Şiddet İçermeyen İletişimin Faydaları
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Etkili bir iletişim her zaman kolay olmaz. İletişimimiz, genellikle açık mesajlar ve doğru yorumlardan çok varsayımlar ve yanlış anlaşılmalar üzerinden gider. Bu yüzden Marshall Rosenberg, Şiddet İçermeyen İletişim (Şİİ) olarak da bilinen empatik iletişimi geliştirdi.
Rosenberg, daha çok ortak çalışmaya dayalı ve değerlerimize uygun düşecek bir şekilde birbirimizi anlayabilmemiz için gerekli olan bu aracı geliştirdi. Bunun yanı sıra, olası çelişkilerden ve yanlış anlaşılmalardan kaçınmak için iletişimin geleneksel yöntemlerini de bir kenara bırakmamız gerekiyor. Empatik iletişim, karşılıklı anlayışa dayalı bir aktif dinleme yapmamıza yardım eder.
Kendine güvenen kişilik
Kendinden emin olmak, pasiflik ile agresifliğin ortasında güzel bir noktada kalır. Kişisel fikirlerinizi ifade etmek, başkalarına saygı duymak ve bazı sınırlar belirlemek için işinize yarayacak bir beceridir. Psikolog Marshall Rosenberg, bu yöntemi uygulayarak ilişkilerimizi geliştirebileceğimizi söylüyor.
Kendine güvenen insanlarda en yaygın görülen özellik, başkalarının hatalarına karşı müsamahalı yaklaşımlarıdır. Yani bu insanlar onları ne eleştirir ne de dışlar ya da onlara karşı ilgisiz kalır. Tam tersi, onları kabullenir ve anlamaya çalışırlar. Bu sebeple, kendine güvenmek şiddet içermeyen iletişimin önemli bir parçasını oluşturur.
Kendinden emin bir kişi kendi sınırlarını, ihtiyaçlarını, isteklerini ve fikirlerini iyi bilir.
Şiddet içermeyen iletişimin ilişkilerimize olan katkıları
Empati, yani kendini bir başkasının yerine koyabilmek de bu iletişimin bir parçasıdır. Bununla birlikte, hem kendinizle hem de başkalarıyla kurduğunuz sözlü ve sözlü olmayan iletişime hakim olmak çok önemlidir.
Empatik iletişim, konuşmacıyla dinleyen arasında samimi ve sahici bir ilişki kurmayı amaçlar. İşte, bu yöntemle iletişim kurmanın bazı faydaları.
Tatmin edici ilişkiler
Şiddet içermeyen iletişim bir mesajı kısa, öz, açık ve doğru bir şekilde iletmeye dayanır. Tarafların birbirini anlamasını hedef alır. Bu şekilde kurulan bir iletişim eleştiriye yer vermez ve mesajların etkili bir şekilde yerini bulmasına imkan sağlar.
Eğer kaygılarınızı kendinizden emin bir şekilde paylaşırsanız, karşınızdaki kişiye sizi anlaması ve kendi fikirlerini de sizinle paylaşması için bir şans vermiş olursunuz. Marshall Rosenberg, her iki tarafın da “ortak paylaşılan umudun yitirilmesi”ndeki payını kabullenmesinin önemini ısrarla vurguluyor.
Çatışmaların çözümlenmesi
Düzgün bir şiddet içermeyen iletişimin anahtarı kendi bakış açınıza dayanarak konuşmaktır. Bu şekilde kimse sizinle kendi bakış açınızı paylaştığınız için tartışamaz çünkü mesajın sahibi mesajı aktaranın kendisidir. Bu durumda, karşınızdakinin mesajınızın altında bir ima aramasını ya da görüşlerinizi bir saldırı olarak algılamasını engellemek istiyorsanız, “bence” gibi “ben” içeren ifadeler kullanın.
İşte size bir örnek: “Bir saat öncesi için buluşacağımızı kararlaştırmıştık ama hep geç kalıyorsun. Çok bencilsin.” yerine, “Beni beklettiğin zamanlarda seninle görüşme isteğim gidiyor. Bu benim moralimi bozuyor ve çaresiz hissettiriyor.” diyebilirsiniz.
Suçlamalar ve eleşetiriler yerine bunun size nasıl hissettirdiğiyle ilgili ifadeler kullanın. Bu şekilde iletişiminiz negatif yönde ilerlemez. Karşınızdakini gücendirmeden de kendinizi ifade edebilirsiniz. Böylece rahatsız olmak yerine ikiniz de probleminize bir çözüm bulabilirsiniz.
