Sınır Koymayı Öğrenmek: Neden Bu Kadar Önemli?
Yazan ve doğrulayan psikolog Laura Rodríguez
Sınır koymayı öğrenmek, fikirlerinizi ve inançlarınızı ne pahasına olursa olsun savunmanız anlamına gelmez. Benzer biçimde her zaman ‘samimi’ olmamak ise, başkalarının ne düşündüğünü veya hissettiğini hiç umursamıyor olduğunuz anlamına gelmez.
Net olmak gerekirse, sınır koymak aslında insanlara neye ihtiyacınız olduğunu ve ne istediğinizi söylemektir. Ve sizin ihtiyaç ve istekleriniz karşınızdakinden daha farklı olabilir. Yani sınır koyarak neyi istediğinizi ve istemediğinizi göstermiş olursunuz. Ancak bunu yaparken başkalarının ihtiyaçlarını ve arzularını da unutmamalısınız. Mutlaka diğer insanların ne düşündüğünü ve hissettiğini de hesaba katmanız gerekir.
Sınır koyarak sizi koruyan güvenli duvarlar inşa etmiş olursunuz ve diğer insanlar bu duvarlardan geçemez.
Kişisel alan konusunda çalışmalar yapan Edward T. Hall ve Robert Sommer, kişinin yaşam alanının sadece fiziksel bir bölgeden oluşmadığını vurguluyor. Kapladığımız alanda duygusal ve fiziksel anlamda korunmuş hissetmek isteriz. Bu bölgedeyken kimsenin bize yorum veya davranışlarıyla saldırıda bulunmasını istemeyiz.
Ancak bilim insanlarının araştırmalarına göre bu alan günlük hayatta çoğu zaman diğer insanlar tarafından işgal ediliyor. Bu sınırları her zaman koruyamıyoruz ve kişisel alanlarımız işgal ediliyor. Hadi şimdi sizi sınırlayan şeylere daha yakından göz atalım ve sınır koymanın neden bu kadar önemli olduğunu anlamaya çalışalım.
Sizi sınır koymaktan alıkoyan ne?
Sizi sınır koymaktan ve gerektiği zaman hayır demekten alıkoyan şey ne? Reddedilme korkusu muhtemelen burada önemli bir rol oynuyor.
Sizden yardım isteyen partnerinizi ele alalım. Partneriniz sizden yardım istediğinde belki de modunuzda değilsiniz veya doğru olanın bunu yapmak olduğuna inanmıyorsunuz. Peki o zaman istemediğiniz halde neden kendinizi bu yardım çağrısına evet demiş bir halde buluyorsunuz? Çünkü muhtemelen bu yardım çağrısına kulak vermezseniz ilişkinizin zarar göreceğini düşünüyorsunuz. Bu yüzden de istemeseniz bile evet diyorsunuz.
Bazen başkalarının ihtiyaçlarını öncelik haline getirirsiniz ve sizden yardım istendiğinde bu çağrıya cevap vermezseniz suçluluk hissedersiniz. Çoğu zaman diğer insanların sizin hakkınızda kötü düşüneceğine inanırsınız veya yardım etmediğiniz için iyi bir arkadaş olmadığınızı düşünürsünüz. Bu durum da kendinizi bencil biri gibi hissetmenize neden olur.
Aslında bu tür düşünceleri sıklıkla abartırsınız. Açık bir şekilde bilmeniz gerekiyor, kendi isteklerinizi öncelik haline getirmeniz veya başkalarına göre planlarınızı değiştirmemeniz sizi kötü veya bencil bir insan yapmıyor. Elbette bencil bir insan olmamalısınız ve daima diğer insanların ihtiyaçlarını da hesaba katmalısınız. Ancak sürekli olarak başkalarının ihtiyaçlarını öncelik haline getiremezsiniz. Bu bir denge meselesidir, unutmayın.
Muhtemelen her konuda sorumlu hisseden biriyseniz muhtemelen sınır koymakta çok zorlanıyorsunuz. Bu tür bir insansanız, çoğu zaman başkalarının problemlerine de fazlaca dahil olursunuz.
Hayır demek sizin için zor çünkü sizi ilgilendirmese bile başkalarının sorumluluklarını almaya meyillisiniz. Örneğin iş arkadaşınızın kendi başına çözebileceği bir problemi çözmesinde istemsizce yardımcı oluyorsunuz. Sizi hiç ilgilendirmese bile zaman ayırıp bir arkadaşınızın sorunu ile zaman kaybedebiliyorsunuz.
Sınır koymayı öğrenmek neden bu kadar önemli?
