluğun bipolar türüne sahip insanların tedavisinde kullanılanlar lityum, karbamazepin, valproat veya bunların bir karışımıdır. Şizoafektik bozukluğun depresif türüne sahip insanlar ise antidepresan kullanmalı ve elektrokonvulsiv terapi görmelidir. Antidepresan tedavisine cevap verip vermediklerini görebilmek için bu terapi yapılmalıdır.
Gördüğümüz üzere bu karmaşık bir bozukluktur. Bu durum, bozukluğun tanısı ve tedavisi için de geçerlidir. Fakat açıklığa kavuşturmanız gereken en önemli şey bu bozukluğun semptomlarının şizofreni, manik dönemler ve depresif bozukluklarla aynı olduğudur. Onu böylesine karmaşık hale getiren şey de budur.
Kaynakça:
- Harold I. Kaplan, Benjamin J. Sadock. Kaplan and Sadock’s Synopsis of Psychiatry. Williams & Wilkins, Philadelphia. 1998
- Affective and Schizoaffective Disorders. ed Marneros, Andreas and Tsuang, Min T. Springer Science and Business Media, New York. 2012
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.