Hassasiyetinizi En Büyük Gücünüz Kılmak

3 dakika
Son Güncelleme: 27 Kasım, 2017

Araştırmacı Elaine Aron‘a göre insanların %15 ila 20’si hassas bir tabiata sahip. Aşırı uyarılmış, duygusal olarak tepkisel ve hassasiyetleri yüzünden empati hisseden bu kişiler, toplum tarafından her zaman iyi kabul görmez.

Ne yazık ki, günümüzde insanlar hassasiyeti reddetme eğiliminde çünkü bu özellik zayıflıkla ilişkilendiriliyor. Bu nedenle insanlar hassasiyetlerini bastırıyor. Oysa doğru bir şekilde geliştirilip güçlendirildiğinde eşsiz bir erdem olacağının farkına varamıyorlar. 

Ama kendi hassasiyetinizi inkar edip duygularınızı, özellikle de negatif duygularınızı bastırmak, bu duyguların inatla devam etmesine neden olmakta ve onları çözülmemiş problemler haline getirmektedir. Ne var ki hassasiyetinizin farkında olup ifade etmek sayesinde o duygusal enerjiyi serbest bırakabilir, yaratıcı ve yapıcı bir şekilde kullanabilirsiniz.

“Hassas ya da duygusal olduğunuz için asla özür dilemeyin. Bu sizin büyük bir kalbiniz olduğuna ve başkalarının bunu görmesinden korkmadığınıza işaret olsun. Duygularınızı göstermek bir güç işaretidir.”

– Brigitte Nicole

Hassasiyet doğaldır

Hassas olmak, sinir sisteminiz vasıtasıyla bilgi toplayabilme becerisidir. Doğaldır ve bu yüzden ne iyi ne de kötüdür. En küçük sesleri bile algılayabilen hassas bir mikrofon gibidir.

Hassas insanların sinir sistemi, başka insanlardan, havadan, ışıktan, ses ve kokulardan ve daha pek çok şeyden duyguları alabilir. Sonra burada üretilmiş düşünceleri, duyguları ve eylemleri işler.

Duygularınızı kabul edin

Hassasiyetinizi güce çevirmek için kendinizi kabul etmeniz ve kaçkın bir at gibi değil sizin lehinize hareket etmeleri için duygularınızı nasıl yöneteceğinizi öğrenmelisiniz. Bu, duygularınızı bastırmak ya da inkar etmek demek değildir. Onları doğru zamanda doğru şekilde serbest bırakmak demektir.

Duyguları bastırmak ya da onlardan kaçmak genelde meta-duygu yani duygular hakkında duygu denen hislere yol açar. Mesela, üzgün olduğunuz için sinirlenmek ya da heyecanlı olduğunuz için kendinizi suçlu hissetmek gibi.

Hassasiyetinizi güce çevirmek için duygunuzu olduğu gibi yaşamalı ve kabul etmelisiniz.

Birçok insan bilerek ya da bilmeyerek pozitif ve negatif duygularını ifade etmelerine engel olan kaçınmacı davranışlar sergiliyor. Bu hassasiyet, işleri çok büyük gösterebiliyor. İşte bu yüzden bilinçli olarak kaçınıyorlar duygularından.

Bu, işten gelince günün sorunlarından kaçmak için TV’yi açmak ya da karmaşık sosyal çevrelerin uyarıcılarını uyuşturmak için alkol içmek (veya başka maddeler tüketmek) olabilir. Bunlar, kişinin duygularını ihmal etme veya rasyonelleştirmesinin bazı yollarıdır. Duygularla baş etmemek için kullanılan bahanelerdir. Ama yalnızca bununla kalmaz bu kaçma yöntemleri.

Bu doğal eğilime karşı koymak için var olan duyguyu kabul etmeniz, yargılamaksızın onu hissetmeniz ve nihayet onu bırakmanıza sizi iten fiziksel tepkileri kabullenmeniz gerekmektedir.  

Hassasiyet, tutku ve yaratıcılık

Çoğu zaman hassas insanlar aynı zamanda da tutkulu ve yaratıcı insanlardır. Sanatçıdırlar çünkü duygularının daha farkındadırlar ve eserleriyle bu duyguları başkalarına aktarma gücüne sahiptirler.

Ne yazık ki eğitim, bilim ve iş dünyasına ait becerilere daha fazla değer veriyor. Bu durum çocukların sanatçı eğilimlerinden uzaklaştırarak ”diğer önemli” şeylerin daha çok zaman gerektirdiği bir eğitim sistemini tamamlamaya zorluyor.

Fakat her birimiz içimizde bir şeye karşı tutku duyuyoruz, başkalarının ne düşündüğü hiç önemli değil. Bu güçlü duygular ifade bulmalı çünkü zamanınızı nasıl harcamanız gerektiği konusunda size pusula olacaklar. 

Dinlenin ve düşünün

Hassas insanlar çok düşünür, özellikle de onlar için çok bunaltıcı olma potansiyelindeki insanların olduğu yoğun ortamlarda çok zaman harcıyorlarsa. Hassas insanların düşünme egzersizleri için zaman ayırması ve hatta günlük tutması iyi bir fikirdir. Bu sayede dışarıdan gelen aşırı uyarıcıların azalmasına zaman tanınmış olur.

Biraz durup düşünmek için beli bir zaman ayırdığınızda kendi durumunuzun ve tıpkı bir kayaya damlayan küçük su damlaları gibi sizi her gün etkileyen ufak şeylerin daha çok farkına varabilirsiniz.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.