Kendinizi tanımanızı sağlar
Sınır koymanın en önemli faydalarından biri kişinin kendini tanımasına yardımcı olmasıdır. Sınır koymak kişinin kendini tanımasını ve ihtiyaçlarını bilmesini gerektirir. Her zaman neye ihtiyacınız olduğunun ve ne istediğinizin bilincinde olmalısınız. Kendinize daima ne istediğinizi sorun, neye ihtiyacınız olduğunu anlamaya çalışın ve sizi en rahat hissettirecek seçeneği bilin.
Sınır koymak aynı zamanda kendinize daha çok saygı duymanızı sağlar ve bunun bir sonucu olarak diğer insanlar da sizin sınırlarınıza saygı duymaya başlar.
Öz saygıya faydası
Sınır koymak çoğu zaman öz saygıda gözle görülür bir gelişmeye neden olur. Buna neden olan şey, ihtiyaçlarınızı artık dikkate almanızdır; bu şekilde kendinize ihtiyaç duyduğunuz alanı da sağlamış olursunuz.
Kendinizle ilgili daha iyi hissederek ve öz saygınızı yükselterek, sizi olduğunuz gibi gören insanları kaybetme korkusu da ortadan kalkmış olacak. İnsanların sizi incitme ihtimalinin yarattığı geçmeyen stres halinden de nihayet kurtulmuş olacaksınız.
Diğer insanlar ne der diye düşünmeden kendi ihtiyaçlarınızı belli etmede özgür hissedeceksiniz. İnsanların beklentileri suçlu hissetmenize neden olmayacak.
Sınır koymayı öğrenmek, canınız istediğinde hayır diyebilmektir. Bunu yaparken başkalarının istek ve ihtiyaçlarına bağlı kalmazsınız.
Sağlıklı ve dengeli ilişkilere sahip olmanızı sağlar
Sınır koymak, başkalarıyla sağlıklı ve dengeli bir şekilde ilişki kurmanızı sağlar. Yani kişinin ilişkiye getirdiklerinde herhangi bir dengesizlik veya eşitsizlik olmadan ilişki kurmanın bir yoludur.
Sınır koyarak başkalarına, sizinle nasıl iletişim kurmaları gerektiğini açık etmiş olacaksınız. Bu da sizi kişisel anlamda tatmin edecek. Bu şekilde sınırların yokluğu nedeniyle ortaya çıkan endişe ve stres artık ilişkilerinizin bir parçası olmayacak.
Hem kendi hem de başkalarının sınırlarına saygı duymaya başladığınızda, zamanla kurduğunuz ilişkiler de daha sağlıklı ve dengeli olacak. İlişkileriniz karşılıklı saygı çerçevesinde gerçekleşecek ve hiçbir taraf alanına girilmiş gibi hissetmeyecek.
Kısacası, sınır koymayı öğrenmek kişisel mutluluğunuzu güçlendirecek. Bu şekilde kendi ihtiyaçlarınızı tanıyabilecek ve kendi seçimlerinizden sorumlu olacaksınız. Bu durumun sonucunda da verdiğiniz kararlarda daha sorumlu hissedeceksiniz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Sommer R. (1959). Studies in personal space. Sociometry [Internet], 22(3): 247-260. Asociación Americana de Sociología. Recuperado el 22 de abril del 2023 en: https://www.jstor.org/stable/2785668
- Da Cunha, M. (2017) El espacio personal en la comunicación [Tesis doctoral]. Pamplona: Universidad de Navarra. Recuperado de: https://dadun.unav.edu/handle/10171/43737
- Mendoza, Y. N., & Peláez, E. M. (2022). Dependencia emocional y violencia en parejas: Revisión sistemática. Universidad César Vallejo. Recuperado de: https://repositorio.ucv.edu.pe/handle/20.500.12692/104231
- Rocha, B. L., Umbarila, J., Meza, M., & Riveros, F. A. (2019). Estilos de apego parental y dependencia emocional en las relaciones románticas de una muestra de jóvenes universitarios en Colombia. Diversitas: perspectivas en psicología, 15(2), 285-299. Recuperado de: http://www.scielo.org.co/scielo.php?script=sci_arttext&pid=S1794-99982019000200009
- Montoya, E. M., Puerta, E., Hernández, D. M., Páez, E., & Sánchez, I. C. (2016). Disponibilidad y efectividad de relaciones significativas: elementos claves para promover resiliencia en jóvenes. Index de Enfermería, 25(1-2), 22-26. Recuperado de: https://scielo.isciii.es/scielo.php?pid=S1132-12962016000100006&script=sci_arttext&tlng=en
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.