Dürüstlük
“Hayır” demeyi ve olumsuz bir cevabı kabul etmeyi bilmelisiniz. Kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmanın tek yolu budur. Ancak, şiddet içermeyen iletişimde usta olmak istiyorsanız atacağınız başka bir adım daha var. Davranışlarınızda herhangi bir spekülasyona ya da yıkıcı bir iletişime yer olmamalı.
Şİİ uzmanı olan Bob Wenthworth’e göre, “gözlemleyerek gerekli koşullar oluşturulabilir, duygular bağları güçlendirir ve kendimizi açmamızı sağlar, ihtiyaçlar asıl neyin önemli olduğunu belirler, talep ise nasıl bir cevap alacağınızı açıklığa kavuşturur. ” Bu bileşenleri kullandığınız takdirde ahlaki yargılar dağıtma olasılığını ortadan kaldırmış olursunuz. Bunu detaylı olarak daha sonra tartışacağız.
Dinleme ve anlama becerilerini geliştirmek
Şiddet içermeyen iletişim empati geliştirmeyi destekler. Empatiyi, herkesin kendi içinde yaşadıklarını şefkatli bir şekilde anlayabilmenin bir yolu olarak görürüz. İfade edilen duyguların, düşüncelerin ve yargıların bir notunu almak anlamına gelir. Bizi felç eden ve zihinsel sınırlar koyan gerekliliklerle bağlantı kurmakla ilgilidir.
Bu çeşit bir iletişim başka bir empati türünü de destekler. Bu, karşımızdakini duygusal olarak anlama becerisidir. Böylece karşımızdakinin sadece görüş ve düşüncelerini değil, duygularını ve hislerini de anlayabiliriz.
Şiddet içermeyen iletişime engel olan davranış şekli
Rosenberg şiddet içermeyen iletişimin birçok fayda sağladığına inandığı gibi, pozitif iletişimi engelleyen bazı iletişim şekilleri olduğunu da söylüyor. Bu iletişim şekilleri Şİİ becerimizi geliştirmemizin önüne geçiyor, bunun sonucunda da empati ve güven kurmak için de bir engel teşkil ediyor.
Ahlaki yargı
Ahlaki yargılar şahsi olmayan bir ifade biçimidir. Kişinin aslında neler hissettiğini yansıtmaz, yalnızca üstünü kapatır. Eleştiri, taciz, aşağılama ya da alaycılık gibi farklı formlarda görmek mümkündür. Rosenberg bunların yerine objektif gözlemler kullanmayı öneriyor. İnsanları başkalarını yargılamaktan kaçınmaya teşvik etmenin yanı sıra, bunun yerine nasıl hissettiklerine odaklanmaları gerektiğini söylüyor.
“Bana verdiğin rapor bir facidaydı. Bu iş senin gibi birine verilmez.” demek yerine, “Bana verdiğin raporda daha detaylı düşünülmesi gereken bazı fikirler var. Müşteriye sunmadan önce bir kez daha gözden geçirip değiştirmeye çalış.” demeyi tercih edebilirsiniz.
Talepler ve başkalarıyla kıyaslama
Talepler, istekler, suçlamalar… Başkalarının bizi anlaması için her türlü yöntemi kullanırız. Günün sonunda bunlar, suç yüklemek ya da cezalandırmak anlamına gelen tehditlerdir. Manipülasyonun ve saldırgan iletişimin farklı şekillerde gösterilen halleridir.
Sorumluluk kabul etmemek
Bu çeşit bir davranışın en yaygın görülen örneği olarak, bir gencin notlarını annesine gösterdikten sonra “Anne, okul bana uzaklaştırma verdi.” diyerek kendi problemleri için üçünü şahısları suçlamasını ve sorumluluktan kaçmasını verebiliriz.
İnsanların sorumluluktan kaçtığı bir başka durum da kişisel olmayan ya da koşullandırıcı bir dil kullanmalarıyla anlaşılır. Kendi tespitlerine, geçmişine ve deneyimlerine göndermeler yaparak konuşurlar. Burada asıl amaç olanların sorumluluğundan kaçmaktır.
Gördüğünüz gibi şiddet içermeyen iletişim, tüm tarafların kişisel olarak mümkün olduğunca gayret göstermesini gerektiriyor. Şiddet içermeyen iletişimden alacağınız faydalar gösterdiğiniz çabaya mutlaka değecektir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.