Hiper Çocuk: Aşırı Korunan ve Stresli Çocuklar
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
Hiper çocuk hiper ebeveynliğin ürünüdür. Çocukluğun önemli yönlerini ihmal eden yeni ve artan bir eğilimdir. Örneğin, oynamak, açık havada bulunmak, can sıkıntısı ve sorunlarla yüzleşmek gibi şeyler gözardı edilir . Bu aşırı koruma, aşırı ilgi ve övgüye dayalı bir eğitim tarzının sonucudur.
Bir hiper çocuk kendisinden önce başkalarına yanıt verir. Kendini keşfetme, içsel gelişim ve çocuklukta geliştirilen birçok önemli özellik için çok az zamanları vardır.
“Hiper çocuk” terimi ne anlama geliyor?
“Hiper-çocuk” veya “hiper-ebeveynlik” terimleri, çocukların kontrol altında tutulmasıyla ilgili kavramlardır. Sonuç olarak, yaşıtları için normal olan faaliyetlerden ayrılırlar. Böylece, bağımsız olmayan insanlar hâline gelirler çünkü mükemmel olmaları beklenmektedir.
Hiper çocuk terimi Amerika Birleşik Devletlerinde ortaya çıktı. Geleneksel olarak, “şımarık çocuk” kavramı ile ilgilidir. Ancak Hiper ebeveynlik ve Hiper çocuklar: Mükemmel Çocuklar kitabının yazarı ve gazeteci Eva Millet, hiper-çocukların ebeveynleri çok fazla stres altına soktuğunu söylüyor.
Hiper çocukların hayatı nasıldır?
Hiper çocuklar, tutku duymadıkları müfredat dışı etkinliklerle meşguldür. Dezavantajları çok iyi bildikleri hâlde anne babalar çocuklarına birer yatırım gibi davranır. Yani çocuklarını yetiştirmek için çok fazla para ve çaba sarf ettikten sonra, bunların (genellikle bilinçsizce) otomatik bir başarıya dönüşeceğini düşünürler.
Çocuklar her şeyin farkındadırlar. Ve bu baskı onları her seviyede etkiler. Hayatları sürekli stres içindedir, çünkü başkalarının beklentilerini karşılamak zorundadırlar.
Bununla birlikte, madalyonun bir başka yönü daha vardır: hiper çocuklar, ailenin ilgi odağı haline gelir. Millet’in dediği gibi: “Evlerine gittiğinizde büyükanne ve büyükbabaların resimlerini görmezsiniz. Sadece çocukların resimlerini görürsünüz. Bu çocuklar adeta evin kralları ve kraliçeleri olmuşlardır”.
Bu aşırı uyarım, çocuklarda kişisel gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebilecek bir üstünlük hissi yaratır. Sonuç olarak, duygularını iyi idare edemez, hayal kırıklığını kaldıramaz ve ebeveynlerinin kaygısından muzdarip olurlar. Kısacası Millet’in “hiper-çocuk” dediği şey haline gelirler. Ebeveynlerinin yardımı olmadan hiçbir şey yapamayan bağımlı çocuklardır.
Peki ama bir çocuğun neye ihtiyacı vardır?
Çocukların tam olarak neye ihtiyacı olduğunu belirlemek zordur çünkü kendi hayalleri, arzuları ve beklentileri vardır. Ancak bir şey açıktır: gerçek dünyayla yüzleşmek için hâlâ öğrenmeleri gereken çok şey vardır. Bu yüzden, onlardan yetişkinlerden talep ettiğimiz kadar çok şey talep edemeyiz.
Ebeveynler işte bu nedenle kendi hayallerini asla çocuklarına yüklememelidir. Çocuğun üniversitede ne okuyacağını daha 10 yaşına gelmeden düşünmek çok çılgınca bir şey. Çocukların kendi kişiliklerini ve ilgilerini geliştirmelerine izin vermeliyiz. Hepsinden önemlisi, başarısız olmalarına ve sınırlarını öğrenmelerine izin vermeliyiz. Bu bağlamda, başarısızlıkların aslında daha iyi olmalarına yardımcı olabileceğini de öğrenmeleri gerekir.
Daha az para, daha çok sevgi
Tüm bu deneyimler, kurslar ve kamplar çok maliyetlidir. Fakat her şeye rağmen, çocukların maddi şeyleri takdir etmelerini bekleyemeyiz. Çünkü henüz bunları anlamazlar. Dolayısıyla, 10 yaşındaki çocuğunuzun İngilizce öğretmeninin en iyi kitap ve materyalleri kullanıp kullanmadığı hakkında endişelenmek yerine, çocuğunuza doğal olarak nasıl iletişim kuracağını öğretmelisiniz.
Sonuçta, çocuklar diğer çocuklarla oynamalılar. Bu, becerilerini bağımsız olarak uygulamaya koymaları gerektiği anlamına gelir. Ayrıca ebeveynler onlar için her şeyi yapmak için yanlarında olmamalıdır. Onlar arka planda olmalı, ancak çocuk yardım isterse hazır bulunmalıdırlar.
Çocuklar için beklenmedik durumların üstesinden gelmeyi öğrenmek önemlidir. Ebeveynler sadece tavsiye, destek ve her şeyden önce sevgi vermelidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.